Harun Yiğittürk'ün ilk imzacısı olduğu dilekçede, 1951 tarihinde çıkan Atatürk 'ü Koruma Kanunu'nun aynısının 600 Yıl boyunca cihan devleti olan ve dünyayı adaletle yöneten Osmanlı padişahlarına da verilmesini istedi. Yiğittürk, “Meclisimizin harekete geçerek böyle bir kanunun çıkarılması artık zaruri bir durumdur. Nasıl Atatürk televizyon, görsel basın, internet gibi yerlere kötüleme, aşağılama, hakir görme gibi kötü bir şekilde gösterilemiyorsa, padişahların da aynı şekilde korunması gerekmektedir. Resmen ecdadımıza hakaret edilmesini bir Osmanlı torunu olarak kabul edemiyorum ve inanıyorum ki benim gibi düşünen milyonlarca insan vardır” dedi.
Dilekçe, 10 kişinin imzasını taşıyor.

AK PARTİLİ VEKİL DE YASAKLANSIN DEMİŞTİ

Muhteşem Yüzyıl hakkında Başbakan Erdoğan'ın eleştiride bulunmasından sonra AK Parti kanadından "koruma kanunu" önerileri gelmişti.AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral'ın tarihi şahsiyetleri küçük düşüren veya aşağılayan filmlerin yasaklanmasına yönelik hazırladığı kanun teklifi ile boyutlanan tartışmaya TBMM de dahil oldu. Dilekçe Komisyonu bazı vatandaşlardan gelen padişahların kanunla koruma altına alınması talebini işleme koydu. Bir vatandaş Komisyona yaptığı başvuruda padişahların tıpkı Atatürk gibi kanunla korunmasını istedi. Daha önce Konya'da, dizi hakkında suç duyurusunda bulunan Ömer Faruk Bildirici de TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvurdu. Dizi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini de isteyen Bildirici, “Dizinin yönetmenleri, kanunların boşluğundan yararlanarak, yurt içi ve yurt dışındaki bazı güç odaklarına hizmet etmek amacıyla Türk tarihini alenen aşağılamakta, Kanuni Sultan Süleyman'ı ihtiraslı, harem hayatına düşkün ve cariyelerin oyuncağı olarak göstermektedir” dedi.

“AB MÜKTESEBATINA ESAS ALINMALI”

CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, Dilekçe Komisyonu'na yapılan müracaatlarla ilgili Türkiye'nin önündeki süreçte yasama faaliyetlerini gerçekleştirirken AB müktesebatına uyumu esas alması gerektiğini kaydetti. Bu müktesebatın en önemli mantığının “düşünce ve ifade özgürlüğünün sonuna kadar korunması” olduğunu dile getiren Erdemir, “Dolayısıyla Osmanlı padişahlarını koruma yasası, AB müktesebatındaki düşünce, ifade, basın özgürlüğünü sınırlandıran hükümler içerecekse, bu, sakıncalı bir yasama faaliyeti olur ve Türkiye'nin de üyeliğini zayıflatır, sekteye uğratır” dedi.
Bugün gerek iktidar gerek ana muhalefetin AB sürecinde hemfikir olduğunun altını çizen Erdemir, “Ortak bir hedef için çalışıyorlar. Güncel ve popüler tartışmanın dışa vurumu olan kısa vadeli gündemle, Türkiye'nin uzun vadeli ve üzerinde mutabakat sağlanmış hedeflerine zarar vermemek gerekir” diye konuştu.

“MAKUL VE MEŞRU GÖRÜLEMEZ”

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, konuyla ilgili, hiç kimsenin tarihi şahsiyetleri kirletme, gerçeğe aykırı olarak tanımlama, tarif etme hakkı olmadığını söyledi. Dolayısıyla bu konuyu değerler bağlamında ele almak gerektiğini belirten Yeniçeri, şunları ifade etti:“Büyüklere yönelik ağzına geldiği gibi konuşan, hadsiz, hesapsız şekilde onları aşağılayan, hor gören tavırlar makul ve meşru görülemez. Kanuni bir filmde olmadığı gibi tarif ediliyor. Biz olduğu gibi tarif etmeliyiz. Bütün Türk büyüklerinin gerçeklere uygun bir şekilde, onların manevi şahsiyetlerini rencide etmeden var edecek bir eğitim sistemini, yapısal düzenlemeyi yapmak gerekir. Bunu Atatürk'ü koruma, İnönü'yü koruma, falanı koruma şeklinde almak doğru değil. Genel manada bütün Türk büyüklerini, cemaat liderlerini de içine alarak, hepsini bu değerlerin içerisine sokacak şekilde bir düzenlemeyi yapabiliriz. Bu da demokratik hak ve özgürlükleri rencide etmeyecek şekilde ortaya konulabilir.”

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, öneriyi “saçma sapan” olarak nitelendirdi.

“O zaman benim dedemi de, herkesi de koruma kanunu çıkarsınlar. Kim fuhuş, zina, içki, kumar, zulüm, cinayetle uğraşmışsa, benim dedem de olsa Kanuni Sultan Süleyman da olsa Fatih Sultan Mehmet de olsa bunun açık bir şekilde tarihi belgeler ve evraklar doğrultusunda tartışılması lazım” diyen Tan, “Ancak tabii ki rastgele hakaret, küfür, karalama, bunlar doğru değil. Siyasetçinin görevi tarihi yazmak değil tarihte olan bitenleri bilimin, belgelerin ve evrakların ışığında tartışmaktır. Böyle bir düzenlemeyi doğru bulmayız” diye konuştu. AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral, toplumun milli değerleri içerisinde kabul edilen tarihi olayları ve şahsiyetleri; küçük düşüren, aşağılayan, çarpıtan veya olduğundan tamamen farklı gösteren filmlere yönelik bir kanun teklifi hazırlayarak AK Parti Grup Başkanlığı'na vermişti.