Burak BİLGE / VATAN

Yargıtay eski Başkanı ve Bilkent Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk, Balyoz soruşturması kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından muvazzaf ve emekli 102 asker hakkında çıkartılan yakalama kararı ile ilgili VATAN’ın sorularını yanıtladı. Selçuk şu açıklamalarda bulundu:

KAÇAKLIK SÖZ KONUSU DEĞİL

Ceza Yargılama Yasası’nın 98. maddesinin 3. fıkrası kovuşturma aşamasında kaçak kişiler hakkında yakalama işleminin yapılacağını öngörmektedir. Aynı yasanın 247. maddesi kaçaklığın tanımını yapmaktadır. Bunun için yurt içindeyse saklanmış olması gerekiyor. Veya yurt dışında olacak ve kendisine ulaşılamayacak. Bu durumda bu söz konusu değil. Bu insanlar işlemin yapıldığı ve kamuoyuna duyurulduğu gün kendilerinden ellerine çantalarını almışlar ve mahkemenin önüne çıkabilmek için İstanbul’a gitmişler.

İNSAN ŞEREFİ GÖZETİLMELİ

Ceza Yargılama Yasası suçsuzların yasasıdır. Yani suçsuzları iyi ayıklamanın yasasıdır. Bu açıdan konuya yaklaşırken ne pahasına olursa olsun diye yaklaşamazsınız. Soruşturmanızı hukukun üstünlüğü, suçsuzluk karinesi, insan şerefini gözeterek yapacaksınız. Ve yasal çerçevede yapacaksınız.

5 AYLIK SÜRE OLAĞAN DEĞİL

Yakalama kararlarının ardından ilk duruşmaya kadar olan 5 aylık süreyi olağan bir süre olarak görmüyorum. 5 aylık bir süre var iken böyle bir yakalama kararının çıkmasını düşündürücü bulduğunu daha önce de söylemiştim. Arkadaşların inandırıcı gerekçeleri olduğunu umuyorum, diliyorum. Bu 5 aylık süreyi kısaltmak da mahkemenin elinde.

YETKİ KULLANIRKEN 9 ÖLÇÜN 1 BİÇİN

Bir kişiyi düşünün bu davada yargılanan ve ilerde beraat ettiğini düşünün. En azından hiyerarşi içerisinde yükselme olanağını da yitirmiş veya ertelemiş oluyor. Herkes yetkisini kullanırken 9 ölçsün 1 biçsin. Bu konularda dikkatli olmak ve istisnayı kural haline getirmemek durumundayız. Türkiye’de ne yazık ki bunların tersi oluyor.

YETKİLER İYİ KULLANILMIYOR

Savcılar yetki gereği şüphelileri 24 saat gözaltında tutabilirler ama bu 4 güne uzuyor. 1 gün 24 saat daha uzuyor sonra tekrar uzuyor, tekrar uzuyor. İstisnanın istisnası kullanılıyor. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bir insanı sorguya çekecekseniz kaçmıyorsa her an çağırabilirsiniz. Kaçacaklarını hiç sanmıyorum. Yetkilerin çok dikkatli özenli kullanması gerekir. Ben ne yazık ki son 2-3 yıldır devam eden buna benzer davalarda yetkilerin iyi kullanılmadığı kanısındayım. Bundan dolayı da bir hukukçu olarak büyük üzüntü duyuyorum.