Cezaevlerindeki tutuklu ve mahkûmların hak ihlalleri iddialarına Adalet Bakanlığı'ndan tutanaklı savunma geldi. Hak ihlalli iddialarında karşı bakanlık kendisini ceza infaz kurumlarında tutulan tutanaklarla savundu.
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar tarafından hazırlanan bir rapora dayanılarak bazı gazetelerde yer alan, Sincan 1 ve 2 No'lu F Tipi Cezaevi ile Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığı kaydetti.
Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, söz konusu rapora göre basında yer alan haberlerde, Sincan 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde bulunan O.B isimli tutuklunun, diş tedavisine sevk kararından 10 ay sonra götürüldüğü ve ilaç alabildiği iddialarının doğru olmadığı kaydedildi. O.B'nin 1 Aralık 2011 tarihinde, Sincan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde muayenesinin yapıldığının belirtildiği açıklamada, 15 Aralık'ta da ağrılarının artması nedeniyle önce Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne buradan da Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çene Cerrahisi Bölümü'ne randevusunun alındığı bilgisine yer verildi.

-E.K.'NIN MÜDAHALE ODASINA ALINDIĞI BOĞAZINA BASILDIĞI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTA-

Tutuklu ve hükümlülerden E.K.'nın da avukat görüşü sonrası müdahale odasına götürülerek, "yere yatırılıp boğazının üzerine basılarak ve ağzı kapatılarak bir kısım kıyafetlerinin çıkarıldığı" yönünde yer alan iddiaların da doğru olmadığın ifade edildiği açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"E.K. olarak belirtilen tutuklunun, 10 Nisan 2011 tarihinde tutukluyu ziyarete gelen avukatın saat 15.00 sularında görüşmesini tamamladığı, görüşme sonrasında görevli memurların tutuklunun üstünü aramak istemelerine tutuklunun karşı çıkarak direndiği, 10 Nisan 2011 tarihli tutanaklardan anlaşılmaktadır. Tutuklunun tavrını devam ettirmesi üzerine, görevli memurlar Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmeliğin hükümleri gereğince üst aramasını gerçekleştirerek tutukluyu odasına almışlardır. İddia edildiği gibi tutuklunun müdahale odasına alındığı ve boğazına basıldığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır."
Raporda, Sincan 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'ndeki kanser hastası Abdussamat Çelik'e mahkumların ilik verme yönündeki taleplerinin sonuçsuz kaldığının iddiası ise açıklamada şöyle değerlendirildi:
"Abdussamat Çelik'e ilik nakli talebinde bulunan tutuklu ve hükümlülerden 22 verici için doku tiplendirilmesi yapılması yönünde, alınan karar doğrultusunda vericilerden toplanacak kan örnekleri için 44 adet kan tüpünün kurumumuza gönderildiği, her verici adayın 2 adet kan tüpüne kan örneği vermesi ve gerektiğinde adı geçen hasta dışında başka hastalar içinde bağışta bulunmayı kabul ettiğini bildirir, gönüllü verici formunu doldurarak imzalamasının gerektiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince kuruma bildirilmiştir. Talepte bulunan hükümlü ve tutukluların kan örnekleri ve ilgili formları, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi akraba dışı doku ve kordon kanı bankasına gönderilmiştir. Raporda iddia edildiği gibi taleplerin değerlendirilmediği durumu söz konusu değildir."

-TÜRKÇE BİLMEDİĞİ İÇİN TEDAVİ EDİLMEDİ İDDİASI-

Raporda, Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda da silahlı terör örgütüne üye olma suçuyla hükümlü bulunan Besna Özer'in, Türkçe bilmediğinden derdini anlatamadığı ve bu nedenle iki kez hastaneden tedavi olmadan geri döndüğü, diyet yemek talebinin de reddedildiğinin öne sürüldüğü ifade edilerek, "İddia edildiği gibi tedavi edilmemesine dair bir şikayet, bilgi, belge veya duyum mevcut değildir. Sağlık kuruluşlarından diyet yemek yemesi ile ilgili bir raporu mevcut olmayıp, kuruma iletilmiş bu yönde bir talebi de bulunmamaktadır" denildi.

-GÜVENLİK NEDENİYLE TELEFON SAATLERİ DEĞİŞTİ-

Ankara 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan mahkûmların haftalık 10 dakikalık telefonla görüşme hakkının 4 Ocak 2010 tarihinden itibaren gasp edildiği, resmi makamlara verilmek istenen dilekçelerin sansürlendiği, takibinin imkânsız hale getirildiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
"Kurumun yüksek güvenlikli bir ceza infaz kurumu olması, içerisinde çeşitli suç gruplarını aynı anda barındırması, bazı hükümlü ve tutukluların hasımlılık durumları, yine hükümlü ve tutukluların telefon görüşme taleplerinin çoğunlukla aynı gün ve saatlerde yoğunlaşmasından dolayı kurumumuzun asayiş ve güvenliğinin zafiyete uğramaması amacıyla, 04 Ocak 2010 tarihinden itibaren telefonla görüştürme saatleri, 'odaların telefonla görüş gün ve saatleri' şeklinde belirlenerek yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Odaların görüş gün ve saatlerini gösterir çizelgeler matbu evrak haline getirilerek bütün hükümlü ve tutuklulara dağıtılmıştır. Hükümlü ve tutukluların güvenli bir şekilde telefon görüşmelerini yapmaları amaçlanmıştır. Dolayısıyla '10 dakikalık telefonla görüşme haklarının engellenmesi' söz konusu değildir."

-DENETLENİYORUZ-

Basına yansıyan tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin yapılamadığı yönündeki iddialarında değerlendirildiği yazılı açıklamada şöyle denildi:
"Sonuç olarak, Ceza İnfaz Kurumları, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklama ile İşkenceyi ve Aşağılayıcı Muameleyi Önleme Komitesi gibi uluslararası kuruluşlar ile TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Adalet Müfettişleri, Ceza İnfaz Kurumları Kontrolörleri ile İzleme Kurulları tarafından denetlenmektedir. İnfaz Hakimliği Kanunu uyarınca ceza infaz kurumlarında bulunan mahkumlarla ilgili yapılan tüm işlem ve uygulamalar İnfaz Hakimliğinin denetimine tabi tutulabilmektedir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına ilişkin kurallar hükümlü ve tutukluların ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiç kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulamaktadır. Ceza infaz kurumlarında meydana gelen her türlü hak ihlali başvurusuyla ilgili adli ve idari tahkikat yapılmakta ve olumsuz uygulamalar konusunda gerekli hassasiyet gösterilmektedir."(ANKA)
(YE/ÖMR)