Vatan gazetesinde yayımlanan haber şöyle:

Hanefi Avcı, tartışılan kitabında Hakan Uzan’ı Ürdün Kralı Abdullah’ın himaye ettiğini öne sürürek, şöyle anlatıyor: Uzanlar, Kral’a hediye olarak otomobil, silah veriyor, sebebi belli olmayan milyon dolarlar ödüyorlardı. Ama zenginleri takip etmek çok zordu. Biz gittikleri yeri öğrenmeye kalkarken, onlar bilet değil uçak kiralıyorlardı...

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nden kendi isteğiyle merkeze çekilen Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar/Dün Devlet Bugün Cemaat” isimli kitabında Uzanlarla ilgili ilginç iddialar yer aldı. Kitabında “Uzanların yeni karargahı Ürdün” diyen Avcı, Ürdün’ün Uzanların faaliyet ve organizasyonlarının merkezi olduğunu ve merkez olmaya “hala da devam ettiği kanaatı” taşıdığını iddia etti. Avcı, Uzanların Ürdün’de ileri gelen her aile ve aşiretle ortak şirket kurduğunu, krala da milyonlarca dolar para ödediğini ileri sürdü. Avcı’nın kitabındaki iddialar özetle şöyle:

* Ülkemizden kaçan Uzanların yeni karargâhının Ürdün olduğunu kısa sürede öğrenmiştik ama burada işler daha zordu, çünkü Ürdün’de belli aile ve aşiretler devlet yönetimini paylaşmış gibiydiler. Uzanlar ise Ürdün’de ileri gelen her aileyle, her aşiretle ortak şirket kurmuştu. Kral ile karşılıklı yakınlıklan vardı. Krala hediye olarak otomobil, silah veriyor, sebebi belli olmadan milyon dolarlar ödüyorlardı. Ürdün’ün dışişleri, meclis, askeri ve istihbarat kurumlarının bakan ve yöneticileriyle farklı ilişkiler geliştirmişlerdi. Tüm uğraşlarımıza rağmen bilgi alamadığımız gibi Ürdün, Uzanların faaliyet ve organizasyonlarının merkezi olmaya devam etti. Hâlâ da ettiği kanaatindeyim.

* Uzanların belgelerini inceledikçe mali açıdan asıl merkez olarak İsviçre’yi seçtikleri anlaşılıyordu ama hiçbir zaman parayı Türkiye’den İsviçre’ye direkt göndermiyorlardı; paralar önce İngiltere’yi ve Hollanda’yı dolaşıyor, sonra İsviçre’ye gönderiliyordu. İsviçre ise mali konularda hiç kimseye bilgi vermemekle ünlüydü, ama bizi oldukça şaşırtarak önce kara para ve mali konularda uzman iki polis gönderdiler, sonra da görüşme talebimizi kabul ettiler.

* Soner Komiser, Uzanların Lotus-Notes e-posta sistemi üzerinde tek tek, hangi tarihte hangi yolu izleyerek, hangi şirketten çıkan paraların Hollanda-İngiltere veya İngiltere-Hollanda üzerinden dolaşarak İsviçre’ye gittiğini sunum yaparak anlattı. Hatta Uzanların İsviçre’de irtibat halinde oldukları kişiler ve onların son olaylar üzerine Uzanlarla yaptıkları yazışmaları ortaya koyunca, İsviçre savcıları da soruşturmanın sağlam delillere dayandığını gördüler ve memnuniyetlerini dile getirdiler.

Zenginleri izlemek çok zor

* İsviçreli yetkili bir ara (Telsimin lisans sözleşmesi için hazineye 500 milyon TL yatırmaları gerektiği bir zamanda) Uzan-lann İsviçre USB Bank’taki kendi paralarını teminat göstererek yaklaşık 450 milyon dolarlık kredi aldıklarını söyledi. Yani İsviçre bankalarında aslında 500 milyon dolar paralarının olduğunu, bu parayı Türkiye’ye doğrudan getirmeyip bunu teminat göstererek bankadan düşük faizle aynı miktarda kredi aldıklarını, aslında birçok Türk firmasının bu yolu kullandığını, hiçbir yabancı firma ve bankanın Türk firmalarına kolay kolay yüz milyon dolarlık krediler vermediğini, İsviçre’de kredi bulduk diyenlerin çoğunun kendi paralarını teminat göstererek kredi aldıklarını ve sonra da kredi ödüyoruz diyerek paralarını yurtdışına çıkardıklannı, böylece hem vergi vermediklerini hem yurtdışına para çıkardıklarını hem de yurtdışında kredi almış olmanın itibarına sahip olduklarını söylüyorlardı. Üstelik paraları varken yabancı bankalara anlamsızca faiz ödüyorlardı. Bu çok üzücü ve beni derinden yaralayan bir durumdu; kamuyu ve hazineyi zarara uğratmak için bulunan yol ve yöntemlerde sınır tanınmıyordu.

* Uzan davasının tüm savcılık işlerini yapan, işin yükünü çeken Savcı Mecit Ceylan, adli istinabe hazırlayarak İsviçre’deki Uzan soruşturması dosyası ve içeriği hakkında bilgi talep etti. Bu istinabeye cevaben İsviçre’den çok ciddi bilgiler geldi, bunlar arasında Ürdün Kralı Hüseyin’e, çocukları ve sıkıntı içerisinde bulunan askerler yararına hediye olarak Telsim tarafından bir milyon dolar miktarında para gönderildiği de vardı. Bu para önce İngiltere-Hollanda dolaştırılarak İsviçre’ye gelmiş ve buradan Ürdün’ün başkenti Amman’a gönderilmişti. Kral tarafından çekilen bu paranın neden Türkiye’den Ürdün’e doğrudan gönderilmeyip bu yolun izlendiği bize soruluyordu; İsviçreliler bu paranın gönderilmesinin gerçek sebebini tahmin ediyor, ama bizde delil var mı onu öğrenmek istiyorlardı. Maalesef gerçek sebebin ne olduğundan emindik, ama delilimiz yoktu ve tahminimizi yazamadık. Daha sonrasında görevden alındığımdan neticesinin ne olduğunu bilmiyorum; yalnızca İsviçre’nin cevap verdiğini ve bazı bilgileri gönderdiğini duydum.

* Zengin ve maddi imkânları olan kişileri izlemek çok zordu; biz uçak biletlerinden gittikleri yerleri öğrenmeye kalkarken onlar bilet değil uçak kiralıyorlardı. Hakan Uzan tüm şirket ve mallarına el konmasına rağmen yabancı bir bankaya ait tek bir kredi kartıyla ayda 450 bin dolar civarında harcama yapabiliyordu. Soruşturma devam ederken başka sebeplerden görevden alındım ve Edirne Emniyet Müdürlüğü’ne atandım.