Daha önce sanıklar Kürtçe konuşmaya başlayınca kapatılan mikrofona dünkü duruşmada müdahale edilmedi. Meclis'te kabul edilen Anadilde Savunma Yasası, Resmi Gazete'de yayımlanmadı ancak Diyarbakır'da devam eden KCK davasında ilk meyvelerini verdi. Daha önce sanıklar Kürtçe konuşmaya başlayınca kapatılan mikrofona dün müdahale edilmedi. Kürtçe ifadeler avukatlar tarafından tercüme edildi. Bu gelişme Kürt aydınlar, akademisyenler ve hukukçular tarafından olumlu karşılandı. İmralı ile başlatılan müzakere süreci çerçevesinde de siyasi ve hukuki adımların sorunun çözümü için olumlu etkiler oluşturacağı üzerinde duruldu. Demokratik açılım çerçevesinde 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT6'nın açılması, yerleşim yerlerinin adlarının iadesi, üniversitelerde Kürtçe bölümler açılması, okullarda Kürtçe seçmeli ders gibi adımların ardından Kürtçe savunma daMeclis onayından geçti.

ATALAY’DAN KÜRTÇE SAVUNMA
 

Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek olan yasa ile özellikle KCK davalarının tıkanmasına neden olan sorun aşılmış olacak. Diyarbakır'da yaklaşık 3 yıldır devam eden ve 108'i tutuklu, 175 sanığın yargılandığı KCK ana davasının dünkü duruşmasında Kürtçe savunma sırasında ilk kez mikrofon kapatılmadı. Mahkeme heyeti, önceki duruşmalarda Kürtçe savunma yapan sanıkların mikrofonunun kapatılması talimatını verirken, dün farklı bir tavır sergilendi. Tutuklu sanıklardan Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, Kürtçe savunma yaptı. Mahkeme başkanı, sanığı dinledikten sonra, avukatın tercüme etmesini bekledi. Atalay'ın avukatı Mehmet Emin Aktar da müvekkilinin söylediklerini Türkçe'ye çevirdi. Sanık avukatlarından Mehmet Emin Aktar, daha önce de hakkında delil okunan sanıkların Kürtçe ifade verebildiğini söyledi.

'PARASI OLMAYAN TERCÜMAN TUTAMAYACAK' 

Ancak henüz bir tercüman tayini yapılmadığını ifade eden Aktar, "Bu duruşmada ilk kez Kürtçe savunma yapanların mikrofonu kapatılmadı. Daha önce Kürtçe konuşmaya başlanınca mikrofon kapatılır ama sanıklar buna rağmen konuşmalarını sürdürürdü. Kürtçe ifade yasası ise eksiktir. Çünkü sadece iddianameye karşı sorguda ve esas hakkındaki savunmada Kürtçe olarak ifade verilebilecek. Soruşturmanın tamamını ve kovuşturmanın her aşamasını kapsamıyor. Ayrıca tercümanın ücretli hale gelmesi de adil yargılanmaya aykırıdır. Parası olmayan tercüman tutamayacak. Yargılanacak kişiler masumdur bu ücretlendirme ise masumiyet karinesine de aykırıdır" diye konuştu.

FIRAT: iYiYE GiDiŞ GRAFİĞİDİR

Kürt aydını Ümit Fırat, mikrofounun kapatılmamasıyla 'dünyanın yıkılmadığını, Türkiye'nin bölünmediğini' kaydetti. Fırat, şöyle devam etti: "Bir gereksizlik daha sona erdi. Bu tarz insan temel hak ve özgürlüklerine dönük haklar birilerinin kanaatine bırakılmayacak kadar önemlidir. Çıkan kanunla hak ve özgürlük, geç de olsa teminat altına alınıyor. Türkiye'nin yıllardır üzerinde taşıdığı ayıplı bir hataydı. Düzeltilmiş oldu. Mahkeme de ağır eleştiriler ve alay konusu olacak konuları dikkat almış olmalı. Bu tip meseleler Türkiye'nin demokratikleşmesi önündeki temel hedeflerdir. Ancak keşke bu haklar PKK ve İmralı ile yeni sayfa açma noktasında kullanılmasaydı. Ancak her şeye rağmen bugün o inat ve anormallikten mevzuat kurtulmuş oldu. Anadilde savunmanın yanı sıra Kürtçe konusunda atılan diğer adımlar da iyiye gidiş grafiğidir.

Coşkun: Güven ortamı bu adımlara bağlı

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun, Kürtçe savunma yasasının henüz yürürlüğe girmediğini ancakmikrofonların kapatılmamasının da olumlu adımların mahkeme tarafından dikkate alındığının göstergesi olduğunu söyledi. Eş zamanlı ilerleme Coşkun şunları kaydetti: "KCK davalarında Kürtçe ifadelerin alınamaması yargılamayı uzatıyor ve adaleti geciktiriyordu. Savunma krizi yüzünden 3 yıldır süreç yavaşlıyordu. Kürtçe’ye izin verilememesi, Kürt kamuoyunda tepkiye neden oluyordu. Hele hele hakimlerin 'bilinmeyen dil' şeklinde ifadeleri ’in tepkisine yol açıyordu. Bu tür görüntüleri de ortadan kalkacak. İmralı ile geliştirilen yeni süreç aşıcından da rahatlama sağlayacak. Sürecin ilerlemesi ve tarafların kendilerinden beklenen güven ortamını oluşması bu adımların atılmasına bağlı. Kürt sorunundan bahsedildiğinde sadece dağdan indirme değil. Sorunun çözümü içinhukuki ve siyasi reformlar dahil edilmezse bu zaten olmaz. Eş zamanlı ilerleme lazım."