Genelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen, hükümete yönelik 'kara propaganda' siteleriyle ilgili internet andıcı davasında dün önemli bir isim tutuklandı. 'Darbeye teşebbüs ve terör örgütü yönetmek' suçlarından hakkında yakalama kararı bulunan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız, 'kuvvetli suç şüphesi'yle cezaevine gönderildi. Metris'e götürülen Iğsız, buradan Silivri Cezaevi'ne nakledilecek.

Yakalama kararı üzerine dün Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelerek teslim olan emekli orgeneral, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşına çıktı. Hakkındaki suçlamalar yüzüne okunan Iğsız, hâkimin soruları üzerine iddianameyi aldığını, içeriğini öğrendiğini ve suçlandığı konuları bildiğini söyledi. "Bu aşamada benim yerime huzurda bulunan avukatım beyanda bulunacaktır." diyerek sözü Orhan Önder'e bıraktı. Savunmasında, andıcın hiyerarşik yapı içinde hazırlanıp en üst makama sunulduğunu söyleyen avukat Önder ise isim vermeden dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u adres gösterdi. Hasan Iğsız, daha önceki ifadesinde 'Sn. K.'a arz' belgesi için "Genelkurmay Başkanı'nın onay ve emri olmadan bir şey yapılmaz." demişti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Ağustos 2011'de 7'si muvazzaf, 1'i emekli general olmak üzere 14 sanık hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Iğsız ve emekli Albay Fuat Selvi'nin tutuklanmasına rağmen diğer 7'si general 12 sanık ise yakalama kararı üzerinden 2 gün geçmesine rağmen teslim olmadı. İnternet andıcı davası sebebiyle haklarında yakalama kararı çıkarılan isimler şöyle: Emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğamiral Alaettin Sevim, Albay Fuat Selvi, Albay Ziya İlker Göktaş, Albay Hulusi Gülbahar, Albay Cemal Gökçeoğlu, Albay Sedat Özüer ve Genelkurmay sivil memuru Mehmet Bülent Sarıkahya.

Kararın çıkmasından 2 gün sonra Hasan Iğsız, sabah 09.30 sularında avukatı ve korumalarıyla beraber makam aracıyla Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Mahkeme heyetinin öğle saatlerinde işlem yapacağını söylemesi üzerine Iğsız adliyeden ayrıldı. Saat 12.10 sularında tekrar adliyeye gelen Iğsız, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu kata çıktı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Hasan Iğsız'ın kimlik tespitini yaptı. Emekli subay olduğunu, Fenerbahçe Orduevi'nde ikamet ettiğini ve 800 TL kira verdiğini belirten Iğsız, aylık kazancını ise 5 bin lira olarak açıkladı. Mahkeme Başkanı Özese, daha sonra, hakkındaki suçlamayı Iğsız'ın yüzüne karşı okudu. Kendisine söz verilen Hasan Iğsız, "Bu aşamada beyanda bulunmayacağım. Benim yerime huzurda bulunan avukatım beyanda bulunacaktır." dedi.

'ANDIÇ, EN ÜST MAKAMA SUNULDU'

Sanık avukatı Orhan Önder, müvekkilinin savcılık ifadelerine ekleyecek bir şey olmadığını söyledi. Iğsız'ın '50 yıldır ülkeyi hem karargâhlarda hem de dışarıda temsil ettikten sonra bugün terör örgütü üyesi olmakla suçlanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını' iddia etti. Avukat Önder, "İddianameden öğrendiğimiz kadarıyla bu sitelerin 10 yıldır yayında olduğuna vakıf olduk. Faturası ise en son müvekkilim ve andıcın altında imzası olanlara çıkmıştır. Andıç dikkatli okunduğunda aslında yasal sınırları belli bir belgedir. Savcılık, andıcın illegal faaliyetleri örtmek amacıyla hazırlandığını söylüyor. İddianame bu yaklaşımıyla tutarlı değildir. Çünkü yazılı bir belgeyle illegal faaliyet örtülemez." savunmasını yaptı. Avukat Önder, andıcın hiyerarşik bir faaliyet olduğuna dikkat çekerek, "Yüzbaşıdan 2. Başkan'a kadar silsile içerisinde andıç hazırlanmıştır. En üst makama kadar da sunulmuştur. Bu silsilede yer alan bütün subayların terör örgütü üyesi olması hayatın olağan akışına uygun değildir." ifadelerini kullandı.

10 yıldır yayınlanan haber içeriklerinin sitelerden silinmesinin doğru olmadığını dile getiren avukat, bu haberlerin kimler tarafından yayınlandığının da tespit edilmediğini kaydetti. Bu kişilerin tespit edilmesi halinde gerçek suçluların ortaya çıkacağını vurgulayan Önder, bu durumda da hükümete hakaret, görevi kötüye kullanma, siyaset yasağı ve hatta terör örgütü üyeliği suçunun ortaya çıkabileceğini ileri sürdü. Avukat, müvekkilinin bu tecrübesiyle yüzbaşılarla bu tür faaliyetlere girmesinin düşünülemeyeceğini bildirdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle Iğsız'ın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, dosyadaki delil durumu suçun vasıf ve mahiyeti ile suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, sanığın delilleri gizleme ve değiştirme ihtimali bulunması gibi gerekçelerle Iğsız'ın tutuklanmasına karar verdi. Iğsız Metris Cezaevi'ne götürüldü. Buradan da Silivri Cezaevi'ne nakledilmesi gerekiyor.(Zaman)