Ellerinde bıçak, satır, kemer ve demir çubuklar vardı. Birbirlerine kıyasıya vuruyorlardı. İşte bu kargaşa sırasında,  görevi güvenliği sağlamak olan bazı özel güvenlik görevlileri, olup biteni izlemekle yetindi.

Bu İstanbul Adalet Sarayı'nda yaşanan ilk olay değildi. Adliye açıldıktan kısa bir süre sonra iki grup birbirlerine bıçaklarla saldırmıştı. "Adliyede güvenlik zaafiyeti var mı?" sorusu o günlerde de gündeme geldi. Gözler, güvenliği sağlamakla görevli özel güvenlik görevlilerine çevrildi.

Şike ve Odatv davası başta olmak üzere, Türkiye'nin en önemli davalarının görüldüğü İstanbul Adalet SARAYI, Avrupa yakasındaki hemen hemen tüm adliyeleri bünyesinde topladı. Amaç kargaşayı ortadan kaldırmak ve en güvenli şekilde adil yargılamayı sağlamaktı. Ancak adliyedeki olaylar güvenlikle ilgili soru işaretlerini gündeme getirdi.

Öte yandan eleştirilerin yöneldiği Çağlayan Adalet Sarayı'nın güvenliğini üstlenen Akdeniz Güvenlik Hizmetleri adlı şirketin adliyedeki güvenlik müdürü Arif Yıldız, "hizmetlerinin özel güvenlik komisyonunun belirlediği alanla sınırlı" olduğunu söyledi. Yıldız, "İddia edildiği gibi, içeriye sokulan herhangi bir malzeme söz konusu değildir" dedi.