GEZİ Parkı eylemlerine destek amacıyla Ankara’daki gösterilere katıldıkları için tutuklanan 22 kişinin avukatlarından Deniz Özbilgin, emniyet, savcı ve mahkemenin, şüphelilere ayrı ayrı suçlama yönelttiği söyledi. Özbilgin’in iddiasına göre Emniyet, şüphelileri, 2003’te kaldırılan, adam öldürmeye tam teşebbüs maddesiyle adliyeye sevk etti. Savcılık, mahkemeye sevk yazısında, kamu görevlisini öldürmek iddiasına yer verdi ancak kimin öldürüldüğünü belirtmedi. Mahkeme ise örgüt üyeliğinden verdiği tutuklama kararında örgütün ismini belirtmedi. Dosyada 10 farklı örgütten bahsedildiği, ancak tutuklananların hangi örgüt üyesi olduğunun belirtilmediğini anlatan Özbilgin, şunları söyledi:
“Müvekkilim mahkeme başkanına ‘10 örgüt var hangisiyiz belirtilmedi. Örgütü siz mi seçiyorsunuz yoksa biz mi belirleyelim?’ diye savunma yaptı. Ancak, şüpheliler belirlenmeyen örgüt üyeliğinden tutuklandılar. ‘Öldürülen kamu görevlisi kim?’ diyerek itirazda bulunduk. Mahkeme heyeti, savcılığın sevk evrakında yer alan bu soruyu yöneltmeyeceğini belirtti ve konuyla ilgili soru sormadı. Ancak iddia mahkeme tutanağında yer aldı.”

Özbilgin, gösteriler sırasında polis kurşunuyla ölen Ethem Sarısülük olayında şüpheli polisin aklanmaya çalışıldığını ileri sürerek, “Savcılık ve emniyet linç etmeye teşebbüs, adam öldürme ve linç girişimi gibi suçlamaları dosyaya koyarak Ethem Sarısülük’ü vuran polisi mağdur göstermeye çalışıyor. Buradaki amaç polisi aklamak, göstericilerin polisi linç etmeye çalıştığını göstermek” dedi.

Mahkeme tutanağında tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılama, terör örgütü propagandası yapma, görev yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, iş ve çalışma hürriyetini ihlal gibi suçlamalar da bulunuyor. Özbilgin, tüm tutarsızlıkları değerlendirip, diğer avukatlarla birlikte, tutuklamalara itiraz edeceklerini, gerekirse, savcılık ve emniyetle ilgili şikayette bulunacaklarını söyledi.