Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tarihî 'Susurluk zirvesi' tutanakları sansürlü çıktı. 74 sayfayla sınırlı tutulan tutanaklar, 'devlet sırrı' kaygısıyla büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşulanların tamamını yansıtmıyor. Ancak sansürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasındaki 'faili meçhul' atışmasını gözler önüne seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in çağrısı üzerine Çankaya Köşkü'nde gerçekleşmişti. Zirveye, dönemin Meclis'te bulunan siyasî aktörleri Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte o diyaloglar:

Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söylenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağrıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerillalarla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı döneminde ki onun aynısını yapalım hemen.

Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kontrgerilla sözünü genel anlamda kullanmış olabilirim. Fakat öğrendiğim bazı çok acı devlet gerçekleri üzerine Türkiye'de resmen kontrgerilla diye bir örgüt olmadığını, ama o işleri gören bir kurumun var olduğunu, Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısının var olduğunu ve bunların çok karanlık birtakım olaylara karışmış olabileceğini gördüm. 1978'de başbakan olur olmaz yeni Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'e o zaman kullandığım tabirle 'devlet içinde ama devlet dışındaki' kurumların hukuk devleti kuralları içine çekilmesi talimatını verdim.

Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet Özbay'a (Abdullah Çatlı), bir bakan onayı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafından? MİT raporunda 'Devlet içerisinde kendi kendine gruplar teşekkül etmiştir' deniliyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 arasında ASALA'ya karşı 11 eylem yapılmıştır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP dönemidir. Bu olaylardan iktidarın haberi yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit. 1978'den beri uyuşturucu kaçakçılığından Hollanda'da ve ABD cezaevlerinde yatan sabıkalı Ömer Lütfi Topal'a kim pasaport vermiştir? 1978'den beri uyuşturucu kaçakçısı, kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor?

Mesut Yılmaz: 1993'ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK'da PKK'nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde birtakım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller'in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?

Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfında kurulun başbakan olarak üyesiyim veya cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir tanesinde 'devletin güçleri dışında birtakım adamları kullanalım' diye hiçbir şey alınmamıştır. 1991 Kasım ayından Yılmaz'ın bana hükümeti devrettiğinden bu yana başında bulunduğum hükümetler veya başında bulunduğum bu devlet, benim bilgim dahilinde hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı çıkmışımdır ve 'aman dikkat edin şu adamdan... ve aman devleti meşru olmayan işlere karıştırmayın' şeklinde olmuştur.

Tansu Çiller: Yılmaz'ın yanında anlaşılan Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Valisi Ölmez'i Yılmaz'ın kongresindeki yemekte yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisinin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım 1991 yani Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18 siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor.


Zaman