HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, Türkiye'deki örgütlü suçlarla mücadeledeki başarının; Ceza Muhakemeleri Kanunu 250'inci maddesi ile yetkilendirilmiş mahkemelerin aldığı kararlarla sağlandığını anlattı.


Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu 250, 251 ve 252. Maddeleri kapsamında görev yapan mahkemelerin durumu bir süredir kamuoyunda gündeme getiriliyordu. Mahkemelerin yargılama biçiminin insan haklarına aykırı durumlar içerdiği öne sürülüyordu.


HSYK 2. Başkanı’ndan Eleştirilere Cevap

Eleştirilere cevap HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer 'den geldi. TRT Haber’e konuşan Özer, yargının dünya standartlarında, bütünüyle insan hak ve özgürlüklerini gözeterek görevini yerine getirdiğini söyledi.

Nesibe Özer, "En öncelikli mesele insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerdir. İnsan özgürlüğün sınırlandırılması ancak bir başkasının özgürlüğünün başladığı noktada biter, demokrasi de budur zaten. Bağımsız yargı demokrasinin temeli ve teminatı bence" diye konuştu.


“Bu Maddeler Huzur ve Güvenlik İçin Önemli”

Özer, söz konusu maddelerle ilgili sınırlayıcı bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını, bu maddelerin ülkenin huzur ve güvenliği açısından önemli olduğunu anlattı.

HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, "Ben bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum, hakim ve hukukçu kimliğimle. Bahsettiğimiz şey, örgütlü suçlar. Örgütlü suçlarda çoğu kez tek tek olayları ele aldığınızda, tek tek maddelere değerlendirdiğinizde örgütün genel görüntüsünü ve kapsamını tespit etmeniz mümkün değil. Ama tek tek olayları örgütlü suçlar olarak bir soruşturmaya tabi tuttuğunuzda tablo ortaya çıkıyor" diye konuştu.


“Yeraltı Dünyasına Karşı Büyük Başarılar Elde Edildi”

Bu maddeler kapsamında verilen kararlar sayesinde Türkiye'de yeraltı örgütlenmelerine karşı nasıl büyük başarılar kazanıldığını örnekler vererek anlatan Özer, şunları söyledi:

"Biliyorsunuz ülkemizde bir çek senet mafyası vardı. Yeraltı dünyasının tahsilat yapan insanları vardı. Bütün bunları inkar edemeyiz. Bugün bunların hepsi örgütlü suçlar kapsamında, organize suç kapsamında soruşturularak CMK 250. Maddeyle yetkili mahkemelerde yargılandılar ve şu anda Türkiye'de yeraltı dünyasının etkin olduğu gibi bir izlenimi yok biliyorsunuz."


Kapkaç ve Gaspta Azalma

Hakim Özer, bir zamanlar ülkenin huzurunu bozan “kapkaç ve gasp” gibi fiillerin önünün de yine CMK 250 ve müteakip maddeler kapsamında görev yapan mahkemelerce alındığına dikkat çekti.


HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, şöyle devam etti:

"Halk arasında ‘gasp’ denen bizim hukuki tabirle ‘yağma’ dediğimiz ya da ‘kap kaç’ diye tanımlanan olayların tek tek değerlendirilmesi her bir mahkemede ayrı ayrı devam ederken ve İstanbul'da insanlar sokakta güvenli yürüyemezken bundan 6-7 yıl önce. Bu suçların da büyük bir bölümünün aslında suç örgütleri tarafından örgütlü bir şekilde daha önce suç işlememiş gençlere yaptırıldığı, hatta bazılarının ülkenin başka yerinden getirtilerek suçun nasıl işleneceğinin öğretildiği tespit edildi ve bunlarla ilgili örgütlü suçlar kapsamında mücadele edildi. CMK 250 ile ilgili Cumhuriyet savcılıklarımız soruşturmaları yaptı. Bu mahkemelerde yargılandılar ve şu anda İstanbul'da yaygın olarak bu suç yok. Böyle bir düzenleme yapılmadan önce bunlarında dikkate alınmasını istiyorum ben."




TRT Haber