YARGITAY 22. Hukuk Dairesi
ESAS: 2012/26057 
KARAR: 2013/18397


Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I 

Davacı vekili, davacının davalı kuruma bağlı M... Erkek Yetiştirme Yurdunda değişik alt işverenlere bağlı işçi yardımcı personel olarak 22.06.1998-12.09.2007 döneminde kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve yasal usullere aykırı biçimde feshedildiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili davacının davanın süresinde açılmadığını, davacının kurum işçisi olmadığını, hizmet alım personeli olarak ilgili şirketlerin işçisi olduğunu, davanın ilgili şirkete karşı açılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının uzun yıllar devam eden çalışmalarının karşılığı olan kıdem ve ihbar tazminatı hakkında ortadan kaldıracak şekilde işçinin istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı işveren tarafından davacı hakkında tutulan tutanaklarla ilgili işlem yapılmadığı, yasal sürecin tamamlanmadığından iş sözleşmesinin işçinin istifası nedeniyle sona ermediği, işveren tarafından geçerli nedenle feshedildiği, feshin haklılığına ilişkin herhangi bir sebep ortaya konulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.

Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.

İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.

Somut olayda, davacı işçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından fesih nedeni belirtilmeden, yazılı fesih bildiriminde bulunulmadan haksız olarak feshedildiğini ileri sürmüş ancak feshin ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin bir açıklama yapmamıştır. Davalı işveren ise davacının 13.09.2007 tarihli istifa dilekçesiyle istifa ederek işten ayrıldığını savunmaktadır.

13.09.2007 tarihli istifa dilekçesi, işçi tarafından el yazısı ile düzenlemiştir ve özel ailevi nedenlerle işten ayrılmak istediği beyanını içermektedir. Davacı vekili istifa dilekçesinin işyeri uygulamaları ve işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacının işverenle tartıştığını, tartışma üzerine davacının işyerinden ayrılmak istediğini belirttiğini, istifa dilekçesini bu şekilde işverene verdiğini iddia etmiştir. Davacının istifa dilekçesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası bulunmadığı gibi, istifa dilekçesinin baskı altında alındığına dair ve istifayı hükümden düşürecek yeterli delil de mevcut değildir. Öte yandan istifa dilekçesinde davacının istifa etme gerekçesi olarak açıkça özel ailevi nedenlerle istifa ettiği belirtilmiş olup işçilik alacaklarının ödenmesi konusunda bir talep veya koşul ileri sürülmemiştir.

İstifa dilekçesinde fesih gerekçesi olarak kişisel nedenlere dayanılması ve işçilik alacağı talep edilmemiş olması da dikkate alındığında iş sözleşmesinin işçinin istifası ile sona erdiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca istifa dilekçesine değer verilerek davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.10.09.2013



kararara.com