Fatih’te Ahmet Koca’nın polisler tarafından dövüldükten sonra götürüldüğü AksarayŞehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’nde bu kez de bir yıl önce bir avukatın darp edilip gözaltına alındığı ortaya çıktı. Kendisine meydan dayağı atıldığı halde Koca aleyhinde gerçek dışı tutanak düzenleyen karakol, Avukat Bülent Kurt’ta da benzer bir yol izledi. Kurt’un bir polisin boğazına sarıldığı ve karakolu PKK’ya hedef gösterdiği ileri sürüldü. Adalet Bakanlığıyalnızca polislerin tutanağına bakarak, Avukat Kurt hakkında soruşturma izni verdi. Fakat karakol görüntüleri, Kurt’un tartaklandığını, itilip kakıldığını ve zorla karakola sokulduğunu ve nezarete konduğunu kanıtlıyor.
 

Şanlıurfalı iki amcaoğlu Ali ve Ahmet Sarıkaya, geçen yıl 22 Eylül’de dükkanlarının olduğu Fatih’te park sorunu nedeniyle polislerle tartıştı. Ahmet Sarıkaya’nın iddiasına göre polislerden biri, “Siz vatan hainisiniz, hepinizin a... k...” dedi. Sarıkaya da “Urfalıyım diye terörist miyim?” diye karşılık verdi. AksarayŞehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’ne götürülen iki kuzen hakkında ‘polise mukavemet’ iddiasıyla işlem yapıldı. Kuzenler de Avukat Bülent Kurt’u çağırdı. 

Polis mağduruna yardıma gitmişti 

Avukat Kurt, karakola girdikten sonra ilkin iki kuzenle görüştü. Polisin sağlık raporu almadığını ve gözaltı kaydı tutmadığını öğrenip savcıyı aramak üzere binadan çıktı. On dakika sonra tekrar içeriye girdiğinde, iddiaya göre, polis Ramazan Savaş, “Nereye gidiyorsun lan! Gel bakayım, buraya gel!” dedi. Kurt da “Bana bu şekilde hitap edemezsin” dedi. Savaş ise “Kimliğini göstermedin” diye yanıt verdi. Kurt kimliğini çıkarırken, etrafı polislerce sarıldı. İddiaya göre, bir polis Kurt’u iterken, polis Evren Savaş da yumruk attı. Bu arada Amir Fehmi Erden, “Bunu dışarıya salmayın. Kendisine zarar verir ve bizim üzerimize atar” dedi. Kurt ise “Gözaltına alıyorsanız resmi işlem yapın. Yoksa dışarıya çıkacağım” dedi ve sokağa çıktı. Bu kez de kapıda çembere alındı. Amir Erden, Kurt’u kolundan tutup iterek karakola soktu. İçeride, tartaklanmaya devam edildi. Kurt tekrar “Ya resmi gözaltı işlemi yapın ya da çıkacağım” deyince nezarete kondu. Yaklaşık 10 dakika burada bekletilen Kurt, gözaltı kaydı yapılmaksızın serbest bırakıldı. 

Kurt polislerden, polisler de avukattan şikayetçi oldu. Polis Ramazan Savaş ifadesinde, Kurt’u durdurma gerekçesi olarak, “Son dönemlerde polise karşı artan terör saldırılarına karşı tedbirli davranarak, belindeki çantanın bomba olabileceğinden kuşkulandım” diye açıkladı. Kurt’un “Erkekseniz bana dokunun” diyerek kendilerini tahrik ettiğini öne süren Savaş, “Şahıs arkadaşımın boğazına sarıldı” iddiasında bulundu. Hazırlanan fezlekede Kurt’un yoldan geçen vatandaşları galeyana getirmek istediği savunuldu. Kurt’un darp edildiği iddiası Fırat Haber Ajansı tarafından haberleştirilince polis merkezi harekete geçti. Savcılığa gönderilen yazıda, bu ajansta çıkan PKK hakkındaki haberler alt alta konup, “Sitenin terör örgütünün propagandasını yaptığının, eylemlere ilişkin talimat niteliğinde haberler yayınlandığı” ileri sürüldü. Ardından konu, Kurt’a siteye verdiği demece getirilip “Kurt’un soruşturma sonuçlanmadan polis merkezimizi açıkça yargıladığı ve terör örgütlerine açıkça hedef gösterdiği görülmüştür” denildi. 

Bu arada Savcı Mehmet Ocak, Kurt hakkında ’cebir ve şiddet kullanarak görevini yapmaya engel olma’ savıyla soruşturma açılabilmesi için 9 Ocak 2012’de Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık da 2 Şubat 2012’de sadece polislerin tutanağına istinaden “Bana karışamazsınız, erkeksen dokun” dediği ve vücut dokunulmazlığına karşı hareket ettiği iddiasıyla izin verdi. Bakanlık adına Genel Müdür Metin Kıratlı, bu karara imza atarken, Kurt’un darp edilip gözaltına alındığını gösteren kamera kayıtlarından haberdar değildi. 

Dava dosyasına giren karakol içi ve dışı görüntü kayıtlarında; Kurt’un içeriye ikinci girişinde durdurulduğu, etrafının çevrilip tartaklandığı, tekrar dışarıya çıktığı, kolundan iteklenerek içeriye sokulduğu, bir kez daha itilip kakıldığı ve en son nezarete konulduğunu görülüyor.

SABIKALI KARAKOL 

Bu, karakolda yaşanan ilk olay değil. Er Ahmet Koca, izinli geldiği İstanbul’da, 18 Haziran 2012’de, hamile bir akrabasını aracıyla hastaneye yetiştirmek isterken, kimlik tartışmasına girdiği polisler tarafından topluca dövülmüştü. Kendisi ve akrabalarına da biber gazı sıkılan Koca, bir saat boyunca yasadışı şekilde gezdirildikten sonra AksarayŞehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’ne getirilmişti. Karakol Amiri Hasan Fehmi Talay’ın savcılığa gönderdiği fezlekede, beş polis şikâyetçi, dördü tanık, er Koca da şüpheli sayılmıştı. Koca’nın kendilerini tartakladığını öne sürülen polis memurları, ellerinin incindiğine dair sağlık raporu alarak, şikayetçi olmuştu. İlk dava da polislere değil, Koca’ya açılmıştı. (Radikal)