Adaket Bakanı Sadullah Ergin, Avrupa Ceza Baroları Birliği tarafından düzenlenen 'Ceza Muhakemesinde İnsan Hakları' ana temalı konferansa katıldı. Konferansta İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile Avrupa Savunma avukatları derneği üyeleri katıldı. Açılış konuşmasının yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, konuşmasında, AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davalarda birinciliği başka bir ülkeye bıraktıklarını dile getirdi. Ergin, "Umut ediyorum ki, yürürlüğe koyduğumuz tedbirlerle beraber o listede hızla aşağı doğru ineceğiz" dedi.

AVRUPA SAVUNMA AVUKATLARINA TÜRKİYE'DEKİ YARGI SİSTEMİNİ ANLATTI

Sadullah Ergin, konuşmasında Türkiye'de yargı ve hukuk sisteminde yapılan düzenlemelerden bahsetti. Bakan Ergin, "Bugün bölgesi içinde bir Türkiye Modeli'nden söz edilebiliyorsa, demokratikleşen siyaseti, refah üreten ekonomik yapısı, çeşitlenen ve dışarıya açılan sivil toplumsal dinamikleri ile güç kazanan hukuk sisteminin bunda önemli payı olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz müzakere sürecinin pozitif katkısıyla bugün Türkiye hem toplumsal dinamiklerini güçlendirme noktasında hem de siyasi, ekonomik ve hukuki dönüşüm sürecinde önemli kazanımlar elde etti. Türkiye 2009 yılında deklare etmiş olduğu Yargı Reformu Strateji Belgesi ve buna bağlı olan eylem planıyla yargı alanındaki dönüşüm kararını hem kendi kamuoyuyla hem de Avrupa Komisyonuyla da paylaştı. Bu strateji belgesinde fiziki ve teknolojik alt yapının tamamlanması mevzuat alt yapısını değiştirilmesi, insan kaynaklarının güçlendirilmesi ve infaz sisteminin uluslararası standartlara getirilmesi konusunda çalışmalar yapıldı. Yüksek mahkemelerin kapasitesini artırdık. Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın geniş tabanlı oluşumunda Venedik Komisyonuyla çalışarak, Kara Avrupasındaki sisteme benzer bir sistem kurduk.Standartları düşük olan 214 ceza ve infaz kurumunu kapattık. Denetimli serbestlik sisteminin yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar yaptık ve cezanın ıslah fonksiyonunu karşılayabildiği ölçüde basit suçlarda elektronik kelepçe uygulamasını devreye koyduk. Hükümlü ve tutukluların eşleri ve aile mensuplarıyla uzun süre görüşme imkanı sağlanarak bu konuda önemli bir mesafe katedildi. 2004 - 2005 yılllarında yapılan çalışmalarla ceza mevzuatımızn tamamını yeniledik. Ceza yargılamasındaki uzlaşma kurumundan sonra, hukuk yargılamasındaki -arabuluculuk düzenlemesini yaptık ve Türkiye'de Haziran ayından itibaren uygulanmaya başlanacak. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden aldığı kararları geniş şekilde değerlendirerek, bu ihlal nedenlerini ortadan kaldıracak düzenlemeleri yaptık. Bu çalışmanın son adımı bundan 12 -13 gün önce parlamentoda yasalaştı. Cumhurbaşkanımızın onay sürecinde şu anda" dedi.

Bakan Ergin, "Temel hak ve hürriyetlerin korunup geliştirilmesi ve ihlallerin önlenmesi amacıyla ülkemizin kurumsal kapasitesini güçlendirecek adımlar da attık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ortaya koyduğu sistemin ikincillik prensibine uygun olarak, Anayasa Mahkememize bireysel başvuru hakkı getirdik ve uygulamasını başlattık. Yine İnsan Hakları Kurmunu oluşturduk. AİHM'de Türkiye aleyhine yapılan başvuruların hem sebeplerini hem de sonuçlarını ortadan kaldıracak adımlar attık. Bütün bu tedbirler eş zamanlı uygulamaya konuldu ve bunun ik meyvelerini de almaya başladık. Türkiye AİHM'de almış olduğu ihlal sıralamasında ilk defa 2012 yılında birinciliği bir başka ülkeye bıraktı. Bu bizim açımızdan çok övünülecek bir durum değil ikinci durumdayız. Ama liderliği bir daha almamak üzere bıraktık buna inanıyorum. Umut ediyorum ki yürürlüğe koyduğumuz tedbirlerle beraber o listede hızla aşağı doğru ineceğiz" diye konuştu.

"TÜRKİYE'DE HER 100 BİN KİŞİYE, 5.6 SAVCI, 10.7 HAKİM VAR"

Bakan Ergin konuşmasının ardından gelen soruları da yanıtladı. Ergin'e, iddianamesi düzenlenmemiş olan davaların özel yetkili mahkemeler yerine eski mahkemelerde devam edecek olmasının adil yargılamada bir sorun yaratıp yaratmayacağı sorusu yöneltildi. Ergin, "Özel yetkili mahkemeler uygulamasına son verildi. Normal mahkemelerde özelikli davaların görüşülmesine geçildi. Mevcut davaları görüşen mahkemeler bu dosyalar tamamlanıncaya kadar görevlerine devam edilir denildi. Burada iki hassasiyet bu sonucu sağladı. Birincisi bir yargılamaya başlayan mahkemenin elinden dosyaları alıp başka bir mahkemeye vermek tabii hakim ilkesini yaralar ilkesi, diğeri çok kapsamlı olan bu dosyaların başka bir heyet verilmesi, bu dosyaların içeriğini anlama imkan dışı olduğundan aynı mahkemelerce sonuçlandırılması yoluna gidilmiştir" dedi.

Bakan Sadullah Ergin, Asliye Ceza Mahkemeleri'nde savcıların bulunmaması ve davanın sonucunda değerlendirmede bulunmasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine ise, "Asliye ceza mahkemelerinden savcının yargılama aşamalarında bulunmayışına ilişkin atıf yapıldı. Türkiye'de bulunması gereken hakim, savcı sayısı ideal olanın yarısı kadar. Her 100 bin kişiye 5.6 savcı her 100 bin kişiye 10.7 hakim var. Oysa olması gereken her 100 bin kişiye 18 -20 hakim, kişiye her 100 bin 10 - 11 arasında savcı. Elimizdeki bu hakim ve savcıların bu sorun giderilinceye kadar optimum kullanılması için bu düzenleme yapıldı. Sonuçlar adil yargılama hakkını zedeleme noktasında bir veri verirse bu uygulamadan da dönebiliriz" yanıtını verdi.

Bakan Ergin, Türkiye'de karakollarda kötü muamelenin sürdüğüne dair bir eleştiriye de cevap verdi. Bakan Ergin, "Türkiye 2002' den bu yana işkence ve kötü muameleye sıfır toleransda önemli mesafe katetti. Şu anda bizim karakollarda meydana gelen kötü uygulama örnekleri gelmiş ülkelerdenkiden fazla değil. Teorideki değişimin pratiğe yansıması biraz zaman alıyor buna katılırım. Elinizdeki insan kaynağının buna adapte olması zaman alabiliyor" dedi.

İSTANBUL BAROSU'NUN YARGILANACAĞI DAVA

Bakan Ergin, İstanbul Barosu aleyhine açılan dava ile ilgili olarak, "İstanbul Barosu Başkanı aramızda. Ben başkandan rica ediyorum. Baro üyesi avukatlara dava açılmasına neden olan görüntüleri, duruşmalardaki görşntşleri alıp izlemesini, Almanya'daki bir yargılamada benzer bir uygulama yapılıp yapılamayacağını muhakeme etmesini rica ediyorum" diye konuştu.



DHA