Gökdelen Mersin Barosu Hizmet Birimi'nde, Mersin Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Arif Tokmakçı'nın moderatörlüğünü yaptığı seminerde; Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi Üyesi Tuncay Işık ve Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi eski Genel Sekreteri Sami Kahraman birer sunum yaptı.

Seminerin açılışında konuşan Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen, avukat hak ihlalleri yaşayan meslektaşları bulunduğunu belirterek, "Bizler öncelikle kendi haklarımızı bilmeliyiz ki, sonra vatandaşın hakkını savunabilelim. Haklarımızı sonuna kadar öğrenmek zorundayız" dedi.

Seminerde avukatlık mesleğinin ortaya çıkışı ile ilgili bilgiler veren Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi eski Genel Sekreteri Kahraman ise savunmayı var eden yargılamanın insanlığın var olduğu günden buyana mevcut olduğunu söyledi. Savunma mesleğinin daha öncede var olduğunu, ancak yazılı kaynaklar çok sınırlı olduğu için ilk olarak Eski Yunan'da ortaya çıktığını aktaran Kahraman, "İlk defa yargılamalar Eski Yunan'da yapılırken, Roma döneminde ise muhteşem bir hukuk ve yargılama sistemi oluşuyor. Bugün dahi Roma'nın muhteşem hukuk sitemine ulaşmak mümkün olmamıştır. Roma dönemindeki muhteşem sistem, dinin ortaya çıkışı ile birlikte karanlığa gömülüyor. Ne zaman ki din toplumda egemen oluyor; işte o zaman hukuk bir kenara itiliyor ve daha farklı, din kurallarının egemen olduğu bir din sistemi ortaya çıkıyor. Özellikle İspanya'da Endülüs döneminin sona ermesinden sonra engizisyon hukuku ortaya çıkıyor, işkenceler, kötü muameleler ve yakmalar ile Avrupa hukuk adına yüz karası denilebilecek bir dönem yaşıyor" diye konuştu.

Avrupa'nın aydınlanma çağı Rönesans'a girmesi ile hukuk bakımından ciddi atılımlar yapıldığına işaret eden Kahraman, Türkiye'de ise yakın tarihlere kadar şeriat hukukunun geçerli olduğunu anlattı. İslam hukukunda avukatlık müessesi olmadığını dile getiren Kahraman, "Dolayısıyla çok yakın tarihe kadar adalet, yargılama sistemimizde avukatlık müessesi olmadı. Ülkemizdeki ilk mahkemeler konsolosluk mahkemeleri olarak kuruluyor. Konsolosluk mahkemelerindeki mahkemelerde de avukatlar ilk defa görev almaya başlıyor. Netice itibariyle hiç biri Türk olmayan yabancı avukatlar tarafından 1876 yılında İstanbul Barosu kuruluyor. 1879 yılında ise ilk defa Osmanlı'da yeni bir usul kanunu çıkıyor. Nizamiye Mahkemeleri'nin teşkiline dair bu kanun, ülkemizde o zamana kadar hiç bilinmeyen savcılık, noterlik gibi müesseselerin de ortaya çıkmasını sağlıyor. Sulh, asliye, ticaret mahkemesi kavramları da ilk defa bu yasayla ortaya çıkıyor. 1915'te İzmir, ardından Bursa kurularak ülkede barolar yavaş yavaş yaygınlaşıyor. Cumhuriyet döneminde ise cumhuriyetin genç yöneticilerinin ilk işi de hukuk alanındaki düzenlemeler oluyor. Yabancı ülkelerden aldıkları normları revize ederek Türkiye'de uygulamaya koyan yöneticiler, ilk kanun olarak ise Avukatlık Kanunu'nun yürürlüğe girmesini sağlıyor" ifadelerini kullandı.



İHA