Diyarbakır Barosu ve Yeni Anayasa Platformu'nun ortaklaşa düzenlediği panelin ikincisi Büyükşehir Belediyesi toplantı salonunda yapıldı.

Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can, İstanbul Baraso eski Başkanı Doç. Dr. Yücel Sayman ve Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem'in konuşmacı olarak katıldığı toplantıyı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve DEP eski Milletvekili Sedat Yurttaş'ın'da aralarında bulunduğu 100 kişi izledi.

Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can ise, paneli izleyenleri Kürtçe, "Amed halkı hoş geldiniz" diyerek selamladı.

Konuşmasında bugüne kadar yapılan anayasaları eleştiren ve bazıları için 'konuşmaya değmez' diyen Doç. Dr. Osman Can, "Anayasayı eğer toplum sözleşmesi olarak değerlendiriyorsak, kimler tarafından yapıldığını çok iyi biliyoruz. Kimler tarafından yapıldıysa bu anayasalarda onların çıkarlarına hizmet edilmek üzere üretildi. Bize soruldu mu? Örneğin Anayasanın değiştirilemez maddeleri diye ilginç şeyler var. Ya başkentin Ankara olmasını kim bize sordu. Babalarımız ve dedelerimiz karar vermedi bildiğim kadarıyla" dedi.

Anayasada yer alan 'Devletin ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğü' ifadesini darbecilerin ürettiğini ileri süren Doç. Dr. Can, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını eleştirirken şöyle dedi:

"Anayasa Mahkemesi'nin ilginç kararları vardır. Okursanız ilginç veciz sözler vardır. O sözlerden bir tanesi ‘Özgür bir Kürt dili yoktur.' Nerden biliyorsun. Bu konuda Diyarbakır'daki Kürt yurttaşlar, ‘Kürt dili yoktur' diye bir karar verdi mi? Anadilde eğitim görmek istemiyoruz gibi bir şey söyledi mi? Bence söylemedi. Ama Ankara'daki efendiler o kadar gerizekalı ki, anayasaya şöyle bir ifade koyarlar mesela, ‘Hiçbir okulda Türkçeden başka anadil öğretilemez.' Bu ne demektir. Diyarbakır'da öğretilen bir anadildir o zaman. Türkçe iyi de anadil değil, anadil doğal bir şey. Bir Kürtçe konuşan Kürt halkına mensup insanın sahip olduğu tabii bir durum. Anayasada, ‘anadil Kürtçe değil Türkçedir' deniyor. Bunu kanunen nasıl belirliyorsunuz."

Doç. Dr. Osman Can, Türkiye'de Psikolojik işkenceden geçmeyenin olmadığını, yüzde 90'nın mağdur olduğunu söyledi.

Psikolojik etkiyi yaratanın da Anayasal düzen olduğunu ileri süren Doç. Dr. Can, "Yanı başınızda bir polis ve asker gördüğünüz zaman bir işkence yaşıyorsunuz. Dolayısıyla bir sözleşme yok ortada. Ama biz kendi sözleşmemizi yaratmak amacıyla ortaya çıktık. Kendi sözleşmemizi ortaya koymak zorundayız. Kendi sözleşmemizle, hep birlikte kayıtsız, şartsız, kırmızı çizgisiz bir Anayasa yapmak zorundayız" dedi.(Vatan)