ANTALYA’nın en önemli yolsuzluk davası olarak kent tarihine geçen ve Antalya’nın Susurluk’u olarak bilinen Çalkaya davası 19’uncu celsede sonuçlandı. İçişleri Bakanlığı’nın 2000 yılında başlattığı soruşturmayla gündeme gelen ve bugüne kadar devam eden davada, sahte encümen kararları ile hazine arazilerini satmak, paravan kooperatif kurmak, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli zimmet suçlaması ile yargılanan 28 kişi hakkındaki karar hükme bağlandı.

DİKKAT ÇEKEN İSİMLER

Mahkeme Başkanı Nihat Altuğ’un yürüttüğü duruşmada MHP’li Çalkaya eski Belediye Başkanı Süleyman Yılmaz, Antalya eski Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Okumuş, Yazı İşleri Müdürü Neriman Çoban, Fen Memuru Sadi Namal, Tapu Müdürü Hadi Önder, kooperatif temsilcileri Erkan Karaçayır Mustafa Küçük Kulaksız, Muzaffer Çilesiz, Mevlüt Demir Yay, Turgay Nalçınkaya ve Metin Durdu’nun isimleri dikkat çekti.

BAŞKANLIK YAPAMAYACAK

Dava sürecinde en fazla gündeme gelen isimler arasında yer alan, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 13 dosyalık rapor sonrası partisinden ihraç edilen ve tutuklanan Çalkaya eski Belediye Başkanı (1994-2004) Süleyman Yılmaz, davada en fazla cezayı alan isim oldu. 30 Mart yerel seçimlerinde Aksu Ak Parti aday adayı da olan Yılmaz, zimmet, resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla 75 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yılmaz ayrıca belediye başkanlığı hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklandı. 

OKUMUŞ BERAAT ETTİ

Olaydaki flaş sanıklardan Çalkaya Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Neriman Çoban 55 yıl 2 ay, Fen Memuru Namal 18 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldı. Soruşturmanın emniyet kısmında yer aldığı, çete lideri olduğu iddia edilen Erkan Karaçayır ve adamlarını koruduğu suçlaması ile tutuklanıp daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Antalya eski Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Okumuş ise beraat etti.

SUÇU SABİT DEĞİL

Duruşma tutanağında Okumuş’un beraatına ilişkin şu ifadeler yer aldı: “Sanık Ali Okumamış hakkında irtikâp suçundan dolayı cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin olarak, savunmalarının aksine, cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilememesi, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca sanığın atılı suçtan beraatına karar verilmiştir.”  


Salim UZUN/HÜRRİYET