İSTANBUL - Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Ergenekon davasında tanık olarak ifade vermek üzere Silivri'ye geldi. 

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral ilker Başbuğ da Ergenekon davalarının birleşmesinden sonra ilk kez duruşmaya katıldı.

Duruşma salonundan gelen ilk bilgilere göre, Hilmi Özkök, 2003'te kuvvet komutanlarıyla yapılan bir toplantıda muhtıra kelimesinin geçtiğini doğruladı.



Oturarak konuşabileceğinin söylenmesi üzerine Özkök, yanındaki sandalyeye oturdu. Mahkeme Başkanı Özese, tanık Özkök'e "Sizden gerçekleri söylemenizi bekliyoruz" diyerek bildiklerini anlatmasını istedi.

"Benim şahit olduklarım, askerlikle ilgili konulardır" diye söze başlayan Özkök, ifadesinde şunları söyledi: "Onun dışındaki hususları bilmem. Ancak sorulduğu takdirde, bildiklerimi de anlatırım. 2002 yılının ağustos ayında Genelkurmay Başkanlığı görevine getirildim. Bir müddet sonra genel seçimler yapıldı ve şu andaki parti iktidara geldi. İktidardaki parti (AK Parti)seçilince, ben de dahil olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarında bir tedirginlik oluştu. Bu kişilerin eski söylemlerine bakıldığı zaman, ‘acaba bir geriye dönüş olur mu, kötüye doğru gidiş olur mu?’ diye endişe ettik. Ben dahil hepimiz tedirgin olduk. Bu konuları kendi aramızda konuşmaya başladık. Askerlikte herkes görüşlerini özgürce dile getirir. Kimi zaman benim görüşlerimle astlarımın görüşleri arasında farklılıklar oldu. Bu çok normal."


'BANA AYIŞIĞI VE YAKAMOZ SUNUMLARI GELDİ'
Özkök'e, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemdeki kuvvet komutanları tarafından hazırlandığı iddia edilen 'Ayışığı', 'Sarıkız' ve 'Yakamoz' adlı darbe planları da soruldu.



O dönemde Türkiye'yi ilgilendiren çok yoğun bir gündemin olduğunu dile getiren Özkök şöyle konuştu: "2004 yılı bahar aylarında bana bir vasıtayla nasıl geldiğini bilmiyorum bir slayt sunum geldi. Sunumun içinde 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' sunumlarını gördüm ve bunları okudum. Çünkü bunlar dezenformasyon da olabilirdi gerçek de olabilirdi. Bu, bilgi kirliliği oluşturmak amacıyla gönderilmiş olabileceği için Genelkurmay Başkanı olarak temkinli olmam gerekiyordu. Bu konuyu astlarımla dahi paylaşmadım. İddialar çok büyüktü. 'Hukuki bir müdahale yapılır mı?' diye düşündüm. Ancak hukuki işlem yapmadım. Ben bu 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' meşru belge olmadığı için işlem yapmadım. Bulunduğumuz mevkiler çok önemli mevkiler. Örneğin Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın emrinde 300 bin kişi var. Astlarınıza olan güvensizlik büyük sorunlara neden olabilir. Meşru olmayan gerçek olup olmadığını bilmediğim bir belgeyle işlem yapamazdım. Astlarımdan şüphe duyduğum anlamına gelir. Astlara güven vermek çok önemlidir. Daha sonra dikkatler başka yöne kaydı. O günden sonra bazı arkadaşlar emekli oldu, bazıları kaldı. Ben emekli olduktan sonra bu konular gündeme geldi."


"EVET ORADA ÖYLE BİR SÖZ SÖYLENDİ"
Özkök'ün ifadesini tamamlamasının ardından savcılıkta verdiği ifadeler okundu. Savcılıkta "Genelkurmay Başkanlığı yaptığınız dönem içerisinde mahiyetinizdeki kuvvet komutanlarından dönemin yürütme organına yönelik muhtıra verilmesi yönünde telkin ya da teklifte bulunan oldu mu? Olduysa kimler tarafından ne amaçla ve nasıl oldu?'' sorusuna verdiği cevap okunduğu sırada araya giren Hilmi Özkök bir şeyler söylemek istediğini belirtti.

Özkök, "Geçen bir gazeteci, bir röportajıma atıfta bulunarak 'teklif' diye soruldu, başka şekilde sorulsaydı cevabım başka olurdu' dediğimi belirtmiş. Buraya bir açıklık getirmek istiyorum. Teklif askerlikte çok özel bir terimdir. Daha önce emredilen bir konuda astlar bir çalışma yapar ve emri verene bu konuyla ilgili bir sunumda bulunur. Bunun dışında zaman zaman toplanır beyin fırtınası yaparız. Orada kişiler aniden aklına geleni söyler. Saldırı, savunma ve geri çekilme gibi birbirinden farklı 3 hareket tarzı vardır. Evet orada böyle bir söz yani 'muhtıra' söylendi. Muhtemel hareket tarzlarından biriydi.Resmi bir teklif değildi."



Özkök'e yöneltilecek kritik sorulardan biri de sefertası olacak. Mahkeme heyeti Özkök'e "Karargahta görevliyken yemeklerini sefertasıyla evinden getirdiği" iddiasının doğru olup olmadığını soracak.

Özkök'ün darbe girişimini engellediği için dönemin kuvvet komutanları tarafından zehirlebileceği endişesi taşıdığı iddia ediliyordu.

Özkök'e, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemdeki kuvvet komutanları tarafından hazırlandığı iddia edilen 'Ayışığı', 'Sarıkız' ve 'Yakamoz' adlı darbe planları da sorulacak.

Davaya bakan 13. Ağır Ceza mahkemesi geçen hafta tanık sıfatıyla dinlenmesi için Özkök'e çağrı göndermişti.

'TEKLİF EDİLMEDİ' DEMİŞTİ AMA...
Ergenekon savcıları, 1457 sayfadan oluşan 3. Ergenekon iddianamesinde yer verdikleri bilgiye göre, Özkök'e, "Kuvvet komutanlarından yürütme organına yönelik muhtıra verilmesi yönünde telkin ya da teklifte bulunan oldu mu?" diye sordu.

Özkök'ün yanıtı iddianamede şöyle yer aldı:

"YAŞ toplantısı öncesi orgenerallerin adet gereği Ankara'ya geldikleri, toplantılarda görüş alışverişinde bulunulduğu, iktidara yeni gelen partiyle ilgili olarak geçmişteki bazı söylemleri nedeniyle çekincesi olanların toplantıda açık açık fikirlerini beyan ettiklerini, kimsenin kendi yanında muhtıra verme şeklinde bir teklifte bulunamayacağını, kendisinin de böyle bir şeye fırsat vermeyeceğini, bu şekilde bir teklif gelmediğini..." İDDİANAMEDEKİ İLGİLİ BÖLÜM (SAYFA 34)

Ancak Özkök daha sonra bir gazeteye verdiği röportajda akıllarda soru işareti bırakan bir ifade kullanmış ve, "Savcı bana sadece teklifi sordu, 'görüş beyan eden oldu mu?' diye sorsaydı, cevabım daha farklı olurdu" demişti.

3.ERGENEKON İDDİANAMESİ





ntvmsnbc