Bursa Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Nevin Canbaz, kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımcılığının, yapılan tüm çalışmalara, alınan önlemlere rağmen arttığını belirterek, Danıştay 10'uncu Dairesi tarafından "Aile Konutu Şerhi" konusunda verilen yürütmeyi durdurma kararına da tepki gösterdi. Canbaz, "Eskiden çiftlerden biri muhtarlık ve nüfus müdürlüğünden aldığı belgelerle, tapuya giderek, oturdukları eve aile konutu şerhini koyduruyordu. Danıştay'ın bu kararından sonra, Tapu Sicil Müdürlüğü, Aile Konutu Şerhi konusunda, artık mahkemelerden karar istemektedir. Bu hukuk ve kanunlara aykırı bir durumdur" dedi.
 
Bursa Barosu Kadın Hukuku Komisyonu üyeleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Avukat Nevin Cambaz, kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sebeplere ayrı ayrı incelenmesini isteyerek, sosyal devlet ilkesi gereği, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı temalı, ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde eğitim çalışmaları zorunlu hale gelmiştir" diye konuştu.
 
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çaba yürütülürken, diğer yandan devlet eliyle alınan bazı kararların bu çalışmaları boşa çıkarttığını ileri süren Nevin cambaz, Danıştay 10'uncu Dairesi tarafından 'Aile Konutu Şerhi' konusunda verilen yürütmeyi durdurma kararına tepki gösterdi. Canbaz, şöyle dedi:

"Eskiden çiftlerden biri muhtarlık ve nüfus müdürlüğünden aldığı belgelerle, tapuya giderek, oturdukları eve aile konutu şerhini koyduruyordu. Danıştay'ın bu kararından sonra, Tapu Sicil Müdürlüğü, Aile Konutu Şerhi konusunda, artık mahkemelerden karar istemektedir. Bu tamamen hukuk ve kanunlara aykırı bir durumdur. Üstelik bu adliyenin iş yükünü artıracak ve artık eşler bu kararı eskisi gibi kolay alamayacağı için birbirlerinin rızası olmadan konutlarını satabileceklerdir. Eskiden ise birbirlerinin rızası olmadan konutlarını satamıyorlardı."
 
Avukat Nevin Cambaz, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) ve kadının insan hakları savunucuları olarak kadın hakları ve özgürlükleri ile ilgili kazanımlarımızı geriye götürecek, hukuki ve uygulanabilirliği olmayan fikir, düzenleme ve önerilerin karşısında olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceklerini söyledi.

DHA