MHP Grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan önergede, Anayasa'da güvenceye alınan özel hayatın gizliliği ve korunması kapsamında özellikle haberleşme hürriyetinin, gayrimeşru yol ve yöntemlerle yapılan dinlemelerle yoğun bir şekilde çiğnendiği ifade edildi. Önergede, hükümetin bugüne kadar dinleme iddialarını gerektiği gibi araştırarak, gereken tedbirleri yeterince almadığının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlenilmesi iddiasıyla ortaya çıktığı savunuldu. Önergenin gerekçesinde, gizliliğin ihlalinin, birçok insan hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılmasına sebebiyet verdiği belirtildi. Haberleşme hürriyetinin gayrimeşru yöntemlerle yapılan dinlemelerle çiğnendiği yönünde son yıllarda birçok olay ve iddianın kamuoyuna yansıdığı anlatılan gerekçede, hükümetin konuyu araştırıp kamuoyunu rahatlatmak yerine, geçiştirdiği ve örtbas ettiği öne sürüldü. Gerekçede, "Hükümetin bu duyarsızlığı herkeste ve her kesimde rahatsızlık yaratmaktadır" denildi. 

SANDIKTA GÖRÜLEMEYEN HESAPLAR


Mahkemelerden alınan dinleme izinlerinin sınırlarının tam olarak anlaşılmadığı uygulamalarla bazı mahkemelerin mahkumiyet kararları verdiğinin adli çevreler tarafından dillendirildiğine değinilen gerekçede, bu konuda halktaki kaygıların belirginleştiği ifade edildi. Gerekçede, kamu görevlilerinin yaptığı dinlemelerin denetiminin de ayrı bir sorun olduğu belirtilerek, bu alanın fiili ve hukuki sınırlarının belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Yasadışı dinlemelerin sorumlularının bulunamamasının, bu dinleme ve gözetlemelerin kamu görevlileri tarafından yapıldığı kanaatini yaygınlaştırdığı iddia edilen gerekçede, şöyle denildi: "Bu dinlemelerin zaman zaman siyaset arenasında da bir araç olarak kullanılması, sandıkta görülemeyen hesapların gayrimeşru dinlemelerle görülmek istenmesi, böylece muhalefetin ve siyasetin tanzim edilmek istenmesi girişimlerine şahit olmak, son 10 yıldır ülkemizin karşılaştığı gerçeklerden biri haline gelmiştir. Son günlerde Başbakan'ın makam odasının dinlenebilmiş olması ve bunun bizzat Başbakanca dillendirilmiş olması, yıllarca muhalefet tarafından ortaya atılan bu iddiaların ciddiyetini bir kez daha ortaya koymakla birlikte, insanlarımızın daha güvensiz ve daha otokrat bir toplumda yaşadıklarına dair korkularını kuvvetlendirmiştir."