Yargının “öteki kadın” ya da “sevgili tazminatı” diye yıllardır tartıştığı bu konu, içtihat kararı ile noktalandı. Yeni içtihat dün 84’e karşı 87 oyla kılpayı oluşturuldu. Kurul’un içtihat kararı yasa gibi hüküm taşıyor; daireler ve mahkemeleri bağlıyor. Bu karar ışığında artık aldatılan eşe üçüncü kişi konumundaki “sevgili” tazminat ödemeyecek. Bu konuda, açılan manevi tazminat davalarında ret kararı verilecek.

Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan dün yaptıkları toplantıda, “Evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye (sevgili) karşı diğer eş manevi tazminat isteyemez” kararı verildiğini açıkladı. Gençcan Hürriyet’e, “Sadakat yükümlülüğü eşler arasındadır. Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku kitabında bu konuda üçüncü kişinin müteselsil sorumluluğunu öngören bir düzenlemeyi Kanun Koyucu bilerek ve isteyerek yapmamıştır” dedi.

‘3’ÜNCÜ KİŞİNİN SORUMLULUĞU YOK’

Kurul’un 87 üyesi, “Aldatılan eş, aldatan eşin, evliliğin bitmesine neden olan üçüncü kişi konumundaki sevgilisinden manevi tazminat isteyemez” dedi. Bu üyeler üçüncü kişi konumundaki “sevgililerin”, “Evlilik birliğinin tarafı olmadığından, fiilinin haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceğine ve ortada tazminatı gerektirir bir durum olmadığını” savundular. Çoğunluk bu görüşte olduğu için kılpayı bu yönde içtihat kararı verildi.

Aksi görüşteki üyeler ise “Evlilikte sadakatsizlik, haksız eylem niteliğindedir. Evli eşle ilişki kuran üçüncü kişi de haksız eyleme iştirak eden konumunda bulunduğu, aldatılan eşin kişilik haklarının zedelendiği, aldatan eşle, ilişki kurduğu için üçüncü kişinin (sevgili, öteki kadın) bu zarardan müteselsilen sorumlu olduğu ve manevi tazminat verilmesi gerektiğini” savundular.