Avukat Bülent Kurt, müvekkilleri Kürt olduğu için Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi'nde polisten şiddet gördüğünü öne sürdü.

Konuyla ilgili İstanbul Barosu'nda açıklama yapan Avukat Bülent Kurt, 22 Eylül günü daha önce hukuki işlerini takip ettiği bir arkadaşının kendisini arayarak yakınlarının karga tulumba gözaltına alındığını ve onlara yardımcı olup olamayacağını sorduğunu, kendisinin de bu iş için karakola gittiğini ve bu andan itibaren çeşitli saldırılara maruz kaldığını söyledi.

"Gözaltı değil gözetim altındalar"
Polis memuruna karakola gittiğinde avukat kimliğini gösterdiğini ve müvekkillerinin hukuki işlemlerini bundan sonra takip edeceğini söylediğini belirten Kurt, görevi gereği müvekkillerinin ne için gözaltına alındığını, savcılığa haber verilip verilmediğini ve doktor raporunun alınıp alınmadığı sorduğunu, cevaben ise polislerin gözaltı işlemi yapmadıklarını müvekkillerini gözetim altına aldıklarını söylediğini dile getirdi.

“Görevimi yapmama rağmen dışarı çıkarılmak istendim”
Durumun hukuki bir karşılığı olmadığını ve gözaltı işleminin savcıya haber verilmesi gerektiğini belirttiğini vurgulayan Kurt, daha sonra nöbetçi savcıyı aradığını ve durumu bildirdiğini söyledi. Savcıyla yaptığı görüşmenin bilgisini vermek için karakola girdiğini belirten Kurt, polis memuru tarafından argo ifadelerle karşılandığını ifade etti. Bir kez daha kimlik istendiğini ve kimliğini gösterdiğini belirten Kurt, dışarı çıkarılmak istendiğini ve buna karşı çıkarak kamu görevi için kamu binasında olduğunu belirttiğini ancak buna rağmen itilerek dışarı çıkarılmaya çalışıldığını söyledi.

“Görevimi yaptığım için yumruklandım”
Yapılanın yanlış olduğunu ve adli bir görev yaparken yasa gereği kendisine müdahale etmenin hâkim ve savcılara yapılan müdahaleyle aynı cezaya neden olacağını belirttiğini söyleyen Kurt, bunun üzerine itişmelerin ardından yumruklandığını ifade etti.

“Gözlerim görmüyor kimliğini göremiyorum”
Daha sonra olay yerine gelen karakol amirinin kendisine provokatör dediğini ve kimliğini göstermesine rağmen ‘sen kimsin benim gözüm görmüyor kimliğini göremiyorum’ dediğini belirten Kurt, daha sonra dışarı çıkmasının karakol amiri tarafından engellendiğini dile getirdi. Kendisinin dışarı çıkmasının engellenemeyeceğini belirten Kurt, Karakol amirinin kendisine ‘Buranın amiri benim ulan, su da içmeyeceksin, dışarı da çıkmayacaksın emrediyorum’ dediğini söyledi.

Avukatı nezarethaneye koydular
Daha sonra dışarı çıkmasının engellenemeyeceğini yineleyen Kurt şöyle konuştu: “Bunun üzerine beni nezarethaneye koydular. Daha sonra meslektaşlarım girişimde bulundular. Bunun üzerine beni nezaretten çıkardılar. Hemen ardından adliyeye rapor almak için gittim. Bunun ardından nöbetçi savcıya giden Kurt darp raporunu savcıya sunduğunu dile getirdi.

“Savcının gözaltı talimatı yok”
Savcının polislere müvekkilleri için gözaltı talimatı vermediğini söyleyen Kurt, ortada polislerin keyfi bir uygulaması olduğunu ifade etti. Burada önemli olan konunun müvekkillerinin Urfalı ve Kürt olması olduğunu savunan Kurt, müvekkillerine polisler tarafından, ‘Kürtsünüz ve vatan hainisiniz bundan sonra sizi her gördüğümüz an alacağız’ denildiğini söyledi. Kendisine yapılan saldırının da bu sözlerin ardından daha net anlaşıldığını vurgulayan Kurt, "Kürt ve vatan haini birinin avukatı" olan kendisinin de dayak yediğini söyledi.

“Daha önceden sinirlenmişler”
Müvekkillerinin nasıl gözaltına alındığını da anlatan Kurt, polislerin müvekkilinin dükkânındaki tüm masalara dağınık olarak oturmasına karşılık müvekkilinin tek masada oturun ricasına sinirlendiklerini belirtti. Bu olayın ardından sinirlenen polislerin daha sonra müvekkilinin aracının dükkânın önünden çekilmesi gerektiğinin aynı polis ekibi tarafından söylendiğini, buna karşılık ise aracı çekecekken ruhsat istendiğini ve müvekkilinin ruhsatını vermek istemediği için karga tulumba gözaltına alındığını söyledi.



birgun.net