Gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonla gözaltına alınan ÇHD avukatlarının tutuklanmasının ardından tartışmalar büyüyerek devam ederken, hukuk camiasından meslektaşlarına destek olmak amaçlı yapılan açıklamalara her gün bir yenisi ekleniyor. İstanbul Barosu Avukatlarından Ahmet Doğan, tutuklamalar ile ilgili olarak Hukukihaber.net’e yaptığı açıklamada, “Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi meslektaşlarımıza isnat edilen suçlamalar kapsamında sorulan sorular, dünya hukuk tarihinde eşi benzeri görülmemiş sorulardır.” diyerek tutuklamaların adaletsiz bir şekilde gerçekleştirildiğine dikkat çekti.

“DEMOKRASİNİN GELDİĞİ NOKTA AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR”

Hukukihaber.net’e önemli açıklamalarda bulunan Avukat Ahmet Doğan dün basın yayın organlarında yer alan bir habere dikkat çekerek, “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin başarılı son sınıf öğrencilerinden Osman Taşdemir 2,5 aydır tutuklu. Nedeni ise Okmeydanı’nda ki izinsiz gösteride gözaltına alınması. Oysa iddiaya göre, hukuk öğrencisi genç o sırada hastaneden dönüyordu. Çantasında da reçete ve oturma simidi vardı. İ.Ü Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in ‘Her gece bu öğrencimi düşünüyorum.’ diyerek haksız tutuklamalara örnek gösterdiği Taşdemir, hakkında hazırlanacak iddianameyi bekliyor. Gerek Hukuk Öğrencisi Osman Taşdemir’in başına gelenler, gerekse ÇHD mensubu meslektaşlarımıza yapılan hukuksuzluklar, demokrasimizin geldiği nokta konusunda sanırım hepimize önemli ipuçları vermektedir.” dedi.

“AVUKATLAR, MÜVEKKİL SEÇİMİNDE ÖZGÜRDÜR”

Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara isnat edilen suçlamalar kapsamında sorulan soruların dünya hukuk tarihinde eşi benzeri görülmemiş sorular olduğunu iddia eden Avukat Ahmet Doğan, “TMY kapsamında yargılanan kişileri neden büronuza kabul ettiniz, müvekkillerinize neden susma hakkını kullanın diye talimat verdiniz” sorularını örnek göstererek, “Yargı erkinin olmazsa olmazlarından olan avukatlık mesleği dünyanın her yerinde bağımsız icra edilebilecek bir meslektir. Burada Molierac 'ın  ''görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olanlardan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı.'' ifadesini tekrar belirtmemiz gerekiyor. Avukatlık mesleğinin bağımsız ifa edileceği çok açıktır. Kendi adıma mesleğini onuru ile yapan bütün meslektaşlarımın müvekkil seçiminde kimseden emir almayacaklarını belirtmek isterim.” dedi.

“BİR YERDE HERKES BİRBİRİNE BENZİYORSA..”

ÇHD üyesi avukatlara yapılanların en başından beri hukuksuzluklar ile dolu olduğunu iddia eden Avukat Ahmet Doğan, ceza hukuku okumuş olan tüm avukatların bileceği bir evrensel ceza hukuku normunun olduğunu söyleyerek, “Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamaz.” dedi. Hukukihaber.net’e yaptığı açıklamalara devam eden Avukat Ahmet Doğan, “Meslektaşlarımızın büro ve evlerinin aranmasında "CMK 130 - (1) Avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir. Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur." hükmü açıkça ihlal edilmiştir. Hakkında yakalama kararı çıkartılan meslektaşımız Selçuk Kozağaçlı'nın yurt dışından gelip ifade vermiş olmasına rağmen tutuklanmış olması , tutuklamaların keyfice yapıldığına dair önemli bir ipucu olsa gerek. ÇHD yapılan bu saldırıyı özünde '' avukatlık'' mesleğine yapılmış kabul ediyorum. Siyasal erk avukatlık mesleğini toplum nezdinde itibarsızlaştırmak da, toplumun zaten zedelenmiş olan adalete olan güvenini de tamamen yok etmektedir. Siyasal erk tek tip insan yetiştirme sevdasından vazgeçmelidir. Mıchel Foucault ' dediği gibi: '''Bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir.'' diyerek tutuklamalara olan tepkisini gösterdi. (Hukukihaber.net)