Soysal, şöyle konuştu: "Kağıt üzerinde kazanılmış bir dava var, ama uygulamada yok. Lehimize verilen bir karar 4 senedir yürürlüğe girmedi. Aleyhimize olmuş olsaydı 4 saniyede bilgisayarlara girilecekti, Avrupa ülkelerinin tamamı harfiyen yerine getirecekti. Olumlu olan şeyleri göz ardı ediyorlar. Vatandaşımız, Avrupa ülkelerinde her şey dört dörtlük, adalet yürüyor sanıyor, ama göründüğü gibi değil. Ben inanamıyorum, çünkü benim inancımı kırdılar. Süreç, 14 sene devam etti, bana maddi külfeti oldu. Maddi bir yana manevi olarak da yıpratıcı. Başka ülkelerin çalışanları, elini kolunu sallayarak Avrupa'ya girerken bizim vatandaşlarımız her geçtiği Avrupa ülkesinde beklemek zorunda kalıyor. Ayrı bir gişeden geçip ayrı muamele görüyorlar. Bu, manevi bir yıkımdır."
"Avrupa'nın tapusunu verseler istemem"
Soysal, karar ve sonrasında yayınlanan haberlerle "Türk vatandaşlarına vizesiz Avrupa" yolunu açmanın manevi mutluluğunu yaşadığını, bunun dışında hiçbir maddi veya manevi kazancı bulunmadığını da vurguladı. Soysal, halen yurt dışı işleri için vize sırasına girdiğini, kendisinin sadece haksız bir durum olduğunu belirterek dava açtığını, davayı Avrupalı hukukçuların kazandığını, bir türlü uygulanmamasına onların da şaşırdığını söyledi. Bunca mücadeleden sonra artık yıldığını, Avrupa'ya vizesiz girebileceği yönünde umudunun kalmadığını belirten Soysal, şunları söyledi: "Bugün bana Avrupa'nın tapusunu verseler, istemem. Benim ülkem cennet. Gittiğim ülkelerde herkesin Türklere sempatiyle yaklaştığını gözlemliyorum. Ama iş, bürokrasiye gelince tüm ülkeler masa başında değişiyor. Avrupa ülkelerinde Türk olduğum için sıkıntı yaşamadım ama pasaport polisine git, gümrük polisine git, vize için başvur... Her yerde bunu yaşadım. Bize neden bu kadar engel koyduklarının sırrını çözemedim." Şu anda çalıştığı şirketin ağırlıklı olarak yurt içi taşıma yaptığını, yurt dışı işi olursa tekrar vize başvurusunda bulunacağını anlatan Soysal, vize sorununa ancak hükümetler arasında çözüm bulunabileceğine inandığını sözlerine ekledi.