AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun genel af talebini PKK'lıları ve Abdullah Öcalan'ı da kapsayacak şekilde bir af talebi olarak telakki ettiklerini belirterek, "Kılıçdaroğlu, sözlerine derhal ve behemehal açıklık getirmek mecburiyetindedir. Bu noktadan itibaren sayın Kılıçdaroğlu açısından genel af talebinden geriye dönüş yapmak, bu talebi inkar ya da reddetmek imkanı da kalmamıştır" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Kılıç, Meclis'te gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'deki mitinginde genel af konusunda yaptığı açıklamaları değerlendiren Kılıç, Türkiye'nin yeni bir tartışma gündemine çekilmek istendiğini, bu gündemin konu başlığının 'genel af talebi' olduğunu söyledi.

Genel af talebini seslendiren ismin ise Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu belirten Kılıç, Kılıçdaroğlu'nun sınırlarını belirlemediği bu genel af talebinin halk arasında doğal
olarak teröristbaşı Öcalan'ı da kapsayacak bir af talebi olarak değerlendirildiğini söyledi.

"KILIÇDAROĞLU 'AF' SÖZLERİNE AÇIKLIK GETİRMELİ"
Kılıç, "Sayın Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirilen genel af talebi, PKK'lıları ve Abdullah Öcalan'ı da kapsayacak şekilde bir af talebi olarak tarafımızdan telakki edilmektedir. Teröristbaşı Öcalan'ı kapsamı dışına çıkardığı açıkça belirtilmeyen bir af talebi, Türkiye toplumunda derin kaygılar ve tedirginlikleri beraberinde getirmiştir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerine derhal ve behemehal açıklık getirmek mecburiyetindedir. Bu noktadan itibaren sayın Kılıçdaroğlu açısından genel af talebinden geriye dönüş yapmak, bu talebi inkar ya da reddetmek imkanı da kalmamıştır. Zira Sayın Kılıçdaroğlu, geçmişte de genel af talebini gündeme getirmiş ve o dönemde de 'Öcalan'a af talebinde bulundu' şeklinde yorumlar Türkiye gündemine gelmiştir" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun 7 Mart 2010'da CHP'nin Batman İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 'Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa evet deriz' ifadelerini kullandığını hatırlatan Kılıç, bu sözler üzerine dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını kurumsal anlamda onaylamadığını ortaya koyduğunu belirtti. Kılıç, Kılıçdaroğlu'nun daha sonra yaptığı açıklamada ise hiçbir yerde 'genel af' ifadelerini kullanmadığını ileri sürdüğüne işaret etti. Kılıçdaroğlu'nun, riskli
konularda yaptığı açıklamalarla kendi siyasetine güç kazandırmaya çalıştığını ama Türk toplumundan gördüğü reaksiyonlar sonrasında geri adım atarak, 'Ben demedim, ben söylemedim' rolünü oynadığını ifade eden Kılıç, bu yaklaşımların Türkiye'ye hiçbir katkısı olmayacağını vurguladı.

Kılıç şöyle konuştu: "Fırsatçılıklar üzerine kurulu bu siyaset anlayışının adı, olsa olsa Kemal Kılıçdaroğlu oportünizmi olarak adlandırılacaktır. Çıkarcılık ve fırsatçılık, siyasetin yer yer gereği olabilir ama Türkiye'nin riskli meselelerini, terörle mücadelesini, demokrasi ve özgürlük sorununu siyasal fırsatlara dönüştürmek, Türkiye'ye, devletine ve milletine hiçbir şey kazandırmayacaktır."

"BAŞÖRTÜSÜNDE GERİ ADIM ATTI"
Kılıçdaroğlu'nun daha önce başörtüsü ile ilgili sözlerinden sonra da geri adım attığını hatırlatan Kılıç, Kılıçdaroğlu'na çağrı yaparak, "Tunceli'de seslendirdiği genel af talebi kişisel görüşü müdür, CHP'nin kurumsal görüşü müdür? Sayın Kılıçdaroğlu bunu açıklığa kavuşturmak mecburiyetindedir. Sayın Kılıçdaroğlu, genel af talebinin İmralı canisi teröristbaşı Öcalan'ı da kapsar şekilde düşünülüp düşünülmediğini Türk toplumuna kısa zaman içinde açıklamaya mecbur ve mahkumdur. Söylediği riskli beyanların arkasında durmayan bir siyaset adamının Türkiye gündemini temelinden sarsacak riskli açıklamalarla ülkemizi ve insanımızı meşgul etmeye hakkı yoktur" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'de yaptığı konuşmalar vesilesiyle 'hayır'da hayır olmadığının bir kez daha görüldüğünü dile getiren Kılıç, "Hayırda şer vardır. Şer odaklarının beklentilerine cevap vermek vardır. Bir kez daha görülmüştür ki 'hayır'cılar hayırsız çıkmıştır. MHP de kısa süre içinde kendi durumunu netliğe kavuşturmalı, CHP ile birlikte yürüttüğü derin 'hayır' koalisyonu içinde CHP'nin destekçisi ve payandası olarak yer alma konumunu sürdürüp sürdürmeyeceğini topluma açıklamak mecburiyetindedir" değerlendirmesini yaptı.

CHP ve MHP'nin sandıktan hayır oylarının fazla çıkması halinde genel af ilan edilebileceği talebi sonrasında açığa düştüklerini savunan Kılıç, sürecin başından beri AK Parti hükümetini terör örgütü ve yandaşı çevrelerle pazarlık içinde göstermeye gayret eden CHP ve MHP'nin genel af talebi sonrasında tamamen açığa düştüklerini ifade etti. Kılıç, CHP'nin de, MHP'nin de genel af talebi sonrasında kendi durumlarını izah etmeye mecalinin kalmadığını dile getirdi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın bugün düzenlediği basın toplantısında, bir televizyon kanalında sarf ettiği, 'Terör örgütü varolduğu, teröristler askerimize kurşun sıkmaya devam ettiği sürece, 20 Eylül'den sonra da olsa devletin terörle, teröristle mücadelesi aynı kararlılıkla sürecektir' cümlesini gündeme getirerek kendisine saldırdığını belirten Kılıç, bu cümleden başka bir anlam çıkarmaya çalışmanın olsa olsa bir 'vuvuzela çığlığı' olarak adlandırılabileceğini belirtti.

Kılıç, siyaseti bu kadar çamur atma anlayışı üzerinden yür fcrdüğüne işaret etti. ütmenin Parlamento'da grubu bulunan hiçbir siyasi partinin yöneticisine yakışmadığını vurguladı. AK Parti'nin kuruluşundan bugüne hiçbir dönemde terör örgütü ve yandaşı çevrelerle müzakere içinde olmadığını ifade eden Kılıç, Türkiye'de terör örgütü ve yandaşlarıyla kimlerin pazarlık içine girdiğinin, idam cezası yürürlükteyken asmak yerine idam cezasını kaldırmaya onay verenlerin varlığıyla teyit edildiğini söyledi. Son genel af çağrılarıyla birlikte 'hayır'cıların hayırsız çıktığının ortaya çıktığını belirten Vural, "Hayır cephesinde hayır yoktur, şer vardır. Hayır cephesi, şer odaklarının ekmeğine yağ sürmekte ve payandası olmaktadır. Bütün sivil toplum örgütlerini, bu genel af talebi sonrasında hayır cephesiyle olan ilişkilerini gözden geçirmeye ve Türkiye'de şerrin değil demokrasinin yanında yer almaya davet ediyorum" diye konuştu.

"ADALET DUYGUSU İÇİN KPSS TEKRAR EDİLEBİLİR"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıç, KPSS ile ilgili iddialar konusunda muhalefetin verdiği araştırma önergelerinin hayata geçirilip geçirilmeyeceği sorusu üzerine son KPSS sınavından sonra ortaya çıkan iddiaların herkesi derinden rahatsız ettiğini söyledi. Adalet duygusunun sarsılması kadar kötü bir sarsıntı olamayacağını kaydeden Kılıç, AK Parti olarak bu iddiaların ve olumsuzlukların tespit edilmesi ve tümüyle ortadan kaldırılmasının temel arzuları ve talepleri olduğunu açıkladı. Kılıç şunları söyledi:

"Devlet Denetleme Kurulu bu iddiaları araştırmak üzere çalışmaya başlama talimatı aldı. Yüz binlerce gencimizin gelecek hayallerini temelden etkileyen bu sınav üzerindeki bütün kuşkuların, bütün iddiaların, bütün olumsuzlukların ve bütün gölgelerin ortadan kaldırılması, ilgili, yetkili, sorumlu herkesin olmazsa olmaz görevi ve sorumluluğudur. Gençlerimizin hayallerinin adalet ve hakkaniyet duygusu içinde yaşatılabilmesi ve geleceğe taşınabilmesi adına bu sınav etrafındaki bütün tartışmalar ivedilikle ortadan kaldırılmalı ve durum net bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır. Adalet ve hakkaniyet duygusunu vicdanlarda tesis edecek bir açıklık sağlanıncaya kadar konu araştırılmalıdır. En nihayetinde sınavın yeniden yapılması bile bir yol ve yöntem olarak değerlendirilecek şekilde, bir adalet, iki hakkaniyet duygusunun gençlerimizdeki varlığını kaybetmemesi için risk alınmalı, inisiyatif kullanılmalıdır."