KCK soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 46 kişiden, 43'ü getirildikleri Beşiktaş'taki İstanbul Adleyesi'nde tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. Aralarında DEP Eski Milletvekili Mahmut Alınak'ın da bulunduğu 43 zanlının İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki işlemleri tamamlandı. Mahkeme 43 zanlıdan 34'ünün tutuklanmasına, 9'unun ise serbest bırakılmasına karar verdi. Mahkeme serbest bırakılan 9 kişiye yurtdışı çıkış yasağı getirdi.

Kararın açıklanmasının ardından destek için adliyeye gelen bir grup avukat, kararı protesto etti. Kararın açıklandığı mahkeme salonu önünde slogan atan avukatlar daha sonra topluca adliye bahçesine girdi. Avukatlar adına bir açıklama yapan İzmir Baro Başkanı Sema Pektaş, Salı gününden beri devam eden süreçte avukatların çok yara aldığını söyledi. Bu süreçte avukatlık mesleğine yapılmış bir saldırıyla karşı karşıya kaldıklarını savunan Pektaş, "Bugün 8 avukat serbest bırakıldı, toplam 33 avukat arkadaşımız tutuklandı. Sadece mesleklerini yapıyor olmaları nedeniyle tutuklandılar. Sorgularda onlara sorulan sorular sadece meslekleriyle ilgili sorulardı. Bu büyük bir aymazlık ve hoyratlıktır. Türkiye hala demokratik hukuk devleti olma özelliğini gösterememiş durumdadır. Biz meslektaşlarımızın yanındayız, savunmayı savunuyoruz, avukatlık mesleğini sonuna kadar savunacağız. Çünkü hukuk devletinde avukata ihtiyaç vardır. Yapılanları kabul etmiyoruz." şeklinde konuştu.

Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar ise hiçbir delil olmamasına rağmen avukatarın gözaltına alındığını ileri sürerek, "Ama biz şuna inanıyoruz: Adalet için savunma zorunlu, savunma için de avukat gereklidir. Eğer bir ülkede savunma baskı altına anlıyorsa o savunma mesleğinin mensupları bu şekilde keyfi biçimde tutuklanıyorsa ülkede adalettin gerçekleşmesinden söz edilemez."

Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk ise tutuklamaların siyasi bir operason olduğunu öne sürdü. Hazırlanan dosyalarda adaleti göremediklerini iddia eden Tuğluk, "Bu ülkede adalet hiçbir zaman var olmadı. Zaten sorunun kaynağı olan, yasalar problemleri yaratıyor. Bu yasalarla yapılan yargılamaların hiçbir meşruiyeti yoktur. Tutuklanan arkadaşlarımız İmralı'ya Öcalan'la görüşmeye giden arkadaşlarımız ve bu 11 yıldır süren bir süreç. İmralı'da ne olup bittiğini devlet çok iyi biliyor. Eğer bir süreç işletilmişse, mektuplar gidip gelmişse , orada ne olup bitmişse devletin bilgisi ve gözetimi dahilinde yapılmıştır. İleriki süreçlerde belki ne olup bittiğini daha açık ifade edebiliriz. Ama bu işin içinde devlet vardır. Bu sürecin içinde hiçbir şey devletin bilgisi dışında yapılmamıştır. Ama ne oldu da bu süreç birden bire kapatıldı. Çünkü İmralı'da istedikleri süreci geliştiremediler, istediklerini alamadılar ve bu avukat arkadaşlarımız bir hesaplaşmanın sonucu olarak kurban edilmiş durumdalar." diye konuştu.

İstanbul Barosu avukatlarından Ercan Kanar ise, "Alınan bu kararın hukukla ilgisi yoktur. Bütün ilkeler ayaklar altına alınarak, çiğnenerek bu tutuklama kararı verilmiştir." dedi.

'Baskılar bizi yıldıramaz' şeklinde sloganlar atan avukatlar açıklamaların ardından adliye binasına girdiler.


(CİHAN)