Çelik, Bakanlık çalışmaları ve çalışma hayatında yaşanan son gelişmelerle ilgili Bakanlıkta basın toplantısı düzenledi.

          
Çalışma Bakanlığı'nın ürettiği hizmetin 75 milyonu kapsadığını belirten Çelik, bu nedenle sorunların çözümünde uzlaşı ve sosyal diyalog ile yol aldıklarını söyledi.
          
Toplu sözleşme sürecinde, eczacılarla yapılan anlaşmada ve diğerkonularda mutabakat ile hareket edildiğini dile getiren Çelik, iş sağlığı ve güvenliği ve intibak konularında yapılan çalışmaları anlattı.
          
Toplu İş İlişkileri Yasası'yla ilgili çalışmalara değinen Çelik, düzenlemenin TBMM'ye getirildiğini, sosyal taraflarla uzlaşı sağlandığını ancak düzenlemenin hala yasalaştırılamadığını belirtti.
          
Düzenlemenin henüz yasalaşmaması nedeniyle iş kolu istatistiklerini yayınlayamadıklarını ifade eden Çelik, istatistiklerin yasa çıkmadan yayımlanması durumunda, toplu sözleşme yapmaya yetkili 51 sendikadan 36'sının yetkisini kaybedeceğini açıkladı.
          
-Kıdem tazminatı-

 Çelik, kıdem tazminatı konusuna da değinerek, çalışanların sadece yüzde 8'inin kıdem tazminatını hak edebildiğini, mevcut uygulamadan işverenin de çalışanın da memnun olmadığını dile getirdi.
          
Konunun yıllardır konuşulduğunu, tartışıldığını belirten Çelik, ''Toplu İş İlişkileri Yasası yasalaşmadan, sosyal taraflarla yine bu salonda, bir masa etrafında oturmadan kıdem tazminatı konusunu gündemimize almayacağımızı defalarca ifade ettik'' dedi.
         
Faruk Çelik, taşeron işçileri sorununun Türkiye'de ciddi boyutlara ulaştığını ifade eden Çelik, bu konuda taslak çalışmanın tamamlandığını aktardı. Çelik, ''Günümüz dünyasında modern köleliğe, emeğin istismarına izin vermeyecek bir düzenlemeyi mutlak suretle gerçekleştirmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
          
Ulusal İstihdam Stratejisi çalışmalarını anlatan Çelik, 2023 hedeflerine dönük bir istihdam stratejisi oluşturulduğunu söyledi.
          
Çalışmaya son şeklinin verildiğini belirten Çelik, ''Ana hedef 2023 yılında işsizliğin yüzde 5'lere çekildiği bir Türkiye çalışma hayatını gerçekleştirmek'' dedi.
          
Çelik, kamu personel rejiminin de ciddi bir mutabakat, uzun süreli bir çalışmayla yeniden ele alınması gerektiğini dile getirdi.
          
-''İstihdam son 3 yılda 3 milyon 932 bin kişi arttı''-
          
Türkiye'nin işsizlikle mücadelede gelişmiş ülkeleri geride bıraktığını vurgulayan Çelik, istihdamın son 3 yılda, 3 milyon 932 bin kişi arttığını kaydetti.
          
İşsizlik Sigortası Fonu'nda 30 Temmuz itibarıyla 57 milyar 808 milyon lira bulunduğunu aktaran Çelik, bugüne kadar 2 milyon 604 bin 630 kişiye 4 milyar 932 milyon lira işsizlik ödeneği, 226 bin 168 kişiye 208.6 milyon lira kısa çalışma ödeneği verildiğini bildirdi.
          
Bakan Çelik, 10 milyar lira aktarılan GAP'a, bu yıl son olarak 1,3 milyar lira daha aktarılacağını kaydetti.
          
İŞKUR'un 2003 yılında 65 bin 398 kişiyi işe yerleştirirken, bu rakamın 2011 yılında 363 bin 672, bu yıl Haziran ayına kadar 225 bin 928 olduğunu belirten Çelik, bu rakamları İŞKUR'un çalışmalarının göstergesi olara niteledi.
          
İşsizlikle mücadeleye çeşitli uygulamalarla devam edeceklerini aktaran Çelik, bu kapsamda işbaşı eğitim programı hakkında bilgi verdi. Çelik, bu uygulamayla vasıfsız elemanı tezgah başında eğiteceklerini, 6 ay sürmesi planlanan eğitim boyunca katılanlara günlük 25 lira ödeneceğini ve sigortalarının yapılacağını anlattı.
          
İş ve meslek danışmanlığıyla da istihdam ve verimliliğin artırılacağın inandıklarını ifade eden Çelik, her iş ve meslek danışmanının 500 işsizden sorumlu olduğunu, bu 500 rakamını aşağı çekmek için çalışacaklarını söyledi. Çelik, bu kapsamda prim uygulamasının da bir teşvik olarak gündeme gelebileceğini belirtti.
         
Çelik, genç işsizliğin nedenlerinden birinin mesleksizlik olduğuna dikkati çekerek, 680 bin vatandaşa mesleki eğitim verildiğini bildirdi.

 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TBMM'nin gündemindeki Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nın kısa sürede çıkarılmasının önemine işaret ederek, "Bu yasanın artık beklemeye tahammülü yok. Endüstriyel ilişkiler kilitlenme noktasına doğru gidiyor" dedi.

Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sendikalardan yetki için yapılan 904 başvuruyla ilgili 2009 istatistiklerinin esas alınması konusunda bir "ara formül" üzerinde durulduğunu açıkladı.
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, düzenlediği basın toplantısında, iş kolu barajı istatistiklerinin açıklanmasıyla ilgili bir soru üzerine, mart, nisan ya da mayıs ayında Toplu İş İlişkileri Yasası'nın çıkmasına kesin gözüyle bakıldığı için 17 Ocak'ta bu istatistikleri yayınlamadıklarını anımsattı.
 
Sosyal taraflarla üzerinde anlaşma sağlanan ve TBMM'nin ön sıralarına alınan tasarının yasalaşamadığını anlatan Çelik, sosyal taraflarla geçen hafta tekrar bir araya geldiğini söyledi.
 
Yetki için yapılan 904 başvuru ile ilgili bir ara formül bulunması üzerinde durduklarını bildiren Çelik, "Bu sendikalara, yetki süreli olarak mutabakat çerçevesinde verilebilir mi gibi bir değerlendirme yaptık. O konuda yüzde 100 bir mutabakat sağlayamadığımız için bunu yeni bir toplantıya öteledik" dedi.
 
-"Yasanın beklemeye tahammülü yok"-
 
Yeniden bir değerlendirme için tekrar bir araya geleceklerini ifade eden Çelik, yasa tasarısının hazırlanışında, Meclise gelişinde kusurları olmadığını ama sosyal tarafların mutabakat sağlanan konuları kendi bünyelerinde kabul ettirmekte zorlandıkları ya da daha farklı görüşleri öne çıkardıkları için tasarının yasalaşamadığını belirtti.
 
Bununla ilgili net yaklaşımların artık ortaya çıkması gerektiğini vurgulayan Çelik, şunlara işaret etti:
 
"Çünkü bu yasanın artık beklemeye tahammülü yok. Endüstriyel ilişkiler kilitlenme noktasına doğru gidiyor. 904 yetki talebi var ama eylül ayında kamuda yetki talepleri başlayacak. Bugün yaklaşık 200 bin işçi, eylülden itibaren 500 bin işçiye çıkacak. Yani toplu sözleşme talebiyle iç içe olan 500 bin çalışanımız olacak. Dolayısıyla düzenleme önem arz ediyor. Mutabakatla geçici bir çözüm bulabilirsek, 2009 istatistiklerini yürütme konusunda bir çözüm bulabilirsek bunu bir kez daha deneyeceğiz. Bulamazsak Meclis'ten yasanın geçmesinden başka çıkış yolu yok."
 
-Yeşil kartlılar-
 
Çelik, iş başı eğitim programlarının bütçesiyle ilgili bir soru üzerine, bu konuda bir tavan belirlemediklerini, yetersiz kaldığı takdirde kaynakların artırılabileceğini bildirdi.
 
Türkiye'nin 5'inci ve 6'ıncı bölgelerinde yeşil kartlıların istihdamıyla ilgili bir soruya karşılık ise Çelik, bugüne kadar 11 milyon 600 bin kişinin gelir testi yaptırdığını, 8 milyon 45 bin kişinin priminin devlet tarafından karşılanacağını, vizeleri devam eden yeşil kartlılar da bulunduğunu ifade ederek, yeşil kartlıları ciddi bir çalışma yürüttükleri İŞKUR ile irtibatlandırdıklarını söyledi.
 
Çelik, "Önümüzdeki dönem içerisinde kendilerine birkaç kez iş sunduğumuz ve mesleki eğitim imkanı sağladığımız yeşil kartlılar, çalışmama konusunda bir direnç gösterirlerse bu imkandan mahrum olacaklardır" dedi.
 
Yeni tasarının taşeronlukla ilgili getirdiği yenilikler de sorulan Çelik, alt işverenliğin kaldırılmadığını, bu konuda çalışma saatleriyle ilgili sıkıntılar bulunduğunu, yıllık izin, tazminat imkanı gibi bazı haklar getirilmesinin öngörüldüğünü söyledi.
 
"Hatay Dörtyol'daki olayda ismi geçen bir şahsın İŞKUR'dan meslek danışmanı olarak ücret aldığı" iddiası da sorulan Çelik, bu kişinin toplum yararına çalışma çerçevesinde kurayla belirlenen bir görevli olduğunu, çalışma saatleri konusunda ise imza sirkülerine göre işe gidiş gelişinde bir sıkıntı olmadığının belirlendiğini söyledi.
 
-Ulusal istihdam stratejisi-
 
Ulusal istihdam stratejisiyle ilgili bir soruya karşılık, sosyal taraflarla yapılan görüşmelerde belirli bir noktaya gelindiğini belirten Çelik, emeğin sömürüsüne dönüşmemesi kaydıyla özel istihdam bürolarının önemli olduğunu vurguladı.
 
Bu konuda sürenin 10-12 ay olarak belirlenmesi halinde emeğin köleleşme ihtimali olduğunu, ancak 2 aylık bir süre öngörülmesiyle büyük bir sorunun önüne geçilebileceğini bildiren Çelik, bütün kesimlerin bu konularda aynı noktaya getirilmesinin zorluğuna işaret etti.
 
Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı konusunda tarafların farklı yaklaşımlarına da dikkati çeken Çelik, "Ortak geldiğimiz bu noktada yasanın önünü kesmemek adına, gönlümüzdekilerin değil mutabakat sağladığımıza ağırlık verilmesinin sorunu çözeceği inancındayım" dedi.
 
-Kalorifer görevlisi için hekim iddiası-
 
"İş Güvenliği Yasa Tasarısı'yla kalorifer görevlisi bulunan apartmanlar için bile hekim ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi" iddiası da sorulan Çelik, yasaya nasıl bakıldığının önem taşıdığını söyledi.
 
Buna göre iş yerlerini "Az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli" olmak üzere 3 gruba ayırdıklarını anlatan Çelik, uzmanların tehlike sınıfına göre denetimler yapacaklarını bildirdi.
 
Çelik, her apartmanda bir uzman görevlendirilmesini öngörmeyen düzenlemeyle sağlıksız koşulların ve "kaza' denemeyecek ihmallerin yaşanmamasının amaçlandığını belirtti.
 
Bir başka soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere hükümet üyelerinin Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nın arkasında olduklarını vurgulayarak, bu konuda gizli bir gündemleri olmadığını belirtti.
 
Toplu İş İlişkileri Yasası geçmeden diğer konuları masaya taşımayacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Çelik, Toplu İş İlişkileri Yasası geçmiş olsaydı taşeronluk, kıdem tazminatı gibi düzenlemeleri tartışabilme imkanı bulabileceklerini söyledi.
 
"Sendikaların sendika yasası henüz çıkmamışken kıdem tazminatını görüşelim yaklaşımını doğru bulmuyorum" diyen bakan Çelik, konuyu bu yasadan sonra gündeme getireceklerini söyledi.
 
Çelik, "İşçilerin yüzde 8'inin yararlandığı bir sistemi savunamayız. Savunulamaz, açık söylüyorum. Ben yüzde 92'inin dışarıda kaldığı bir sistem doğrudur nasıl diyebilirim Çalışma Bakanı olarak-" şeklinde konuştu.
 

AA