Ahenk Hukuk Derneği ve Demokrat Hukukçular Derneği Bursa Şubesi üyesi avukatlar, Bursa Adliyesi önünde ortak bir açıklama yaparak, ilgili maddelerde yapılması düşünülen değişikliklerin demokratik duyarlılığa sahip tüm kesimlerle birlikte hukukçu olarak kendilerini de endişeye sevk ettiğini belirtti. 

Ahenk Hukuk Derneği ve Demokrat Hukukçular Derneği Bursa Şubesi adına açıklama yapan Avukat Veysel Aşkın, "Ülkemizde on yıllardır 'devlet iktidarını' elinde bulunduran, sivil ve askeri bürokraside, siyaset alanında, basında, iş hayatında ve hatta 'sivil toplum' alanında örgütlenmiş ve bu iktidarın devamı için darbeler ve darbe teşebbüsleri de dahil her türlü psikolojik harp unsuru eylemi gerçekleştirmiş, bölücü ve yıkıcı faaliyetlerde bulunmuş terör eylemleri gerçekleştirmiş yapıların yargılandığı 'Ergenekon, Balyoz, KCK, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun şüpheli ölümü ve benzeri davaların sonuçlandırılması demokrasimiz açısından yaşamsal bir öneme haizdir." diye konuştu. 

Türkiye'de ki yargı sisteminin sorunsuz olduğunu söylemenin mümkün olmadığına dikkat çeken Avukat Aşkın, şunları kaydetti: 

"Elbette ki yargı sistemimiz sorunsuz değildir. Ancak, yargı sistemimizin müzmin hastalıklarının özel yetkili mahkemelerden kaynaklandığı gibi bir yanılsama oluşturmak iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Burada, asıl amaç özel yetkili mahkemelerin devre dışı bırakılarak demokrasimize, birlik ve bütünlüğümüze yönelmiş saldırıların yargılandığı davaların boşa çıkarılmasıdır. Özel yetkili mahkemelerin etkisizleştirilmesinin suçla ve suçluyla mücadelede zafiyet yaratacağı ve cuntacı zihniyete, bölücü ve yıkıcı örgütlere, çetelere ve uyuşturucu tacirlerine nefes aldıracağı aşikardır. Özel yetkili mahkemelere ilişkin yapılacak değişikliklerin basına yansıyan ve kamuoyunun malumu olan ses kayıtlarıyla aynı zamana denk gelmesi manidardır. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ya da yetkilerinin yeniden düzenlenmesi noktasında milletimizin bir talebi bulunmadığı halde, siyasi iktidarın bu konuda irade kullanmasını anlamak mümkün değildir. Milletimizin rıza göstermediği ve basına yansıyan ses kayıtları ile şaibeli bir durum söz konusu iken hükumetin böyle bir değişikliğe gitmesi kamu vicdanını zedelemiştir." 

Özel yetkili mahkemelerin ihtisas mahkemeleri olarak kurulduğunu hatırlatan Aşkın, sözlerini şöyle tamamladı: "Örgütlü suçlarla caydırıcı mücadele için varlığı zaruri olan mahkemelerdir. Neredeyse her konuda ülkemizin demokrasideki gelişim düzeyine ilişkin eleştirilerde bulunan Avrupa Birliği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Özel Yetkili Mahkemeler konusunda bir eleştiri yapmadıkları gibi üye ülkelerin neradeyse tamamında bizdeki özel yetkili mahkemeler benzeri ihtisas mahkemeleri mevcuttur. Vesayetin bittiği, herkesin asli konumuna döndüğü zehabına kapılanları da sizlerin aracılığıyla bir kez daha uyarmak istiyoruz. Zinde güçler halen aktif olup, milletimiz ve demokrasimiz için tehdit oluşturmaya devam etmektedir. 'Millete Komplo Belgesi', Danıştay cinayeti, Ümraniye, Eskişehir, Zir Vadisi, Gölbaşı ve Poyrazköy cephanelikleri, Balyoz Semineri ve demokrasiye kurulan diğer bütün korkunç tuzaklar hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. Gelecek nesillere daha şeffaf, daha müreffeh ve daha demokratik bir ülke bırakmak için bu davanın seyrini etkileyecek her türlü girişimin karşısında tavır alınması ve demokratik bir duruş sergilenmesi elzemdir." 


(CİHAN)