Dernekten yapılan yazılı açıklamada, 28 Şubat'ın 'İslami kesim üzerinde uygulamaya konan bir darbe' olarak tarihteki yerini aldığı vurgulandı. Açıklamada, dönemin darbe aktörlerinin de vicdanlardaki hukukla çoktan mahkum edildiği, darbe hukuku üretenlerin, yalnızca vicdanlarda değil adalet karşısında da hesap vermesi gerektiği kaydedildi. '28 Şubat yargılamaları yok hükmünde' sayılarak, 28 Şubat mağdurlarına iade-i itibar sağlanması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, 28 Şubat darbesinin, başörtüsü yasağı ablukasında başlayan ve özellikle Malatya başta olmak üzere bazı illerin şiddetini yaşadıkları çok etkili bir darbe olduğuna dikkat çekildi. 

DARBE DİNDAR KİMLİKLERİ HEDEF ALDI


Açıklamada, "Bir insan ve inanç hakkı olan başörtüsü üzerinde zulüm odaları oluşturan darbe ağaları, aynı zamanda Malatya'ya ve ülkemize korkunç acılar da çektirdiler. Bugüne kadar bu konunun askeri boyutu çok konuşuldu ancak medya ayağı, sermaye ayağı, yargı ayağı üzerinde yeterince durulmadı. Oysa 28 Şubat darbesi, bu dört sacayağının, içinde birlikte var oldukları bir darbeydi ve dindar kimliği hedefine koyarak, karanlık emellerini gerçekleştirmeye çalışmıştı. Bu nedenle mesele iyi tahlil edilmeli, darbenin bütün tarafları, ülkeye yaşattıkları acıların hesabını hukuk karşısında vermelidir. Ülkeyi karıştırmak için olmadık senaryolar üreten medya ayağının kimlerden emir aldığı ortaya çıkarılmalıdır. Brifinglerle yönlenmeye onurlarına yedirerek, hukuksuzluk üreten her kim varsa, yaptıklarının hesabını hukuk karşısında vermezse, yaptıkları yanlarına kar kalırsa, her an potansiyel bir tehlike olmaya devam edeceklerdir." ifadeleri kullanıldı.