Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de bu sabahki ateşkes ilanının ardından durumu bütün kurumlarla yakından takip ettiklerini söyleyerek, şiddet olaylarında bir düşme eğilimi olduğunu, ancak kesin değerlendirme yapmak için henüz çok erken olduğunu bildirdi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Dışişleri Bakanlığı'nda bakanlıklar arasında işbirliği protokolü imzaladılar. İmza töreninin ardından soruları yanıtlayan Davutoğlu, Suriye'deki son durumu değerlendirdi .

Ateşkes ilanının ardından son gelişmeleri büyük bir hassasiyetle takip ettiklerini söyleyen Davutoğlu, sabah saatlerinden beri istihbarat birimleri ile sürekli yakın temas halinde olduklarını ve ateşkes uygulamasını izlediklerini kaydetti. Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bazı yerlerden çekilme faaliyetlerinin başladığı bilgileri geliyor. Ancak bu çekilmenin tam ve kapsamlı olması önem taşır. Şehirlerin dışına çekilerek şehirlerin üstündeki baskıyı sürdürmek, bir çekilme anlamına gelmez. Bu çekilmelerin bütün şehirlerden, bütün kasabalardan kışlalara doğru olması ve halkın yeni bir saldırı ile karşı karşıya kalmayacağı konusunda emin olunması lazım. İlk işaretler, şiddette bir düşme teamülü var birkaç saat için. Ama değerlendirme yapmak için daha erken ."
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye sınırının aynı zamanda bir NATO sınırı olduğunu, o sınırların bir güvenlik hattı olarak muhafaza edilmesinin bütün müttefik ülkeleri ilgilendiren bir konu haline dönüşeceğini söyleyerek, "Böyle bir girişim (sınır ihlali) olması halinde tabii hem ulusal kapasitelerimizi kullanarak gerekli tedbirleri alma hakkını her zaman mahfuz tutarız , hem de NATO'daki müttefik ülkelerle istişareleri sürdürür ve o konuda da çalışmaları yaparız" dedi.

Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve bu çerçevede dün akşam G-8 ülkeleri dışişleri bakanları ile video konferans yoluyla görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Davutoğlu, bakanlara sınırdaki ve kamplardaki gelişmelerle ilgili son durumu aktardığını bildirdi.

İnsani açıdan Türkiye 'nin her zaman Suriyeli kardeşlerinin yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyleyen Davutoğlu, bütün bakanların Türkiye 'nin insani boyuta olan katkısı dolayısıyla kendisine teşekkür ettiğini kaydetti. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi:

"Ama tabii ki iş bunun ötesine geçip Türkiye 'nin ulusal güvenlik sorunu haline dönüşmesi durumunda, yani sınır ihlalleri olması durumunda bu da bizim her zeminde tedbir almamızı gerektiren bir konjonktür ortaya çıkartır. Bu olayın fevri, anlık bir olay mı olduğu ve nasıl bir seyir takip edeceğini hem inceliyor , hem de yakından takip etmeye devam ediyoruz."

Bakan Davutoğlu, bu sabah ateşkes ilanı olduğunu hatırlatarak, durumu yakından izlediklerini belirtti. Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye 'nin NATO üyeliğiyle irtibatlı olarak Suriye konusundaki açıklamalarına ilişkin olarak da şöyle konuştu:

"Sayın Başbakanımızın yaptığı vurgu; Türkiye sınırı aynı zamanda bir NATO sınırıdır. Dolayısıyla NATO üyelerinin karşılıklı sorumlulukları bağlamında hepimiz zaten başka bir dönemde, başka bir ülke ile ilgili de olmuş olsa, o sınırların bir güvenlik hattı olarak muhafaza edilmesi bütün müttefik ülkeleri ilgilendiren bir konu haline dönüşür . Böyle bir girişim olması halinde tabii hem ulusal kapasitelerimizi kullanarak gerekli tedbirleri alma hakkını her zaman mahfuz tutarız , hem de NATO'daki müttefik ülkelerle istişareleri sürdürür ve o konuda da çalışmaları yaparız. Ancak bugün için gündem bu ateşkesin uygulanması ile ilgili gündemdir."

Davutoğlu, uluslararası gözlemcilerin bölgeye gitmesi ve Suriye halkının barışçıl olarak taleplerini dile getirebileceği şartların da oluşması gerektiğini söyleyerek, "Bunların olması durumunda yeni bir dönem başlayabilir. Olumlu anlamda işaretler olarak görülebilir. Ancak şu anda bu konuda bir hüküm vermek için durum erken . Biz bütün kurumlarımızla olabilecek her türlü gelişmeyi de göze alarak çalışmaları sürdürüyoruz" dedi.

Bakan Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın da bu doğrultuda talimatı bulunduğunu söyleyerek, gelecek hafta NATO Dışişleri Bakanları toplantısına katılacağını, orada da Suriye ile ilgili gelişmelerin gündeme geleceğini belirtti. Davutoğlu şunları kaydetti:

" Türkiye sınırı boylarındaki her türlü güvenlik riski de tabii NATO gündeminde ele alınır. Bu NATO'nun bir Suriye müdahalesi gibi değil, Türkiye 'nin sınırları ile ilgili, başka ülkelerin de sınırları ile ilgili durum olduğunda, aynı değerlendirme ve bilgilendirmeler yapılır. Biz bu sınır ihlalini hem BM hem de NATO'da kayda geçirdik. Böyle bir ihlalin olduğunun BM'de kayda geçmesi de önemlidir. Başka bir ülkenin içindeki gelişmeler, komşu bir ülke ise ve bu kadar uzun bir sınıra sahip olduğumuz bir ülke ise bizim yakından takip etmemiz ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tedbir almamız normaldir."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 28 Şubat soruşturması ile ilgili, " Türkiye 'nin yakın siyasi geçmişiyle yüzleşmesinin Türkiye 'ye itibar kazandıracağını" söyledi.

İmza töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, 28 Şubat soruşturması ile ilgili soru üzerine, soruşturmanın hukuki bir süreç olduğunu, bir yargıda bulunmanın bu aşamada doğru olmayacağını söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şunu ilkesel olarak, uluslararası itibarımız bağlamında söylemek durumundayız: Bugün dünyada ülkelerin uluslararası itibarları birkaç şeyle ölçülüyorsa, bunların en başında o ülkelerin kendi halkının iradesiyle demokratik süreçlerle yönetilip yönetilemediği geliyor. Ekonomik kalkınması, dış politikadaki etkinliği geliyor. Ama ekonomik kalkınma ve dış politika etkinliği için olmazsa olmaz şart, hesap verebilir, sivil, halk tarafından seçilmiş yönetimlerin iktidara gelebilmesi, ülkeyi onların yönetmesi ve onlar ülkeyi yönetirken tamamıyla hukuki süreçlerin işlemesi. Geçen hafta 12 Eylül ile ilgili başlatılan hukuki süreç gibi, bu çalışmayı da dışarıdaki itibarımız bağlamında değerlendirdiğimizde Türkiye'nin yakın siyasi geçmişiyle yüzleşmesi Türkiye'ye itibar kazandırır."

Bu soruşturmanın aynı zamanda bundan sonra benzer müdahalelerin, süreçlerin yaşanmaması için de uluslararası topluma bir işaret anlamı taşıdığını ifade eden Davutoğlu, "Türkiye'nin demokratikleştiğini, geçmiş olaylarla ilgili herşeyin hukuki süreç içerisinde ele alındığını gösterir. Bu anlamda ülkemize, demokrasimizin güçlenmesi, davaların kendisinden bağımsız olarak, yürütülen hukuki süreçlerin kendisinden bağımsız olarak, böyle bir yüzleşme her zaman ülkemizin itibarını artırır. Demokratik olgunluğumuz, gücümüz arttıkça da halkın bu anlamdaki sözü ve etkisi arttıkça da uluslararası itibarımız artacaktır" diye konuştu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu gibi uluslararası taraf olunan kurum ve kuruluşlarda Adalet Bakanlığı'na mensup hakim ve savcılarının bulunmasının, istihdam edilmelerinin Türkiye'nin orada siyasi ve hukuki menfaatini koruma konusunda ilave güç katacağını söyledi.

Ergin, burada yaptığı konuşmada, Adalet ve Dışişleri bakanlıkları arasında bir süredir son derece verimli işbirliklerinin ortaya konulduğunu belirtti.

2009 yılında ''konsolosluk.net'' programı ile UYAP sisteminin adapte edildiğini, veri tabanları arasında bilgi alışverişi başladığını belirten Ergin, bu sayede yurt dışında bulunan vatandaşların adli sicil kayıtlarını elçilikler, konsolosluklar ve temsilciliklerden alabilmeye başladığını anlattı.

Ergin, yargı organlarının, ihtiyaç duydukları yurt dışındaki vatandaşların adres bilgilerine ''konsolosluk.net'' üzerinden ulaşıp, bunları kullanma imkanlarına kavuştuğunu ifade etti.

Tebligat Yasası'nda bir değişiklik yapmak suretiyle yurt dışı tebligatları için Adalet Bakanlığı'nın aracı olmasını ortadan kaldırdıklarını ve yargı sürecini hızlandıracak bir adım attıklarına işaret eden Ergin, şöyle konuştu:

''Kasım 2011'de imzaladığımız protokol de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki savunmaların, Dışişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren spesifik konular hariç olmak üzere Adalet Bakanlığı tarafından yüklenilmesi konusundaydı. 1 Mart 2012 tarihinde o da uygulamaya geçti. Şu anda daha geniş bir kadroyla, hukukçu kadrosuyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki dosyalarımızın takip süreci başladı. Bir de iç hukuk yolu oluşturmak suretiyle mevcut birikmiş dosyaları azaltma ve Türkiye aleyhine çıkan ihlal kararlarını en aza indirme çalışmamız var. İnşallah onda da müspet gelişmeler var. Şu ana kadar attığımız adımlarda hep pozitif gelişmeler aldık.''

Ergin, bugün imzalanan protokolle Dışişleri personelinin ihtiyaç duyacağı konularda Adalet Bakanlığı'nın yaptığı eğitim seminerlerinde bulanabileceklerini, istihdam edileceklerine dikkati çekerek, ''Adalet Akademisi'nin yaptığı eğitim çalışmalarında Dışişleri personelini ilgilendiren konulardaki dersler beraber çalışılabilecek. Bu konularda yine diplomasi akademisi'nde Dışişleri Akademisi'nde bizim hakim savcı adaylarımız ve hakim savcılarımız akademide dersler alabilecekler. Özellikle Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu gibi uluslararası taraf olduğumuz kurum ve kuruluşlarda Adalet Bakanlığı'na mensup hakim, savcılarımızın bulunması, istihdam edilmeleri, Türkiye'nin orada siyasi ve hukuki menfaatini koruma konusunda ilave güç katacaktır'' diye konuştu.

Bütün bunların son derece önemli gelişmeler olduğunu belirten Ergin, Türk vatandaşlarının yurt dışında yoğun olarak yaşadığı Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İngiltere gibi ülkeler başta olmak üzere büyükelçiliklerde, konsolosluklarda Türkiye'den hakim savcıların görev yapabilecek olmasının orada yaşayan vatandaşlara ayrı bir güvence getireceğini ve yaşamlarını kolaylaştıracağını söyledi.

Ergin, işbirliğinin ortaya çıkardığı Türkiye'nin yurt dışındaki hukuki ve siyasi menfaatini koruma potansiyelinin güçlü bir ivme kazanacağını ve bu çalışmaların katma değer katacağını vurgulayarak, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri çalışanlarının daha güçlü konumda olacaklarını kaydetti.

Bunun ortaya çıkaracağı enerjinin, Türkiye'ye ve millete önemli kazanımlar getireceğini ifade eden Ergin, bu çalışmalarda fedakarca gayret gösteren başta Bakan Davutoğlu olmak üzere Dışişleri ve Adalet bakanlıkları bürokrasisine teşekkür etti. 




Akşam