Pozantı cezaevindeki 199 çocuğun otobüslerle sabah erken saatlerden itibaren Sincan'a getirilmek üzere yola çıkarıldığını da bildiren Ergin, “Güllük gülistanlık bir cennet vaat edilmedi şimdiye kadar. Türkiye'nin imkanları, şu anda elimizdeki fiziki kapasite gereği yapılabileceğin en iyisi yapılmaya çalışılıyor” dedi.

Ergin, Hakimevi'nde gazetecilerle biraraya gelerek, sorularını yanıtladı.

Pozantı Cezaevindeki iddialarla ilgili konuşan Ergin, “Bir şey yapıldı, yapılmadı tartışmaları, bilen bilmeyen konuşuyor. Bir de gidip birkaç saatliğine orada dolaşıp gelince raporlar yayınlanıyor, zannedersiniz bilimsel raporlar gibi takdim ediliyor. Bunlar doğru şeyler değil, doğru yaklaşımlar değil” dedi.

Pozantı M tipi cezaevinin 1987'de inşa edildiğini, 2007'de çocuk kapalı ceza infaz kurumuna dönüştürüldüğünü anlatan Ergin, Adana, Mersin, Tarsus, Osmaniye bölgesinde çocukların bu cezaevine konulduğunu söyledi. Cezaeviyle ilgili tüm cezaevlerinde olduğu gibi izleme kurulu raporlarının düzenli alındığını, bakanlığın rutin denetimlerinin yapıldığını kaydeden Ergin, buralarda her cezaevinde olabilecek bir takım asayiş olayları dışında dikkat çeken herhangi özel bir duruma rastlanmadığını ifade etti.

Bakan Ergin, 2010 yılında bir milletvekilinin bu cezaevinde çocukların dövüldüğünü ve çocuklara kötü muamele yapıldığını içeren bir şikayeti gündeme taşıdığını anımsatarak, bunun üzerine 2010 yılında Adalet Bakanlığının kontrolörler görevlendirdiğini ve cezaevinde denetim yapıldığını kaydetti. Ergin, 2 Şubat 2010 tarihinde denetim raporuna göre iddiaları doğrulayıcı bir tespite ulaşılamadığını söyledi. Milletvekilinin iddialarıyla ilgili Pozantı Başsavcılığınca da soruşturma başlatıldığını anımsatan Ergin, soruşturma sonucunda iddiaları doğrulayacak herhangi bir bulgu olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirtti.

İddialar üzerine ayrıca TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında inceleme ve denetimler yaptığını, komisyonun 10 Mart 2010 tarihli raporunda da görüşülen çocukların iddiaları doğrulamadığının belirtildiğini kaydetti. Ergin, ancak, komisyonun aynı raporunda ziyaret ettikleri Pozantı, Bergama, İncesu kapalı ceza infaz kurumlarının fiziki koşullarının yeterli olmadığı ve bunların kapatılması gerektiğinin ifade edildiğini anlattı.

Adalet Bakanlığının kendi dönüşüm programı çerçevesinde yaptığı çalışmaların da Meclisin bu raporu doğrultusunda olduğunu söyleyen Ergin, 2008-2009 yıllarında benzer tespitleri yaptıklarını ve buna dönük çalışma başlattıklarını kaydetti.

Diyarbakır, Tarsus ve Kayseri'ye çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu, İstanbul, İzmir, Erzurum ve Diyarbakır'a da eğitim evi yapılmasının planlandığını, yatırım programına alındığını, ihalelerinin yapıldığını anımsatan Ergin, İzmir'dekinin bitirildiğini dile getirdi. Ergin, “TBMM'nin bu raporu öncesinde de bizim çalışmalarımız var. 'Adalet Bakanlığı niye bir şey yapmadı' diye soruluyor. Tersine biz o rapor öncesinden o tespitleri yapmış ve hazırlık başlatmıştık. İnsan Hakları Komisyonu raporu bizim tespitlerimizle örtüşüyordu” diye konuştu.

Ankara Sincan kampüsü içerisinde bir çocuk eğitim evinin haziran ayında hizmete açılacağını, Diyarbakır'daki cezaevi inşaatının devam ettiğini, Tarsus'takinin arsa temininin tamamlandığını ve projesinin yapıldığını anlatan Ergin, Erzurum ve Elazığ'daki eğitim evlerinin de proje ihalelerinin tamamlandığını bildirdi.

Bakan Ergin, şunları kaydetti:

“Pozantı'daki yaşanan sürece kronolojik olarak baktığınızda, bunun adımlarını atmışız, buraları kapatmak için gerekli altyapı hazırlıklarına girmişiz ve şu anda yaptığımız çalışmaların meyveleri ortaya çıkmaya başlamış, İzmir bitmiş, Ankara bitmek üzere. Tüm bunlar geçmişten gelen bir hazırlığın ürünü. 'Bu tespitler dikkate alınmadı, tedbir alınmadı' demek gerçeklerle örtüşmüyor. Pozantı'da çalışan müfettişlerimizin çalışması bu hafta sonuna kadar bitecek. Bir kafile çocuklar şu anda otobüsle sabah erken saatlerde yola çıktılar. Yol durumunu gözeterek gece şartlarında çıkılmaması arzu edildi. 199 çocuk otobüslerle geliyorlar. Müfettişlerin çalışmasının bitiminde tüm tespitleri basınla ayrıntılı paylaşacağız.”

“Denetimin sonucunu ayrıntılı paylaşacağız”

“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada 'yapılan incelemelerde kötü muameleye rastlanmadı' dedi. Raporlar sonuçlandı mı?” sorusuna Ergin, şu yanıtı verdi:

“Orada yanlış algılama var. Meclis İnsan Hakları Komisyonu raporlarıyla 2010 yılında Adalet Bakanlığının görevlendirdiği kontrolörlerin yaptığı denetim sonucunda kötü muameleye rastlanmadığı belirtiliyor. Ayrıca Pozantı Cumhuriyet Başsavcılığının 2010'da yaptığı soruşturmada da böyle bir tespit olmadığında bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar veriliyor. Orada üç tane karar var. Sayın Arınç'ın ifadesi odur. Şu anda kontrolörlerin yapmış olduğu denetim devam ediyor. Dolayısıyla o denetimin sonucunu sizlerle paylaşacağız.”

“Çocukların ailelerinin Ankara'ya nakille ilgili sıkıntıları aşılabilecek mi?” sorusu üzerine Ergin, “Güllük gülistanlık bir cennet vaat edilmedi şimdiye kadar. Türkiye'nin imkanları, şu anda elimizdeki fiziki kapasite ve yapılabileceğin en iyisi yapılmaya çalışılıyor” dedi.

Sincan'a nakledilen çocukların ailelerinin Mersin, Tarsus, Adana ve Osmaniye'de yaşadıklarını söyleyen Ergin, şöyle devam etti:

“Ama o civarda yakın bir bölgede böyle bir tesisimiz yok. Türkiye'nin alt yapısı bu. Bu alt yapıyı güçlendirmek için planlaması, inşaatı, çalışmaları yapılıyor. Kaldı ki bu çocukların istisnaları çıkarsanız ortalama kurumlarda kalış süreleri 5 ay civarında tutuklu kaldıkları süre. Sonra tahliyeleri söz konusu oluyor. Zaten bir müddettir bu çocuklar tutuklu orada. Yani ortalama 5 ay tutuklu kaldıktan sonra salıveriliyorlar. İstisnalar elbette olacak. Bizim bu ortaya koyduğumuz çözüm ideal, en güzeli gibi bir iddia taşımıyoruz. Ama şu anki şartlarda alınabilecek önlemler arasında bunlar var. Temennimiz bu çocuklarımızın bu noktaya gelmeden önce farklı tedbirlerle rehabilite edilebilmeleridir.”

Çocukların duruşmalara Ankara'dan nasıl gideceğinin sorulması üzerine Ergin, yerinde sesli ve görüntülü ifade alınmasına olanak tanıyan, Sesli ve Görüntülü İletişim Sisteminin (SEGBİS) daha önce kurulduğunu anımsattı. Sistemin teknik alt yapısının 3 yıldır hazırlandığını Türkiye'deki tüm ağır ceza merkezlerindeki duruşma salonlarına ve büyük cezaevlerine sistemin yerleştirildiğini anlatan Ergin, “Mahkemelerin takdiri halinde bu sistem kullanılabilecek durumdadır. Sincan cezaevinde zaten böyle bir imkanımız önceden kurulmuş idi. Adana, Mersin illerinde de benzer imkanlar var. Mahkemelerin uygun görmesi halinde bu çocukların duruşmalarında bu sistem kullanılabilecektir” dedi.

Sivas davasında zaman aşımı

Adalet Bakanı Ergin, Sivas olaylarına ilişkin davanın bazı sanıklar yönünden 13 Mart'ta zaman aşımından düşeceğinin hatırlatılması üzerine, toplam 111 sanık hakkında kamu davası açıldığını, 5 kişi için zaman aşımı iddialarının dile getirildiğini söyledi. Ergin, “111 sanıklı bir davada bu 5 kişi hariç tamamıyla ilgili hükümler kurulmuş durumda. Değişik mahkumiyetler alanlar var. Bir kişi bile olsa bu hassasiyetin, duyarlılığın gösterilmesi doğru bir şey ama takdim biçimi itibariyle sanki bu dava sanıklarının tamamı zaman aşımından kurtuluyormuş gibi bir algı da oluşuyor şu anda. 111 sanıktan 5'i hakkında zaman aşımı iddiası var. Bununla ilgili yürütme organının yapabileceği gayretlerin hepsi yapılmış durumda” diye konuştu.

Davanın firari sanığı Vahit Kaynar ile ilgili gerçekleri yansıtmayan beyanlarda bulunulduğunu anımsatan Ergin, Kaynar ile ilgili iade evraklarını Türkiye'ye verilen süreden çok önce Polonya'ya ulaştırdıklarını ancak Türkiye'nin evraklarını beklemeden Polonya mahkemesinin itirazen Kaynar hakkında kefaletle salıverme işlemi yapıldığını anlattı.

Almanya'da bulunan sanıkların da değişik nedenlerle iade edilmediğini kaydeden Ergin, “Almanya, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını da gerekçe göstererek, iade etmeme kararı veriyor. Bu uygulama sadece Sivas sanıkları için değil, en son Bedrettin Dalan için de aynı gerekçeyi ileri sürerek, ayrıca DHKP-C örgütü mensupları için de aynı gerekçelerle Almanya Türkiye'nin iade taleplerini karşılamıyor. Türkiye'deki ceza yasalarındaki düzenlemelerin kendi ceza mevzuatıyla uyumlu olmadığından bahisle bu tür taleplerimizi karşılamadığını ifade ediyor. Bu hadisede yürütme organı üzerine düşen tüm çalışma ve katkıları sağlamış durumda. Diğer taleplerle ilgili hususlar mahkemenin takdirindedir” diye konuştu.



AA