Azınlıklara suikast, müzede öğrencilerin bombalanması gibi planların yargılandığı Kafes davasının dünkü duruşmasında hakimden önemli uyarılar geldi. Sanıkların konumlarıyla ilgili tartışmaları bitiren 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yargılandığı iddialarına, "TSK hepimizin göz bebeğidir." sözleriyle karşı çıktı. Her kurumda olduğu gibi TSK içinde de suç işleyenler olabileceğini vurgulayan hâkim, "Bu yargılamanın içeriği de isnat edilen suçlardır. Mahkeme huzurunda taraflardan birinin diğerine üstünlüğü yoktur, herkes eşittir." dedi. Duruşmada 1 numaralı sanık emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün de ifadesi alındı. Öğütçü, müzede denizaltıya saklanan patlayıcılar için ilginç bir tahminde bulundu: "Arkadaşlar tatbikatlarda elde kalan patlayıcıları saklıyor. Emekli olduktan sonra da imha etmek istiyorlar. Öyle unutulmuş olabilir."

Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün de aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 33 sanığın 'Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak 'Kafes Operasyonu Eylem Planı'nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüttüğü' iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması dün görüldü. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Albay Mücahit Erakyol, Albay Levent Gülmen ve Yarbay Halil Özsaraç ile Kadir Sağdıç, Ahmet Feyyaz Öğütçü ile Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

Duruşmanın başında konuşan Mahkeme Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, "Bu davada yargılanan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) değil. TSK, hepimizin gözbebeğidir. Her kurumda olduğu gibi TSK içinde de suç işleyenler ya da hakkında suç iddiası bulunanlar olabilir. Bu yargılamanın içeriği de isnat edilen suçlardır. Mahkeme huzurunda taraflardan birinin diğerine üstünlüğü yoktur, herkes eşittir." açıklamasında bulundu.

Sanık kürsüsüne ilk olarak emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü geldi. Duruşmada, mahkeme duvarına yansıtılan barkovizyonla savunmasını yapan sanık, hakkındaki iddiaları 'düzmece' olarak değerlendirdi. Şunları söyledi: "40 yıl hizmet ettikten sonra imzasız, sahte imzalı ihbar mektupları, düzmece CD'ler ile üstümüze atılan kuru iftiraları temizlemek için buradayım.''

Feyyaz Öğütçü, TSK mensuplarına yönelik psikolojik harp yürütüldüğünü ve 'Ergenekon' gibi bazı davaları yönlendiren üçüncü güç olduğuna inandığını anlattı: "Bu güç, bazı mihrakların amacı doğrultusunda hareket eden, TSK'yı yıpratmak için çalışan üçüncü bir güçtür. Türkiye'de hâlâ TSK'da darbe yanlısı biri bulunmamasına rağmen, sözde darbe planları tartışılıyor. Bu üçüncü güç kendinden olmayan subayları tasfiye etmeye devam ediyor. Onlardan yana değilsen darbeden yanasın.''

Hukuk dışı olayların hep üzerine gittiğini ve mesleğinin 40. yılında çok iyi organize edilmiş haysiyetsiz kişilerin çirkin karalama kampanyası ile karşılaştığını anlatan Öğütçü, görevdeyken bu konularda askeri savcılığa 9 adet soruşturma talimatı verdiğini ve mektupla SAT Grup Komutanlığı'nda olay çıkarmakla tehdit edildiğini dile getirdi.

Öğütçü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda istihbarat amaçlı faaliyet gösterdiği iddia edilen fuhuş çetesi adına çalıştığı belirtilen sivil memur Zuhal A. ile İlknur Ö.'nün yasa dışı ve gayri ahlaki maillerini tespit ettirdiğini açıkladı. Şahısları başka yerde görevlendirdiğini ifade etti. İddianamede, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda istihbarat amaçlı fuhuş çetesinin faaliyet gösterdiği belirtilmişti. Kafes Planı üzerindeki 'Uygundur. Kadir paşa koor. etsin' notunun kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Bu yazının kendi yazısına benzetilmeye çalışıldığını savundu. Rahip Santoro ve Dink cinayetlerine de değinen Öğütçü, "Bu cinayetlerle, söz konusu plan irtibatlandırılmaya gayret edilmiştir. Bu olayların failleri bellidir. Bu cinayetlere en çok üzülen kişilerden biri benim." şeklinde konuştu.

DENİZ KUVVETLERİ 'PATLAYICILARI BİLDİR' DESEYDİ, HABER VERİRDİM

Çapraz sorgusunda üye Hakim Mehmet Karababa'nın, "Denizaltıda patlayıcı madde bulununca adli makamlara neden bilgi vermediniz?'' sorusuna Öğütçü, "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bana 'bildir' deseydi, bildirirdim.'' şeklinde cevap verdi. Karababa'nın, "Orası sivillere açık bir yer. Dolayısıyla sivil savcılara bilgi vermeniz gerekmez miydi?'' sözüne karşılık da "Denizaltı bizim görev alanımızda hâlâ. Biz sadece sergi için onlara verdik.'' ifadesini kullandı.

Kafes Eylem Planı davasının tutuksuz sanığı Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar ise savunmasına artık Hrant Dink cinayeti davasının müdahili olacaklarını söyleyerek başladı. Hakkındaki iddiaların ana delilinin 3 No'lu DVD'deki 'Danışma Kurulunda üye olarak adının geçmesi' olduğunu, temel delil niteliğindeki CD ve DVD'lerin hukuki delil niteliği taşımadığını savundu. Albay Dursun Çiçek ve Şener Eruygur'u tanımadığını anlattı. Müdahil avukatlarından Fethiye Çetin'in, "Ağustos 2009'da Tuğamiral Ahmet Türkmen, sizinle ve sanıklarla görüşmüş. Konusu neydi?'' şeklindeki sorusu üzerine Ilğar, "Ben Foça'dayken geldi. Orada 'Kafes' ile ilgili çeşitli sorular sordu. İlk kez duyduğum için tebessümle karşıladım. Özet olarak ne içerdiğini söyledi. Bazı şahısları tanıyıp tanımadığımı sordu. 3-5 kişiyi tanıdığımı söyledim. İmzalı yazılı beyan istedi." ifadelerini kullandı.

Denizaltıdaki patlayıcılar unutulmuştur!

Koç Müzesi'ndeki denizaltına konulan ve öğrencilerin ziyareti sırasında patlatılacağının iddia edildiği TNT kalıplarını imha emri veren dönemin Kuzey Deniz Saha Komutanı Ahmet Feyyaz Öğütçü suçlamaları reddetti. Feyyaz Öğütçü, 14 Kasım 2008'de Uluç Ali Reis isimli denizaltıda bulunan patlayıcılara ilişkin ilginç açıklamalarda bulundu. TNT kalıplarının imha edilmesinden Deniz Kuvvetleri Komu tanlığı'nın sorumlu olduğunu belirtti. TNT kalıplarının bulunduğunun kendisine bildirilmesinden sonra kurmay başkanlığa yazı yazdığını ifade eden Öğütçü, komutanlıktan 'gerekli önlemi alın ve imha edin' mesajının kendisine ulaşmasının ardından bu yöndeki bilgiyi SAS ekibine verdiğini kaydetti. "Karargah'ta kurmay başkanının haberi olmadan kuş uçmaz." diyen Öğütçü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içinde böyle bir yapılanmaya izin verilemeyeceğini savundu. Şöyle konuştu: "Benim bu patlayıcılarla ilgili bir tahminim de var. Arkadaşlar ABD gibi ülkelerle yapılan askeri tatbikatlarda elde kalan patlayıcıları saklıyor. Emekli olduktan sonra da imha etmek istiyorlar. Bu patlayıcılar öyle de orada kalmış olabilir. Ben olay ortaya çıktığında 'denizaltı kullanılırken orada unutulmuş olabilir' demişim. Savcı da hayatın olağan akışına uygun olmadığını söylüyor bu açıklamamın. Bu ne demek?" Agos abone listesinin istihbarat birimlerinde bulunmasının normal olduğunu ifade eden Öğütçü, azınlık vatandaşları korumak için bu listelerin devletin birimlerinde yer alabileceğini söyledi.

Savcı, Seyfi Oktay'a yargıya müdahale görüşmelerini sordu

Ergenekon soruşturması kapsamında yargıya müdahale etmekle suçlanan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, dün savcılıkta sorgulandı. 1 Haziran'da gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan ve 14 Haziran'da taburcu edilen Oktay, sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla ifadesi alınan Oktay'ın sorgusunu, terör ve organize suçlara bakan Ankara Başsavcı Vekili Hamza Keleş yaptı. Sorguda, 'Kozmik Oda' soruşturmasını yürüten Savcı Mustafa Bilgili de hazır bulundu. Alınan bilgilere göre Oktay'a yargıdaki atamalar ve davalara müdahalesini gösteren telefon görüşmeleriyle ilgili sorular yöneltildi.

Seyfi Oktay, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sürdürülen soruşturma kapsamında Ankara'daki evinde 1 Haziran tarihinde gözaltına alınmış, ancak sağlık sorunları sebebiyle hastaneye kaldırılmıştı. Oktay, Ankara İbni Sina Hastanesi'nde tamamlanan tedavisinin ardından taburcu edilmişti. Hakkındaki gözaltı kararı kaldırılan ve tedavisi tamamlanan Oktay, kamuoyuna yansıyan ses kayıtları sebebiyle tartışmaların odağına oturmuştu. Ses kayıtları, eski Bakan'ın yargıdaki nüfuzunu hâlâ sürdürdüğü, atamalar ve süren davalarda devreye girdiğini ortaya çıkarmıştı. Oktay'ın son olarak, eski CHP lideri Deniz Baykal ve Anayasa Mahkemesi Üyesi Fulya Kantarcıoğlu ile anayasa değişikliği paketiyle ilgili telefon görüşmeleri yaptığı, referanduma götürülen anayasa değişikliği hususlarında devreye girdiği anlaşılmıştı.

Seyfi Oktay, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sürdürülen soruşturma kapsamında, talimatla ifade vermek için dün sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne geldi. Yanında, avukatının yanı sıra yakınları bulundu. Oktay'ın ifadesi, terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakan Ankara Başsavcı Vekili Hamza Keleş tarafından alındı. Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili de ifade alınmasına katıldı. Eski Bakan'a hakkındaki 'yargıyı etkileme' iddialarına ilişkin sorular yöneltildi. Akşam geç saatlere kadar adliyede kalan Oktay'ın sağlık durumu da sürekli takip edildi. ANKARA ZAMAN