Fahrettin Yokuş, "Çalışanları mağdur edecek, despot bir anlayışla hazırlanmış olan bu Anayasa Değişikliği'ne evet demek, çalışanların kendi ayaklarına pranga vurması anlamına gelmektedir. AKP hükümetinin referanduma götürdüğü çalışma hayatı ile ilgili maddelerde görülüyor ki; hem işçilerin, hem memurların, hem emeklilerin, hem de işsizlerin hakları gasp edilmektedir" dedi.

Yokuş, yaptığı açıklamada, hükümetin her uygulamasına kayıtsız şartsız destek verdiklerini iddia ettiği bazı sendikaların tutumunun, kamuoyu ve çalışanlar tarafından ibretle izlendiğini ifade etti. Yokuş, "Çalışanların demokratik haklarını ve örgütlenme haklarını geriye götüren Anayasa Değişikliği'ne alkış tutmak, çalışanlara en büyük saygısızlıktır. Yandaşlıktan öteye hiçbir anlam taşımayan bu tutum içinde bulunan sendikaları, memurlar asla affetmeyeceklerdir. Bu sarı sendikalar, çalışma hayatının en kirli sayfalarında hak ettikleri yeri alacaklardır. Çalışma hayatı tarihi boyunca, bu kara lekeyi tüm çalışanlar ibretle hatırlayacaklardır. Biz çalışanların bu oyunu fark ederek; bu oyunu bozacağına inanıyoruz ve oyunu kendi hak ve menfaatleri doğrultusunda kullanacağını ümit ediyoruz" diye konuştu.

 

"Sendikaların üyeleri adına dava açma hakkı ortadan kalkıyor"

"Daha fazla demokrasi, daha fazla hak denilerek süslü paketler içinde halka sunulacak olan Anayasa Değişikliğinde ne acıdır ki memurlar adına sendikaların dava açma hakları da ortadan kaldırılmaktadır" diyen Yokuş, haksızlığa uğrayan memurun, idarenin baskısı nedeniyle dava açmaktan imtina ettiğini savundu. Bunun nedeninin ise çalışanların iktidardan korktuğu için kaynaklandığını ifade eden Yokuş, "Meselenin diğer bir boyutu da, kıt kanaat geçinen memurun pek çok davanın masrafını karşılayabilecek durumda olmamasıdır. Yine pek çok yasal düzenleme, yönetmelik ve genelge çoğu zaman memurların hak kaybına sebep olmaktadır. 4688 Sayılı Yasanın, yürürlüğe girmesi ile birlikte memur sendikaları bu hususta yüzlerce dava açmış, pek çoğunu da kazanarak on binlerce memurun mağduriyetlerini ortadan kaldırmıştır. Bu Anayasa Değişikliği kabul edilirse, çalışanların açtığı davalar neticesinde kazanımları sadece kendilerine şümul olacaktır" diye konuştu.

 

"Birden fazla sendika üyeliği çalışma hayatını kasosa sürükler"

Anayasanın 51. maddesinin 4. fıkrasının yürürlükten kaldırılarak, çalışanların birden fazla sendikaya üye olma serbestisinin getirilmesinin çalışma hayatını kaosa sürükleyeceği savunan Yokuş, "Ayrıca yetkili sendika tespitinde kargaşaların yaşanmasına neden olacağını sağduyu sahibi sendikalar ve hukukçular ortaya koymaktadır. İki farklı sendikaya üyelik, çalışanların örgütlenme hakkını sabote etmektir. Bu madde ile amaçlanan, sendikal örgütlenin önünü kesmek ve çalışanları hak arama mücadelesinde pasifize etmektir. Eğer bu hak demokratikleşmeye katkı ise, neden siyasi iktidar vatandaşlara aynı anda iki ayrı parti üyeliği için izin vermemektedir? Çalışma hayatında işverenin elini güçlendirmeye yönelik bu düzenlemeye Tisk, Türk-iş'e bağlı sendikalar, Türkiye Kamu-Sen ve Kesk karşı dururken, Hak-İş ve Memur-Sen'in savunması akıl tutulmasının ya da yandaşlığın, çirkin bir göstergesidir" dedi.

 

"Bağımsız uzlaştırma kurulu yerine, hükümete bağlı kamu görevlileri hakemkurulu"

Bağımsız bir kurum olan Uzlaştırma Kurulu'nun kaldırılarak, yerine Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun getirileceğini ifade eden Yokuş, bu kurumun tamamen hükümete bağımlı olacağını savundu. Yokuş, "Bu uygulama ile hükümetin memurlara teklif ettiği ücret ve sosyal haklar söz konusu kurul tarafından, hükümetlerin talimatlarıyla tasdik ettirilecektir. Bugün, benzer uygulama Asgari Ücret Komisyonu'nda da yaşanmaktadır. Bilindiği gibi, Asgari ücret komisyonunun sayısal çoğunluğunu hükümet oluşturmaktadır. Bu nedenle işçi sendikalarının bu komisyonda hiçbir talebi karşılanmamaktadır" diye konuştu.

Milyonlarca asgari ücretlinin alacakları maaşların, hükümetlerin insafına bırakıldığını ifade eden Yokuş, "Maalesef, aynı uygulama Anayasa Değişikliği gerçekleşirse, memurlarında başına gelecektir. Bu hususun başka bir boyutu ise, kamu görevlileri hakem kurulu kararlarının bağlayıcı olması, memur ve sendikaların elini kolunu bağlamakta; böylece hem eylem hem de hukuki bir mücadele yapmasının önü tıkanmaktadır. Yani, grev hakkı olmadan, pazarlık için hükümetle masaya oturan kamu görevlileri sendikalarına tek bir yol bırakılacaktır. Sendikalar, hükümetin teklifini ya kabul edecekler ya da kabul edeceklerdir" şeklinde konuştu.


ANKA