Almanya'da "yüzyılın soygun hareketi" olarak adlandırılan Deniz Feneri e.V. Derneği'nin Türkiye bağlantılarının araştırıldığı soruşturmayı yürütürken, önce haklarında HSYK tarafından soruşturma başlatılan ardından da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla görevlerinden alınan üç savcı hakkında Sincan Savcılığı iddianame hazırladı.

İddianamede, Savcı Nadi Türkaslan'ın "resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanmak" suçlarından 11 yıla, savcılar Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz'ün de "görevi kötüye kullanmak" suçundan 3'er yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, üç savcının ayrıca kamu görevinden de men edilmesi talep edildi. Sincan Savcılığı'nın hazırladığı iddianame Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ni geldi. Daire, yaptığı değerlendirmede iddianameye kabul etti. Üç savcı, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan Yargıtay'da yargılanmalarına başlanacak.


-HSYK'YA ŞİKAYET EDİLMİŞLERDİ-

Savcı Türkaslan, Deniz Feneri soruşturmasında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin malvarlıklarına el konulmasını istedi. Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 1 Haziran 2009'da bu talebi kabul etti. Türkaslan, karardaki şirket taşınmazlarıyla ilgili bölümü yapılacak bir işlem olmadığı gerekçesiyle kapatarak, tapu müdürlüğüne gönderdi. Türkaslan'ın bu işleminin ardından soruşturmaya Yaren ve Tamöz de dahil edildi. Akman ve Karaman'ın avukatları, karara savcılık nezdinde itiraz etti, üç savcı itirazı reddetti. Mahkemenin el koyma kararına sadece savcılıkta itiraz eden Akman ve Karaman'ın avukatları müvekkillerinin tutuklanmasının ardından üç savcıyı HSYK'ya şikayet etti. Avukatlar mahkeme kararına itiraz etmemelerine rağmen HSYK'ya yaptıkları şikayet dilekçesinin ekine de mahkemeye itiraz etmiş gibi düzenledikleri dilekçeyi ekledi. HSYK, üç savcı hakkında soruşturma başlattı, Ankara Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş de savcıları soruşturmadan aldı. HSYK müfettiş raporu doğrultusunda üç savcı hakkında kovuşturma izni vermişti. (ANKA)