Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bazı davaların ve bu davalardaki tutukluluk sürelerinin uzamasının kendilerini de rahatsız ettiğini belirterek, ''Davaların uzaması bizi rahatsız eder, bütün bunları aşabilmek için çalışmalar yapılıyor. Yüksek yargıda son dönemde zaman aşımından düşürülmüş dosyalara bakınız... Silivri'deki dosyaların uzaması bizi rahatsız eder. Zaman aşımından düşürülen faili meçhul cinayetlere ilişkin davaların bu şekle gelmesi de bizi rahatsız eder'' dedi.

Stratejik plana ilişkin açıklamalarının ardından Bakan Ergin, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Adalet Bakanlığının yaptığı bu çalışmanın doğrudan referandum ile ilgisi bulunmadığını, Türk yargısının sorunlarına bütüncül açıdan bakan ve problemleri küçültüp, daha sonra bitirmeye dönük kapsamlı bir çalışma olduğunu ifade eden Ergin, 5 yıllık süre içerisinde Türk yargısının problemlerini sona erdirecek bir çalışma olduğunu kaydetti.

Plan hazırlanırken yüksek yargı organlarının başkanlarıyla görüşüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Ergin, Anayasa değişikliği paketinde ''Yargı Reformu Strateji Belgesinin kısa vadeli önceliklerinin'' yer aldığını ifade etti. Strateji Belgesi'nin yargı organlarının görüşleri alınarak hazırlandığını anımsatan Ergin, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanlarıyla yapılan görüşmelerde çalışmaların içeriğinin paylaşıldığını söyledi.

Ergin, stratejik plana başsavcılar, adalet komisyonları başkanları, üniversiteler, uygulayıcılar, hakim ve savcılar ile yüksek yargı başkanlarıyla yapılan değerlendirme çalışmalarının dahil olduğunu belirtti.

Bakan Ergin, ortam dinlemelerinin engellenmesi yönünde stratejik planda bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuyla ilgili çalışmalar yapıldığını, çalışmaların belli bir noktaya geldiğini ve Parlamento açıldıktan sonra bu konuda bir takım adımlar atılacağını kaydetti.


Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da etik ilkeler dışında bir yaptırım öngörülüp görülmediğinin sorulması üzerine Ergin, tarafsızlığı ihlal edici yaptırımların Hakimler ve Savcılar Yasası içinde düzenlendiğini, yasal eksikliğin olmadığını ancak uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri giderme konusunda gayretlerin devam ettiğini söyledi. Ergin, şöyle konuştu:
''Anayasa değişikliği paketi içinde olan düzenlemeler esas itibariyle yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamaya dönük temel adımları içeriyor. Yargı bağımsızlığı denince hemen akla yürütme ve yasama organının yargıya müdahale etmemesi geliyor. Yargı bağımsızlığının bir parçasıdır yürütmenin ve yasamanın yargıya müdahale etmemesi, ama sadece bu kafi değildir. Yargı bağımsızlığını tehdit eden unsur sadece yürütme ve yasama mıdır? Sivil toplum örgütlerinin, baskı araçlarının, medyanın dış etki olarak yargıya etki etme şansları yok mu? Bütün bunlar dış etki yapabilecek kurumlar arasında sayılmaktadır.

Bugüne kadar dile getirilmeyen, söylenmekten çekinilen yargı bağımsızlığını etkileyen iç etkiler konuşulmuş mudur? Bunlarda yargı bağımsızlığını etkileyen unsurlardır. Onlar da yargının kendi iç dinamiğinden kaynaklanan etkilerdir, bunun içinde Kurul'u ve yüksek mahkemeleri sayabilirsiniz. Yargıcın kendi inançları, felsefesi, bakış açısı ve kişisel düşünceleri... Yargıç bunlardan bağımsız olarak önündeki davalara bakabilmelidir. Bir yargıç, dış ve iç etkilere karşı, kendi dünya görüşlerine karşı bağımsız olabiliyorsa o zaman tam anlamıyla bir yargı ve yargıç bağımsızlığından söz etme imkanımız var. Bir hakimin adil ve tarafsız olması yetmez, aynı zamanda adil ve tarafsız gözükmesi de lazım. Bu algıyı oluşturması lazım.''


"HSYK görüşmeleri objektif kriterler konusunda tıkanıyor"


Adalet Bakanı Ergin, HSYK'daki kararname görüşmelerinin neden tıkandığının sorulması üzerine, ''HSYK görüşmeleri objektif kriterler konusunda tıkanıyor'' yanıtını verdi.
Kararname çalışmalarına başlamadan önce HSYK'nin ilke kararları aldığını, atama ve terfi durumlarının bu ilkeler çerçevesinde Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünün kararname taslağını hazırladığını anlatan Ergin, ''Bizim kararname taslağı kriterlere uygun hazırlanan taslaktır. Görüşmelerin sonuna doğru bu kriterlerle uyuşmayan talepler gelince bu kriterler hatırlatıldı. Bundan kaynaklı bir takım uyuşmazlık görüntüsü ortaya çıkmıştır'' dedi. Ergin, Bakanlığın Kurul üyelerinin yeni taleplerini değerlendirmek için çalışmalar yaptığını bildirdi.

Stratejik planda YARSAV ve diğer yargıyla ilgili örgütler hakkında bir düzenleme olup olmadığının sorulması üzerine de Ergin, ''2009 Ağustosta Avrupa Komisyonu'na sunulan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yargıda meslek örgütlerinin önünün kapatılması gibi bir çalışma yapılmayacağı söylenmiştir. Meslekte örgütlenmesinin önünde bir engel olmayacağı ifade edildi. Meslek örgütlenmesinin içerisine her türlü organize birimler girer, medya girer. Bütün bunlar yargıya dışarıdan yapılabilecek müdahale kaynakları olabilir. Yasama organı, meslek örgütleri, medya kuruluşları bütün bunlar potansiyel olarak yargının işleyişine etki edebilecek örgütlerdir'' yanıtını verdi.


Ak Parti'nin kendi yargısını oluşturduğu iddiaları


AK Parti'nin ''kendine özgü yargı sistemi oluşturduğu'' yönünde iddialar bulunduğunun anımsatılması üzerine de Bakan Ergin, şöyle konuştu:
''Bu iddia doğru değil. Mevcut Anayasa Mahkemesi ve HSYK'yı düzenleyen maddeler Avrupa'da eşi benzeri olmayan düzenlemelerdir, sadece Türkiye'ye özgü düzenlemelerdir. Anayasa değişiklik paketinde öngörülen düzenleme Avrupa Birliği ülkelerindeki modellerin ortalaması olan bir düzenlemedir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesiyle ilgili düzenlemenin hukuk devletine aykırı olduğu iddialarını reddetti. Mahkeme, '17 kişilik Mahkeme heyetine Parlamentonun 3 üye seçmesi, Mahkemenin demokratik meşruiyetini sağlayacak' demiştir. HSYK'ya yapılan itirazlara ilişkin olarak da Anayasa Mahkemesi, 'düzenlemelerin yargı bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığını güçlendireceği' tespitini yapmıştır. Muhalefetin yaptığı müracaatı reddetmiştir.

Düzenlemeyle getirilen hususlar AK Parti'nin kendine özgü bir yargı oluşturma girişimiyse hem Anayasa Mahkemesinin hem uluslararası referans kaynaklarının düzenlemeye desteklerini neyle ifade edeceksiniz?''



"HSYK'nın toplanmamasının hukuki anlamda sakıncası bulunmamaktadır"

Ergin, kendisi ve Müsteşarı Ahmet Kahraman'ın HSYK'nin çalışmalarına katılmadığı yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını belirterek, ''Biz toplantıların tamamına katıldık. Son toplantıda getirilen önerileri değerlendirmek üzere, kendi kararnamemizin görüşülmeyen kısımlarını da geri çekerek, taleplerle ikisini harmanlayıp yeni bir taslak için ayrıldığımızı ifade ettik. HSYK'nın önünde görüşülecek bir taslak bulunmamaktadır. Taslak olmadığına göre yeni bir gündem de yapılmadığına göre HSYK ancak gündem yapılmak suretiyle toplanabilir, şu anda toplanmamasının hukuki anlamda sakıncası bulunmamaktadır'' diye konuştu.
HSYK'nın Danıştay ve Yargıtay'dan seçilen üyelerinin ''Adalet Bakanlığının görüşülen kararname taslağını geri çekme yetkisi yok'' şeklinde açıklama yaptığının anımsatılması üzerine Ergin, hukukçular arasında farklı görüşler olmasının normal olduğunu ve uyuşmazlıkların süreç içerisinde telafi edileceğini söyledi.

Ergin, Anayasa değişikliği sonrasında HSYK'nin nasıl işleyeceği yönündeki yasal düzenlemelerin Bakanlık tarafından yapıldığını ve çalışmaların sona yaklaştığını bildirdi.
Yüksek yargı üyelerinin yargılanması konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı hakkındaki soru üzerine de Ergin, yargı mensuplarının soruşturma ve kovuşturmalarına ilişkin düzenlemelerin mevcut yasalarda olduğunu belirtti.
Bakan Ergin, bir soru üzerine de strateji planının uygulanması konusunda bütçe sıkıntısı olmadığını söyledi.


"Davaların uzaması bizi rahatsız eder"

Davaların ve tutukluluk sürelerinin uzamasının bazı dava sanıklarının mağduriyetlerine yol açtığının hatırlatılması üzerine de Ergin, şöyle konuştu:
''Davaların ve tutukluluk sürelerinin uzaması 'geciken adalet, adalet değildir' özdeyişini uyandırıyor. Davaların uzaması bizi rahatsız eder, bütün bunları aşabilmek için çalışmalar yapılıyor. Yüksek yargıda son dönemde zaman aşımından düşürülmüş dosyalara bakınız... Silivri'deki dosyaların uzaması bizi rahatsız eder. Zaman aşımından düşürülen faili meçhul cinayetlere ilişkin davaların bu şekle gelmesi de bizi rahatsız eder. Büyük davalar oldu Yargıtay'da daha önce. 80 öncesinin şiddet uygulayan örgütlerine ilişkin davalar oldu, bunların zaman aşımına uğratılması girişimleri oldu, oluyor bunlar bizi rahatsız ediyor. Yargılamaları yapan hakim ve savcılara ilişkin bir takım suçlamalar olduğu, Bakanlığın bunlarla ilgili işlem yapmadığı iddiaları doğru değil. Yapılan müracaatlar işleme konulmadı tespiti yanlıştı. Hiçbir müracaat işlemsiz kalmamıştır, kalmayacaktır. Konuyu devam etmekte olan 3-5 dosyaya getirirsek o sürece etki etmiş oluruz. ''


AA