“Silahlı terör örgütü” suçlamasıyla açılan RedHack davasında 24 yıla kadar hapisleri istenen 3’ü tutuklu 10 kişinin yargılanmasına başlandı. 20 Mart 2012 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Duygu Kerimoğlu, Alaittin Karagenç, Uğur Cihan Oktulmuş ile 7 tutuksuz sanık, silahlı terör örgütü üyesi olmak ve çeşitli bilişim suçları işlemekten yargılanacak. Davanın iddianamesinde RedHack için “Hiyerarşik ve yapısal düzen içerisinde terör örgütü gibi organize oldukları” savunulurken, e-devlet uygulamalarına yapılan siber saldırılar ise “devlet otoritesini zaafa uğrattığı, kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle “terör” olarak nitelendirildi.

Tutuklu sayısı 4'e çıktı

 Hakkında yakalama kararı bulunan sanık Reşit Pınaroğlu, şu an İstanbul'dan jandarma eşliğinde duruşmaya getiriliyor. Reşit Pınaroğlu, aranıyordu.

Duruşmadan notlar

- Duruşmada sanıkların kimlik tespiti başladı.

 - CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, duruşma salonuna girerken Duygu Kerimoğlu’na selam verdi. Bu sırada mahkeme başkanı, “Burada böyle bir şey yok. Ziyaretinizi ve sohbetinizi başka yerde yapın” diye uyardı. Mahkeme Başkanı, duruşmanın başında iddianameyi özetledi, sanıkların silahlı terör örgütü üyeliği, örgüt adına suç işleme ve çeşitli bilişim suçlarını işlemekle suçlandığını bildirdi.

- Sanıkların savunmasına geçildi.

- Mahkemeye 13:30'a kadar yemek arası verildi. Aradan sonra dava tekrar başladı.

'İhbar maili ile 9 aydır tutukluyum'

Tutuklu sanık Alaittin Karagenç savunmasında şunları kaydetti: Yasadışı herhangi bir terör örgütü ve oluşuma üye değilim. Böyle bir örgütlere de yardımcı olmadım. Ankara Emniyet sitesine yasadışı olarak da girmedim. Böyle bir eylemim yok. Ankara emniyet sitesine girdiğime, ya da belgeleri çaldığım ilişkin herhangi bir delil yoktur. Merak en temel insan özelliğidir. Küçücük çocuklar meraktan ellerini ateşe sokar. Bizler bugün bilişim çağında yaşıyoruz. İnternette her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz. Günde yüzlerce siteye giriyorum. Redhack’i de bu şekilde tanıştım. Manyak'la da bu şekilde tanıştım. Zaman zaman sohbet odalarını girmişliğim oldu. Yalnız bunlarla ilgili hiçbir talimat ve emir almadım. Bu sohbet odalarına esas girmek amacım teknolojik konulardan bilgi sahibi almaktı. Manyak rumuzlu şahsın suçlu olduğunu dahi bilmiyordum. Ben teknolojik konuları girmek için bu tiyee girdim. Bu soruşturma ihbar üzerine başlıyor. İhbarcının güvenirliği nedir? Benim için Maraşlı Alaittin diyor. Çok asılsız ihbar yapılmıştır. Delillerden değil, ihbarlardan biz tutuklandık. İhbarlar üzerine bizdeki bilgiler toplanmıştır. Rehdack’i internetten, merakımdan tanıdım. Ankara Emniyeti’ne girmedim, bilgileri yasadışı çalmadım. Dosya kapsamında buna ilişkin delil yok. 9 aydır tutukluyum. Mağdurum. Emniyet çağırsaydı, gider bilgi verirdim. Haksız şekilde tutuklandım. Tahliyemi istiyorum. 

‘Site çökertecek kadar bilgisayar bilmiyorum’

Tutuklu sanıklardan lise öğrencisi Uğur Cihan Oktulmuş savunmasında şöyle konuştu: Herhangi bir silahlı örgüete üye değilim, örgüt adına da suç işlemedim. Ankara Emniyeti’nin sitesine, izinsiz girip siteyi çökertmedim. Bilgisayar kullanma becerim de siteyi çökertecek kadar değildir. Zaten bilgisayarımda da siteyi çökertecek programlar yoktur. Benim bilgisayarımdan Ankara Emniyeti’nin sitesine girdiğime ilişkin delil de yoktur. Kızılcan Yıldız ruzumunu ben kullanmıyorum. Bu ismini kullanan kişi aynı zamanda Manyak ismini kullanan şahıstır. Ankara Emniyeti’nin sitesine girildiğini ben Facebook’tan öğrendim. Hakkımdaki bilirkişi raporunda da siteye girdiğime ilişkin bir suçlama yoktur. Ankara Emniyeti’nin sitesine girildikten sonra internetteki bir sohbet sitesinde Manyak isimli kişi ile konuştum. Bu konuşmam, emniyetin sitesinin çökertilmesinden sonra oldu. Aramızdaki konuşma NTV’nin yaptığı bir haber videosunun Youtube’ye yüklenmesiyle ilgilidir. Redhack’in bir tüzüğünün olduğunu da savcılıkta öğrendim. Sanıkların hiçbirini tanımıyorum. Lise son sınıf öğrencisiyim. 9 aydır tutukluyum. Yeterince mağdur oldum. Daha fazla mağdur olmamak için tahliyemi istiyorum. 

"Redhack üyelerini internet ortamında bile tanımıyorum"

9 aydır tutuklu olan Mersin Üniversitesi’nde iki yıllık Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama Bölümü öğrencisi Duygu Kerimoğlu: Derslerimi takip etmek için iki bilgisayar var. Hakkımda yapılan soruşturma iki diz üstü bilgisayarıma ve masaüstü bilgisayarıma el konulmuştur. Bana yönelik suçlamala bazı yazılar, okuduğum bazı haberlerdir. Hakkımdaki suçlamalar asılsızdır. Redhack üyelerini internet ortamında bile tanımıyorum. Ben Ankara Emniyet müdürlüğünün sitesini hacklemedim. Hack yapmak üst düzey bilgisayar bilgisine sahip  olmak gerekir. Ben hack yapmayı bilmiyorum. Hack yapacak bilgisayar programlarına dahi sahip değilim. Bu düzeyde bilgisiyar bilgim olsa iki yıllık okulun, beşinci yılında olmazdım. Benim tek yaptığım Hackle ilgil haberleri okumaktı. Bunu da bilgi sahibi olmak için yaptım. Facebook’ta bir yorumum çarpıtılarak delil yapılmıştır.  Bu yorumumdan, Redhack’i tanıdığım iddia ediliyor. Ancak bu iddia doğru değildir. Redhack’in tüzüğünü bilmiyorum. Ben 20 Şubat’ta yaptım. Bu tarihte dava konusu emniyetin sitesine girilme olayı dahi olmamıştır. Yılmaz Güney ve Deniz Gezmiş’in fotoğrafları var sayfamda. Bunların hiçbiri terör örgütü üyesi değildir.

'İnternetim yok'

Tutuksuz sanıklardan Devrim Ali Avcu mahkemede verdiği ifadede, '20 yaşındayım, öğrenciyim. Evimde bilgisayar ve internetim dahi yoktu ama gözaltına alındım. Keyfi olarak 6 ay tutuklu kaldım' sözlerini dile getirdi.

Redhack davasında gözyaşlarını tutamadı

Devlet memuru Taşkın Yasak, savunmasını yaparken gözyaşlarını tutamadı. Yasak, şunları kaydetti: Bu dava nedeniyle 5 ay tutuklu kaldım. İşimden oldum. Sonra memurluğu kazandım. Babam 37 yıldır bu develete memur olarak hizmet etmiş. Devletin ekmeğini yemişiz. Ama bu davada silahlı örgütle suçlanıyoruz. Bunu asla kabul etmiyorum. Bu dava nedeniyle psikolojim bozuldu. Artık bilgisayara dokunamıyorum.

İlhan Cihaner: Bu, sanal alemdeki muhalefeti sindirme davasıdır

Silahlı terör örgütü üyeliği ve çeşitli bilişim suçları işlemekten 24 yıla kadar hapisleri istenen 10 kişinin yargılandığı davayı, sanıkların yakınları, arkadaşları ile çok sayıda kişi izliyor. CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Mİlletvekili Özgür Özel, İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ile CHP Gençlik Kolları Başkanı Emre Doğan da takip ediyor. İlhan Cihaner, duruşma öncesi Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, başka ülkede olsa yargılanan gençlerin devlet kurumlarının sisteminin açıklarını gösterdikleri için ödüllendirilmesi gerektiğini kaydetti. Emniyetin, kendi kusurlarını kapatmak için bu çocukların üzerine yıkmaya çalıştığını belirten Cihaner, şunları kaydetti: "Her şeyden önce çok ciddi bir yetki ve görev sorunu var. Bu davanın kesinlikle terörle mücadele mahkemelerinde görülmemesi gerekir. Olsa olsa, bilişim suçları tartışılabilir. O suçların da gerçekleşip gerçekleşmediği tartışmalı. Birçok davada olduğu gibi açıkca yetkisiz olduğu halde özel yetkili mahkeme bir davaya bakıyorsa, o davaya o sürece şüpheyle yaklaşmak ve iktidarla ilgili olarak etki olduğu kabul etmemiz gerekiyor. Bunun dışında dosyadaki deliller de oldukça tartışmalı. 

"Başka ülkede olsa Redhack'ciler ödüllendirildi"

Faaliyeti eylemleri, yıllar önce sona ermiş bir takım örgütlerin isimlerinin sayılması, sanıkların bunlara destek verdiğini ileri sürülmesi mantıksızlık. En önemli unsurlardan birisi de dosyaya dayanak teşkil eden ve adeta soruşturmayı yönlendiren ihbarların burada yargılanan gençlere yüklenen "hacker" grubu olması. Demek istediği eğer Redhack suç işliyorsa, adeta soruşturmayı başlatan yönlendiren delilleri bulan ihbarcı olarak gösterilen grubun da soruşturulması gerekirdi. Başka bir ülkede bu gençler devlete ait sistemin açıklarını bulduğu için ödüllendirildi. Düşünün evinde bilgisayar olmayan çocuklar eğer çok önemli soruşturmaları yürüten emniyetin, bilgisayarını bu kadar kolaylıkla girebiliyorsa, diğer istihbarat servislerinin o sistemlere girmesi bir yana o sistemleri doğrudan doğruya kontrol ettiklerini kabul edebiliriz. Kaldı ki bir çok bilgisayar uzmanı, yargılanan gençlerin girmiş olduğu sistemlerin, tamamen açık halde olduğunu teknik anlamda hacking yada girişim olarak kabul edilmeyecek basit yöntemlerle elde edilmiş bilgiler söz konusu. Bu çocuklar, internetin Robin Hood'ları olarak görüyorum. Yanlış da anlaşılmasın eğer iddialar ispatlarınsa bunları söylüyorum. 

'Asıl amaç, sanal alemdeki muhalefeti sindirmek'

Yargılanan bir çok kişinin suçlamalarla iddia edilen eylemlerle ilgisinin olmadığı açık. Adli bilişim açısından deliller yeterli ve güvenli bir şekilde toplanmadığı açık. Suç olmayan bir çok belgenin Deniz Gezmiş, Mahir Çayan posteri gibi suç delili olarak gösterilmesi söz konusu. Hele hele internet ortamında "paylaşmak" yada retwitte etmek gibi nedenlerle bazı sanıkların suçlanması kabul edilebilir değil. Anlaşılıyor ki, emniyet ve bazı kamu kuruluşları güvenlik açıklarının hesabını sorumluluğunu bu gençlerin üzerine yıkmaya çalışıyor. Bunun için de en "ideal" olağan suçlular olan sosyalistleri seçmişler. En önemli hususlardan birisi de Redhack'in "çökertilmesi"nden sonra yani yargılananlar tutuklandıktan sonra aynı şekilde kurumların internet sitelerine yönelik eylemlerin devam ediyor olması. Bu eylemler şuna benzetilebilir. Siz evinizin kapısını kilitlemiyorsunuz. DUvarları camdan. Ama soktan geçenlere niçin evin içine bakıyorsun diye dava açıyorsunuz. Üstelik, siz terör suçlususunuz diyorsunuz. Davanın asıl amacı sanal ortamda oluşmaya başlayan muhalif, eleştirel, özgürlükçü hareketlere göz dağı vermektir.

Davanın karşıtı bizzat 'devlet'

Öte yandan, duruşmada devleti ise İçişleri ve Maliye Bakanlıkları adına bir avukat temsil ediyor. Yani, davanın karşı tarafını bizzat "devlet" oluşturuyor.