Mağdurlar ve yakınları adliyedeydi, ancak sanıklar yine yoktu.
 
Evren ve Şahinkaya dördüncü duruşmada da sanık sandalyesinde değillerdi.
 
Ancak 12 Eylül'ün yargılanmasını isteyenler, o dönemde hayatını kaybedenlerin fotoğrafları ile birlikte adliye sarayına gireceği anı beklediler.
 
Duruşmanın ana gündemini Evren ve Şahinkaya'nın, GATA'dan hastalıklarına ilişkin aldığı raporlar oluşturdu.
 
Savcı Kemal Çetin, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporların beklenilmesini istedi.

  Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, "Gelmeyebilirler, bununla mahkemede yüzleşemeyebilirler ama insanların vicdanında ve kurumsal olarak ancak bu süreçler yargılanıyor." dedi.
 
 "12 eylül sadece iki generali kişiyi yargılamak değil, darbe anayasasını kaldırılması gerekir" bu sözleri de 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can dile getirdi.
 
12 Eylül sürecinde oğlu kaybolan Berfo Ana da yürüyememesine rağmen yılmadı, sedye ile adliyeye geldi.
 
 Berfo Ana, Kenan Evren’e şöyle seslendi:
 
"Ben Kenan Evren'in peşindeyim, anayım. Oğlumun cenazesini istiyorum. Ölene kadar peşindeyim, ben anayım öyle bırakmam"

Tarihi Davada Neler Yaşandı?
 
Yükseköğretim Kurulu'ndan, 12 Eylül döneminde üniversitelerden atılanlara ilişkin bilgiler mahkemeye geldi.
 
27 Aralık 1979'da dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verilen, ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Görüşü'' başlıklı ''Uyarı mektubu'' ile 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili MİT raporu da mahkemeye ulaştı.
 
Mahkemenin, MİT Başkanlığı'nın darbe yapılacağına yönelik Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis başkanlığına bilgi verip vermediğine yönelik müzekkeresine gelen cevapta ise ''arşivlerde böyle bir belgeye rastlanamadığı'' belirtildi.
 
Genelkurmay Başkanlığı da darbe öncesindeki sıkı yönetim koordinasyon toplantılarının kayıtlarını 4 cilt halinde mahkemeye gönderdi.
 
Dönemin İçişleri Bakanı Ahmet Koç'un tanık olarak dinlenilmesine karar verildi.



TRT Haber