TBB'nin açıklamasında, savunma avukatının yokluğunda karar verilmesinin, silahların eşitliği ve adalete erişim, hukuk devleti ve yargının demokratik işleyişi ilkesine açıkça aykırı olduğu vurgulandı.


TBB, "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı" ile Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 188. maddesinde yapılması planlanan ve davalarda savunma avukatı olmadan karar verilmesinin yolunu açan değişikliğe tepki gösterdi. TBB'den yapılan yazılı açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına göre herkesin, davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına ve kendisini bir avukat aracılığıyla savunmak hakkına sahip olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Ulusal ve uluslararası bu düzenlemeler karşısında, eğer amaç yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesini ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak ise, bunun en etkili yolu ve yöntemi yargılama faaliyetinin kurucu aktörlerinden olan karar ve iddia makamlarının etkin konuma getirilmesinden daha çok savunma makamının etkin konuma getirilmesidir. Bu ise ancak ve ancak savunmanın bağımsızlığının ve özgürlüğünün hem genişletilmesiyle, hem de tahkim edilmesiyle mümkündür. Zira savunma yargının sadece kurucu unsuru olmayıp aynı zamanda yargılama faaliyetini demokratikleştiren unsurdur" denildi.


Mevcut ulusal ve uluslararası düzenlemelere rağmen "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı" ile getirilmek istenilen değişikliklerin söz konusu hak ve ilkelere aykırı olduğunu belirten TBB'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:


"Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 188. maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle mahkemelerin, savunma avukatlarının yokluğunda karar verebilmelerinin öngörülmüş olması her şeyden önce adil yargılanma hakkını yok saymaktır. Dahası bu düzenleme, yargılama faaliyetinde savcı ile savunma makamlarının eşit koşullarda olmalarını öngören silahların eşitliği ilkesine, yargılama faaliyetinin en temel amacı, hedefi ve işlevi olan adaletin gerçekleşmesi ve adalete erişim ilkelerine, hukuk devleti ilkesine, yargının demokratik işleyişi ilkesine açıkça aykırıdır. Açıklanan bütün bu nedenler ile yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesinden daha çok yargı hizmetlerinin savunmasız bırakılması amacına ve dolayısıyla adaletin sakatlanmasına hizmet edecek olan bu düzenlemeye Türkiye Barolar Birliği olarak karşı olduğumuzu, bu düzenlemeyi kişi hak ve özgürlüklerine aykırı gördüğümüzü kamuoyuna saygı ile duyururuz."(ANKA)