Hürriyet Gazetesinde yer alan habere göre; BALIKESİR’in Edremit ilçesi Cumhuriyet Savcısı ilçede şubesi bulunan tüm bankalara yazı göndererek, eylül ayı içinde, 10 günlük tarih aralığında, tek sefer ya da parça parça 100 bin lirayı aşan hesap hareketlerinin bildirilmesini istedi. Savcının, sadece soruşturma kapsamındaki ilgili kişi ve kurumları dahil etmek yerine tüm işlem hareketlerini görmeyi talep etmesi tepkilere yol açtı. Ayrıca savcının mahkeme kararı olmadan aldığı bu karar ‘özel hayatın gizliliği’ ve ‘yetki aşımı’ tartışması başlattı. 

ELDEN TESLİM İSTEDİ 

Savcının ilçede şubesi bulunan 13 bankaya yazdığı 7 Eylül 2012 tarihli yazısı şöyle: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir soruşturmaya esas olmak üzere; 01-04-2012 ile 10-04-2012 tarihleri arasında bankanızdan yapılan, tek seferde veya toplamda 100 bin TL ve üzeri tüm işlemlerin (şahıs adına gelen havaleler, yapmış olduğu havaleler, açıktan yapmış olduğu işlemler, kamu kurum ve kuruluşları, şirketler vb) soruşturmanın GİZLİLİĞİ dikkate alınarak, yazıyı getiren görevli memura İVEDİ olarak elden teslim edilmesi rica olunur.”

RESMİ KURUMLAR DAHİL 

Bankalar da şahıs, kurum, şirket ayrımı yapmadan, belirtilen 10 günlük süre içindeki tüm hesap işlemlerini savcılığa gönderdi. Savcılığa ulaşan hesap dökümleri arasında, Balıkesir Valiliği gibi kamu kurumu hesapları da var. Savcının soruşturma çerçevesinde ilgili kişi ya da kurumların hesap hareketleri yerine, tüm ilçedeki belirli miktar ve üstü dökümleri istemesi, Anayasa’nın güvence altına aldığı ‘özel hayatın gizliliği’ ve ‘mülkiyet hakkının ihlali’ tartışmalarına neden oldu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Başkanı İbrahim Okur, uygulamanın ‘gizlilik’ gerekçesiyle yapılmış olabileceğine dikkat çekerek, “İçeriğine bakmak gerekir” diye konuştu. 

KEYFİ BİR UYGULAMA MI

Normalde bu olayda söz konusu olduğu gibi genel bir yazıyla bilgi istenmesi kullanılan bir yöntem olmadığını belirten Okur şunları dile getirdi: “Savcının böyle genel bir istekte bulunması konusunda öncelikle evrakın içeriğine bakarız. Savcı kişisel bir kararla mı böyle bir istekte bulunmuş, keyfi mi davranmış, yoksa gelen ihbarın ciddiyeti karşısında takdir hakkını mı kullanmış. Konunun kuruma (HSYK’ya) intikal etmesi halinde öncelikle buna bakarız. Mesela, Savcıya bir kişinin bir parayı 10 değişik isimle ve 10 parça halinde, sahte ya da gerçek isimleri kullanarak transfer ettiğine ilişkin bir ihbar gelmiştir. Bu durumda takdir hakkını, soruşturmayı açığa vermemek için kullanmış olabilir. Başka trafikleri görmek için yapmış olabilir. ” 

Sırrı açıklamak da saklamak da suç

BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) hukuki uygulamalar ile ilgili yetkilileri ise, soruşturma kapsamında bu şekildeki bilgi taleplerinin çok hassas bir dengede yürütülmesi gerektiği uyarısında bulundu. Yetkililer, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun ilgili maddelerine göre, bankacılık sırrının ifşa edilmesinin suç olduğunu ve bunu yapanların cezalandırılacağını belirtiyor. Ancak yetkililer aynı zamanda bankacılık sırlarının soruşturmanın sağllıklı yürütülebilmesi açısından açıklanmamasının da suç olabileceğine dikkat çekiyor. Bankacılık Kanunu’nun ilgili maddeleri kısaca şöyle: 

Sırların saklanması

Madde 73 — Kurul baskan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu baskan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, istirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müsterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan basşasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. 

Sırların açıklanması

Madde 159 — Bu Kanunun 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 1000 günden ikibingüne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve müsterilere ait sırları açıklayan üçüncü kisiler hakkında da aynı cezalar uygulanır.

Özel hayatı ve mülkiyet hakkını ihlal 

ESKİ Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Hakan Kılıçarslan ise yapılan işlemin Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu söyledi. Kılıçarslan şu değerlendirmeyi yaptı: “Savcının böyle bir uygulama için hakimin onayı, bir mahkeme kararı alması gerekir. Böyle genel uygulama, özel hayatın gizliliği ve mülkiyet haklarını ihlali olarak görülebilir. Savcının, hesap bilgileri gibi özel hayata ve mülkiyet hakkına ilişkin bilgileri isterken mutlaka kişi, zaman, banka, hesap sınırlaması yapması beklenir. Bu uygulamanın dışına çıkılması ise ancak savcının soruşturduğu olayın gizliliği açısından, bir mahkeme kararı ile gerçekleşebilir.”