Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, baz istasyonlarının ‘şehir dışına çıkarılması’ şeklindeki kararını, GSM şirketinin son dakika hamlesi nedeniyle bozmak zorunda kaldı. Davalı GSM şirketi Yargıtay kararı içtihat olmak üzereyken, dava konusu baz istasyon sökerek davanın konusuz kalmasını sağladı. Kurulun kararı kesinleşseydi, ‘içtihat’ kabul edilecek ve şehir içindeki baz istasyonları sökülebilecekti. 

Ankara ’da yaşayan Bedirhan Aksoy, evine 25 metre uzaklıktaki baz istasyonunun kaldırılması için mahkemeye başvurdu. Aksoy, lenf kanserine yakalanan bir kızının bulunduğunu belirterek, uzmanların yorumlarına baz istasyonunun kansere yol açtığını belirterek, ailece endişeli olduklarını ve psikolojilerinin bozulduğunu savundu. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ailenin talebini haklı buldu ve baz istasyonunun sökülmesine karar verdi.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin ‘baz istasyonu sökülsün’ kararını önce onadı, ancak GSM şirketi karar düzeltme yoluna gitti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bu sefer yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar verdi. Yerel mahkeme ilk kararında direnince dosyanın yeni adresi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu oldu.

Dava konusuz kaldı 

Kurul, ‘baz istasyonu sökülsün’ kararını doğru buldu. GSM şirketi son anda taktik bir manevra yaparak baz istasyonunu kaldırdı ve kurula, “İstasyonu kaldırdık, kararınızı düzeltin” diye başvurdu. Genel Kurul da davanın ‘konusuz’ kalmış olması nedeniyle karar düzeltme başvurusunu kabul etti ve kararı bozdu. GSM şirketi istasyonu kaldırmadan karar düzeltme isteminde bulunsaydı Yargıtay reddedecek ve ‘istasyonlar şehir dışına çıksın’ kararı içtihat olacaktı. 


Zarar vermeyen yerlere kurulsun

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kızı kanser olan babanın ‘Baz istasyonları kaldırılsın’ yönündeki talebini haklı bulan yerel mahkemenin kararını onarken, çarpıcı bir gerekçe yazdırmıştı. Kurul, “Davacının anayasada teminat altına alınan yaşam hakkı mülkiyet hakkıyla birlikte değerlendirildiğinde dava açmakta haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki bu hizmetin davacıya ait konutun bulunduğu yerde verilmesinde zorunluluk bulunmadığı gibi, davacıya ve çevreye zarar verme ihtimali olmayan bir başka yerde de verilmesi olanak dahilindedir” demişti.