Fikirlerin belli bir gayeye yöneltilmiş, sistemli haline ideoloji denir. Son yüzyıllara değin ideolojiler  toplumları, milli karakterlerini, hatta savaşları bile belirleyen bir güce sahip olmuştur. Dikkat edersek faşist lider Adolf Hitler, İtalyan faşist lideri Mussolini, komünist  grubun ünlü liderleri Stalin ve Lenin de birer ideolojik öğe haline gelmiş, kimi zaman dünya sahnesinde büyük kalabalıkları etkileyerek mevcut dünya tarihinde yer edinmişlerdir. Hiç şüphesiz ki günümüzde de bu liderlerin hayatları, tecrübeleri, yazıya aktardıkları nesiller arasında başkalaşarak da olsa yarınlara taşınmaktadır. Elbette, bahsettiğimiz isimler ideolojileri kendi başlarına geliştirmemişlerdir. Kimi fikir adamları da organik olarak betimleyebileceğimiz ‘fikirler çözeltisi’ ne büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bu gelişimde şüphesiz dünya tarihinin önemli olaylarından Fransız İhtilali’ni, milletlerarası savaşları, edebiyat akımlarını da saymak mümkündür.
  
Günümüzde bile var olmayı kısmen de olsa becerebilen ideolojiler, hangi kaynaktan beslendiğine bağlı olarak kendi mevcudiyetini hazırlar. Gerçekten büyük insan topluluklarının desteğini alabilen fikirler yok olmaz, aktif  olmasa bile dünya arenasından silinip gitmez. Kendi coğrafyamıza bakacak olursak bu durumu gerçekleyen bir tarihle karşılaşıyoruz. Osmanlı Devleti de yüzyıllarca İslami düşünce etrafından birleşmiş, aktif siyasetini de, hukukunu da bu düşünce etrafında geliştirmiştir. Osmanlı Devleti’nde ‘hareket ettirici’ olarak İslam dinini, İslam dininin kaynaklarını sayabiliriz. Ancak dünya tarihine göre şekillenen ideolojiler zamanın gereğini yakalamakta kimi zaman zorlanır. Yine bunun en keskin örneğini Osmanlı Devleti’nden vermek mümkündür. Dünya ile eş zamanlı gelişen milliyetçilik duygusu bir başka amaç daha getirmişti. Artık İslam dinini yaymak, refah ve nizam ile halkını huzur içinde yaşatmak gibi gayelerin yanında, Turan birliğini kurmak, Kızıl Elma’ya ulaşmak gibi farklı yüksek amaçlar ortaya çıkmıştır. Görebileceğimiz gibi ideoloji mefhumu taraftarlar ve bir düşünce birliği etrafında şekillenir. Her birinin kaynağının farklı olması itibariyle doğruluk-yanlışlık, iyilik-kötülük gibi parametrelerle değerlendirme olanağı bulunmamaktır. Ancak daha önce dünyayla tecrübe ettiğimiz gibi, ideolojiler yanlış politikalar sonucunda, yanlış fikir adamlarının, yanlış siyasetçilerin elinde gücünü kaybetmeye, amacından sapmaya mahkum olmuştur. Siyasi yanıyla yoğun ilişkili olsak da bulunduğumuz anlam bağlamında ideolojilerin sadece siyasi olmadığını, politik, ontolojik ve diğer büyük branşlarda, ekollerde var olabileceğini söylemeliyiz.
   
Günümüzde üzerinden yüzlerce yıl geçse de milliyetçiliğin, İslamcılığın ve komünizmin birer ideoloji olarak nesillerde yaşadığı, kimi zaman fikri sıçramalarla önem kazandığı aşikardır.
      
Yine de trend olarak ideolojiler ancak parça parça kullanılır, sıkı taraftar olanların da global dünya karşısındaki girdapta kaybolup gittiği görülür. Siyasi olarak tek kimlikli olmak, radikal olmak çağın gereklerini karşılamamaktır. Özellikle Liberalizm ideolojiler arasındaki en büyük tehdidi oluşturur. Çünkü gücünü özel sektörden alır, anlaşılacağı gibi güvenli ticaret, serbest ekonomi, kısaca ‘para’ eksenlidir. Diğer fikirler arasındaki yükselişi de bu sebeple mümkün olmuştur. Dünyanın aslında var olduğundan beri özlem duyduğu güvenlik ve barışı vaat etmiştir. Yine de günümüzde hükümetlerin, partilerin ‘ideolojik parçaları’ kullanıldığı görülür. Bu, eskiden olduğu gibi sıkı bir bağlılığı değil, bir ‘değinme’yi işaret eder. Yine insanın yaradılışı ile ilgili bir yönelim olan bu durum, politikacıların hitaplarının vazgeçilmez unsurunu oluşturur ve kitleleri etkilemede bir iletişim metodu olarak kullanılır.


İdeoloji(Ideology) kelime olarak Destut De Tracy’nin ortaya attığı bir kavramdır. Fransız İhtiali döneminde ortaya çıkmıştır. Eski Yunan kökenli iki kelimenin birleşimi ile oluşur. İdea-logy ( İdea = Fikir, düşünce ; logy[logic]=Bilim, ihtisas ) Bu arabirimler etrafında beliren kavramın alternatif hikayeleri de mevcuttur. Bir diğer disipline göre bu kelimeyi Ruslar ortaya atmıştır. ‘İntelligentsia’ nın başkalaşarak ideoloji olduğu iddia edilmiştir. Günümüzde ise kullanım itibariyle yoğunluk ‘science of Ideas’ etrafında toplanmıştır. Kendi dilimiz için bir çeviri mecburiyeti içinde olsak buna yalnızca ‘fikir bilimi’ demek birçok açıdan sakıncalı olacaktır. ‘İdea’ fikir, inanış, düşünce ve zihinsel bütün aktiviteleri kapsar.(any conception existing in the mind as a result of mentalunderstanding, awareness, or activity/a thought, conception, or notion/an impression/an opinion, view, or belief/a plan of action; an intention)  Ancak fikir kelimesi de genel kullanım itibariyle düşünceyi karşılar,  yine yerleşik lisanda düşünce tanrı kaynaklı bir inanışı, bilinçaltı aktiviteleri ve içgüdüsel hareketleri karşılamaz.

İdeolojinin günümüz dinamiğinin de etkisiyle kişiler üzerinde etkili olan bir –psikolojik-aktiviteye dönüştüğünü söyleyebiliriz. Bunun dışında dini inanışlar da etimolojik olarak anlamlandırılamayan bir süreci ifade eder. Kendi lisanımızda ‘Fikir bilimi’ bunu tam olarak karşılamakta yetersiz kalacaktır. Sınırlarını çizmekte zorlansak da ideoloji, ‘belli bir fikir, var oluş, hareket, insana dair bütün bilgi birikiminin, insan-üstü aktivitelerin belli bir gaye etrafında ‘bilimsel’ bir çabayla ayrı bir ekol hale getirilmiş bütündür.’
   
Elbette her dönemin fikir adamı kelime hakkında bir açıklama yapmayı uygun bulmuş ve ironik bir şekilde ideoloji’nin etimolojik kökenini yine kendi fikirleri çevresinde tabiri caizse ‘ideolojik bir ideoloji’ tanımı yapmışlardır.
 
‘Ideology as an instrument of social reproduction’ İdeoloji;  sosyal, toplumsal yenileşmeyi kurmak için bir araçtır. (Marksist Öğreti)


YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 - http://en.wikipedia.org/wiki/Ideology#cite_note-0
2 - http://en.wikipedia.org/wiki/Logy
3 -http://www.cla.purdue.edu/english/theory/marxism/modules/marxideology.html



(Bu köşe yazısı, sayın Murat Aytek KORKMAZ tarafından
www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)