"Çünkü bir yasanın içinde 200 tane yasa bulunuyor. 200 tane yasa değişmiş. Neyin, nerede, nasıl değiştiğini hiç kimsenin bilmesinin mümkün olmadığı, adı torba kendi çorba olan yasalarla Türkiye hukuk devletinde reform yaptığını savunuyor. Böyle bir ülke hiçbir yerde yok" dedi.

Ömer Faruk Eminağaoğlu, Gazeteci Uğur Mumcu'nun katledilmesinin 18. yıl dönümü nedeniyle ADD Çorum Şubesi tarafından düzenlenen anma etkinliğine katılmak üzere Çorum'a geldi. Site Kültür Düğün Salonu'nda düzenlenen etkinlikte bir konuşma yapan Eminağaoğlu, torba yasa, geçtiğimiz yıl 12 Eylül'de yapılan halk oylaması ve Anaya Mahkemesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Hukukun adalet için var olduğunu dile getiren Ağaoğlu, olağanüstü dönemlerde hukuka gerek olmadığını, olağanüstü dönemlerde yönetimlerin istediği şeyi silah zoruyla yerine getirdiğini belirtti. Ağaoğlu, "Bugün olağanüstü ve üniformalı yönetimlerin silahla yaptığını sivil bir yönetimin yargı üzerinden aynısı sonuçlar toplanarak yapıyor Ve yargı silah gibi kullanılıyor. Yargı üzerinden yapılan işlemlere baktığınıza hiç kimseyi tatmin eden gerekçe görülmüyor" ifadelerini kullandı.

Ağaoğlu, 1960 yılından önce yargı kurumlarının yeterli güvencelere sahip olmaması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri darbelerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştiğini, ekim ayında yeni Anayasa Mahkemesi üyeleri için tören düzenlendiğini hatırlatan Ağaoğlu, "Türbandan hareketle Anayasa Mahkemesi başkanı "devleti güçlü, özgürlüklerini doya doya yaşayamamaktan dolayı halkı mutsuz olan bir ülkenin varlığının anlamsızlığı açıktır" diyor. Bunu bir Anayasa Mahkemesi başkanı söylüyor. Anayasa Mahkemesi başkanının söylediği bu söz Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı tarafından alkışlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti nereye gidiyor? 12
Eylül'deki halk oylaması niçin yapılmıştı? Halka anlattıklarıyla, metinlerde yazıların kaç satırı örtüşüyor? Neden halka gerçekler anlatılmıyor? Bunları sorgulamamız gerekiyor" diye konuştu.

Toplumda sorunlar artmadığını müddetçe hukukta dosya artmayacağını dile getiren Ağaoğlu, "Toplumdaki sorunlar o kadar katlanmış ki yargıdaki dosyalar onun bir örneği. Yargının hızlı çalışmasına yönelik bu tabloda getirilen esaslı bir düzenleme yok. Sürekli yeni yasa çıkarılmasından dolayı yasalar Yargıtay'a pinpon topu gibi gidip geliyor. Yargıdaki iş yükü katlanarak devam diyor. Yargıda sorunları çözecek esaslı hiçbir şey getirilmiyor. Bu tablo kullanılarak 30 yıldır el atılmayan iktidar eksenli bir yargı ortaya çıkarılmak isteniyor.
Yargı adaleti sağlayamıyorsa gerçek anlamda güvenli olamıyorsa herkes başka çözüm merci arayacak. Yargının çıkmaza sokulması bir başka senaryonun yansımasıdır. Birincisi yargıyı yeniden yapılandırmaktır. İktidarı sorunları çözüm arayan insanlara tek adres haline getirmektedir" sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
Özel güvenli mahkemelerin kapatılması yönünde açıklamalar yaptığında hakkında soruşturma açıldığını anlatan Ağaoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:

"250. madde kapsamındaki o mahkemelerdeki soruşturmalar adil yargılanma koşullarından uzak. Delilleri bizzat savcının toplaması gereken yasal düzenlemeye rağmen savcının böyle bir imkanı yok. Hükümete yönelik her türlü suçlar orda soruşturuluyor, her şey hükümetin görevlendirdiği kolluk yoluyla, temin ettiği şekille o mahkemeler üzerinden yürütülüyor. Böyle bir yargılanma hiçbir yerde yok. Türkiye'de herkes DGM'ler kalktı sanıyor. Türkiye'de DGM'ler kalksa onun yerine kurulan mahkemelere tek tek atama yapmanız gerekiyor. DGM'ler kalktı. Onun yerine bu mahkemeler kuruldu. DGM'de çalışanlar buraya atanmadı. Herkes görevine devam etti. Kanunda bir tek isim değişti. Sorarsanız biz DGM'leri kaldırdık, askeri savcıyı çıkardık. DGM kadrosuyla yürüyen özel mahkemelerle Türkiye karşı karşıya. Ama takiye hukuku Türkiye'de hukuk haline getirildi. Bunlar Türkiye'de reform olarak vatandaşa ve diğer mercilere reform olarak sunuluyor. Yargı ve hukuk alanında değişen, gelişen hiçbir şey yok".


İHA