Ankara izlenimlerini sosyal medya hesabından duyuran Savcı Arıcan, “Kızımın hakim yapılmamasının sebebi benmişim. Benim yazılarım imiş. Çok vahim. Bizimle uğraşın, çocuklarımızla değil. Hakkımda tazminat davası açacaklarmış. Açmazsanız vallahi hatırım kalır.” sözlerini paylaştı.

Ankara ziyaretini ilişkin sosyal medya hesabında ‘Ankara'nın bağları, büklüm büklüm yolları’ başlıklı yazı paylaşan Savcı Arıcan, kızının 90 puan alarak 71. sırada olmasına rağmen hakimlik mülakatında haksızlık yapılarak hakim yapılmadığını hatırlattı. Arıcan, “O heyeti ziyaret edip, tasarruflarının sebebi, gerekçesinin gözümün içine bakılarak, kendileri tarafından tarafıma açıklanmasını istemek, kendilerine yönelik olarak basında çıkan tepkime ek olarak bazı şeyleri de yüzlerine karşı ifade etmek için Ankara'ya gittim.” dedi.

‘YÜZLERİNE TEPKİMİ İLETECEKTİM, MAKAMLARINA KABUL ETMEDİLER’
“Başta Sınav Komisyon Başkanı, Sayın Müsteşar Yardımcısı olmak üzere, Personel Genel Müdürünün kapısına kadar gittim.” diyen Savcı Arıcan, yaşadıklarını şöyle aktardı: “Personel Genel Müdürü toplantıda, Müsteşar Yardımcısı ise acilen çıkması gerektiği için benimle görüşmedi. Sekreterlerine ‘yazılı sınavdan 90 puan almasına rağmen, mülakatta elediğiniz kızın babası Çanakkale Cumhuriyet Savcısı geldi, görüşmek istiyormuş.’ şeklinde not ve telefon numaramı yazıp verdim. 2 gün Ankara’da onlarla görüşmek için bekledim. Sanırım sekreterler benim güleç yüz ifademi(!) de iletmiş olmalılar ki, dönüş olmadı.”

Bu süreçte Ankara’da bazı eş dost ziyaretlerinde bulunduğunu kaydeden Savcı Arıcan, bu esnada mülakat sınavları ile ilgili işleyişe dair, bazı bilgiler edindiğini ve üzüldüğünü kaydetti. Bu hususun yakın bir zamanda Meclis gündemine ve uluslararası bazı kurum ve kuruluşların gündemine de taşınacağını öğrendiğini dile getirdi.

‘DAVAYI AÇMAZSANIZ VALLAHİ HATIRIM KALIR’
Sosyal medya hesabında kullandığı söz için ilgililerin şahsı için tazminat davası açacağını öğrendiğini aktaran Savcı Arıcan, “Ha, bu arada; gazete ve sosyal medyaya konu olan bahse konu yazımda kendilerine bu yaptıkları haksızlıktan dolayı ‘Allah belanızı versin’ şeklinde sözlerde bulunduğum zatı muhteremler, ’eğer doğruysa’ benim hakkımda tazminat davası açmak istediklerini de duydum. Onlara buradan da tekrar diyorum ki, bu davayı açmazsanız vallahi hatırım kalır.” sözlerini kullandı.

‘ARABAMIN PARASINI ARANIZDA PAY EDİP İÇİNİZDEKİ TRAVMAYI HAFİFLETİRSİNİZ’
“Evet, böyle bir tasarrufta bulunmanızı canı gönülden isterim.” diyen Savcı Arıcan, “21 yıllık bir Cumhuriyet Savcısı olarak; 2005 model Marea marka arabamın dışında, benim, eşimin ve çocuklarımın hiç mal varlığı yok. Arabanın parasını aranızda pay eder, içinize oturan bu cümlenin sizde meydana getirdiği travmayı bu şekilde hafifletmiş olursunuz. Bu sayede bu konuyu biraz daha gündemde tutarak, milletin çoluk, çocuğunun hakkının, hukukunun çatır çutur yenildiği ‘mülakat’ denilen savsata ve tiyatro kamuoyunda biraz daha tartışılır. Belki daha adil, hiç kimsenin çocuğunun hakkı, hukukunun birileri tarafından yenilemeyeceği bir sistem geliştirmemize vesile olur.” sözlerini paylaştı.

‘KIZIMIN HAKİM YAPILMAMASININ SEBEBİ BENMİŞİM, ÇOK VAHİM’
Savcı Arıcan, Ankara’da kızının başarılı olmasına rağmen mülakatta elenmesinin sebebinin babası olarak kendisinden kaynaklandığını öğrendiğini vurguladı. Savcı Arıcan, “Ankara'da kızımızın elenmesinin nedeninin kızımdan kaynaklı olmadığını, tamamen benden kaynaklı olduğu, benim yazıp, çizdiklerimden rahatsız olunduğunu intiba edindim. Eğer bu doğruysa, ben söyleyecek bir şey bulamıyorum artık. Cezaların, şahsiliği ilkesi diye bir kavram vardır hukukta.” ifadesini paylaştı.

‘ÇOCUKLARIMIZLA UĞRAŞMAYIN’
Arıcan, “Evet, beyler bir daha sesleniyorum buradan ‘Ankara’ya kadar gelmeme rağmen, yüz yüze, göz göze temas kurmaya yanaşmadığınız için bir sorununuz varsa, lütfen o sorunun muhatabı ile uğraşın. O kişinin çoluk çocuğu ile uğraşmayın lütfen. Aksi bir gerekçeniz varsa; buyurun kamuoyuna açıklama yaparak duyuru da yapabilirsiniz. Bunu yapmanıza icazet veriyoruz.” dedi.