Adalet Bakanı Sadullah Ergin, NTV'nin canlı yayınında Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin soruları yanıtladı. Davaya bakan savcıların, soruşturmanın AKP'deki bazı isimlere uzanabileceği gerekçesiyle görevden alındığı iddialarını değerlendiren Ergin, bu konunun çok fazla bilgi kirliliğine maruz kaldığını belirterek, "Bu soruşturma üç yıldır devam ediyor. Üç yıldan beri aynı savcılar görev yapıyor. Bu süre içinde savcıların çalışmalarına kimse müdahale etmiş değil. İstedikleri delilleri toplamışlar, yurtdışında çalışma yapıp dönmüşlerdir. Bütün buralarda hiçbir müdahale söz konusu değildir" dedi.

Şüphelilerin avukatlarının HSYK'ye suç duyurunda bulunmasının ardından HSYK'nın iddiaları incelemeye aldığını ifade eden Ergin, "Resmi kayıtlara dayalı bir şikayet var ve bu şikayet için siz 'hayır bunlar incelenmesin' diyemezsiniz. Bugüne kadar bunu hiç yapmadım. Ne Adalet Bakanının ne de Başbakanın bu dosyaya müdahale etme hakkı yoktur. Böyle bir müdahale de olmamıştır" dedi.

Ergin, kamuoyunda bilgi kirliliği oluşturan bir takım konuların ortaya atıldığını belirterek, soruşturmayı yürüten savcıların, 19 kişinin mal varlıklarına, araçlarına, ortaklık hisselerine ve ikinci olarak da bu kişilerin ortağı olduğu şirketlerin malvarlığına el konulmasını istediklerini ifade etti.

Bunun üzerine de mahkemenin, 18 kişinin malvarlığına el koyulmasına karar verdiğini ancak savcıların ikinci talebini 'kanuna aykırıdır' diyerek reddettiğini vurgulayan Ergin, "Sorulması gereken temel soru şudur; mahkemenin reddettiği el koyma talebi uygulanmış mıdır, uygulanmamış mıdır? Cevabı verilmesi gereken soru budur. Sürece ilişkin suçlamalar tamamıyla dezenformasyon. Sonuç itibariyle ne oldu? Kanun ihlal edildi, el konulamazdı, el konuldu. Yasanın izin vermediği, mahkemenin izin vermediği bir el koyma kararını siz mahkeme kararında oynamak suretiyle tatbik ettiniz. Siz mahkeme kararını ters çevirip uyguluyorsunuz. Yasayı da ihlal ediyorsunuz" dedi.

Savcıların değiştirilmesinin Ankara Cumhuriyet Başsavcısının tasarrufunda olduğunu vurgulayan Ergin, 2010 yılının Nisan ayında, İstanbul'da devam eden 'Balyoz' soruşturmasının savcılarının haklarında böyle bir soruşturma da yokken, değiştirildiklerini hatırlatarak, "Dolayısıyla kamuoyunda gerçekten çok fazla dezenformasyon var" dedi.
 

"Ergenekonla aynı değil"

Bakan Ergin, 'Ergenekon Savcılarının da böyle bir uygulamaya gittiği' iddiaları üzerine; "Ergenekon soruşturmasında, 'mahkeme kararı değiştirildi, oynandı' diye bir tek şikayet yoktur. Buna benzer bir şikayet Erzurum Savcısı ile ilgili yapılmıştır. Ergenekon savcılarıyla da ilgili çok sayıda şikayet yapılmıştır, bakanlık, kurul tarafından müfettiş görevlendirilmesi yapılmıştır. Süreç bir miktar uzamıştır ama sonuçlandırılmıştır. Dolayısıyla Ergenekon'la ilgili bir tek benzeyen olay, Erzincan, Erzurum'dur. Erzurum Savcısıyla ilgili 24 saat içinde görevlendirme yapılmış ve incelendiğinde de kovuşturmaya gerek olmamıştır" dedi. Ergin, Deniz Feneri soruşturmasında savcılarla ilgili şikayetin tutuklamalardan önce yapıldığının da altını çizdi.

"Kılıçdaroğlu dosyayı biliyorsa paylaşsın"

Ergin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "köstebek" iddiasının hatırlatılmasını üzerine, "Ben soruşturma dosyasını bilmiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu dosyayı biliyorsa bunu paylaşması lazım. 'Delililer var' dedi, nasıl incelemiş, bu çok ciddi delilere, hangi bilgilerle ulaşmış? Bu soruların cevabını vermesi gereken Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Bir bildiği varsa Sayın Kılıçdaroğlu'nun kamuoyuna açıklaması lazım" dedi.
 

"CHP bir ilke ortaya koymalı"

Ergin, Kılıçdaroğlu'nun tutuklu vekiller ile taleplerinin sorulmasına üzerine, "Sayın Kılıçdaroğlu değişik yerlerde aklına gelen lafları söylüyor. Bir yerde 'Yasal düzenlemeye gerek yoktur', başka yerde 'yasal düzenleme yapılsın' diyor. Bir TV programında 'HSYK müdahale etmeyen hakimleri görevden alsın' dedi. 'Adalet Bakanı etkin olsun' diyor. Ne yapsın Adalet Bakanı? CHP bir ilke ortaya koymalı, Adalet Bakanlığı'ndan ne isteniyor? Adalet Bakanı hakimlere 'Şu vekilleri bırakın da sorun çözülsün' mü diyecek. Ne diyecek? Anayasanın 159. maddesi gereğince bir şikayet nedeniyle soruşturmaya izin verdiğim için 'Niçin Adalet Bakanı burnunu sokuyor' diyen Kılıçdaroğlu 'tutuklu vekiller serbest kalmıyor, Adalet Bakanı daha etkin olsun diyor.' Bu ne şimdi? Seçilen milletvekillerini bırakın mı diyecek. Bu vekiller seçimden önce tutukluydu. Bunları bile bile aday etti Kılıçdaroğlu. Bir TV programında Kılıçdaroğlu seçimden önce 'yargı tahliye etmezse ne olacak?' diye sorulduğunda yargı kararlarına saygılı olacaklarını söylemişti" diye konuştu.
 

"Ceza yasalarına ilişkin çalışmalarımız var"

Ceza yasalarına göre birtakım çalışmalarının olduğunu söyleyen Ergin, "Yasadan ve uygulamadan kaynaklı sorunlara ilişkin, uzun tutukluluğa ilişkin iddialar, gözaltı yakalama uygulamalarında bir takım çalışmalarımız var. 12-14 Eylül'de başsavcıların, Avrupa'dan hukukçuların, Yargıtay'daki görevlilerin katılacağı bir sempozyum olacak. Yargılamaların hızlandırılması gerekiyor. Bunun için tedbirler alınıyor" dedi.

"Devlet yine ihtiyaç duyuyorsa Öcalan'la görüşür"

Ergin, BDP ve DTK'nın İmralı ile görüşme talebine ilişkin, Bugüne kadar bu taleplerin hiçbirini karşılamadıklarını belirterek, "O kararı değiştirmemizi gerektiren bir şey gözükmüyor" dedi. Avukatların İmralı'ya gidip gitmemesinin başsavcılığın tasarrufunda olduğunu ifade eden Ergin, "Devletin ilgili birimleri ihtiyaç duydukları zeminde Öcalan'la görüşmüşlerdir. Yine ihtiyaç duyarlarsa görüşürler" dedi.
 

"Kılıçdaroğlu ne biliyorsa açıklasın"

Ergin, Kılıçdaroğlu'nun Orgeneral Işık Koşaner'in yasa dışı dinlenmesine ilişkin iddiaları üzerine ise, "Sayın Kılıçdaroğlu kimseyi zan altında bırakmasın, bunları açıklasın. Kim dinlemiş, kim dinletmişse bilelim. Sıkıntı oluşacaksa oluşsun. Zan altında bırakmak daha büyük sıkıntı. Biz de bilelim de gereğini yapalım" dedi. Teknolojinin çok geliştiğini, cep telefonlarının artık dinleme cihazları olduğunu ifade eden Ergin, "Mücadelesi kolay değil ama cezaları arttıran bir yaptırım olabilir. Bu konuda caydırıcı olabilirsiniz. Bunu önlemek için ilgili yasalar parlamentodadır" dedi.
 

"Lahey'a abluka için gidilecek"

Ergin, Mavi Marmara konusunda ise, Ankara'nın BM'nin Mavi Marmara raporu nedeniyle değil Gazze ablukasına karşı Lahey'e başvuracağını belirterek, "Burada bir yanlış anlama var. Lahey'e gidilmesi konusu Gazze ablukasına ilişkindir. Yoksa Mavi Marmara raporunun Lahey'e gitmesi gibi bir durum yok" dedi.



Anka