Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 yaşındaki üvey kızına cinsel istismarda bulunan sanığın cezalandırılmasını isteyen Yargıtay kararına direnirken ilginç gerekçeler öne sürdü. Kararda, 21. yüzyılda kadın-erkek ilişkilerinde büyük dejenerasyon yaşandığı belirtilde ve mahkemelerde karı veya kocaların yaşı küçük çocukları iftira amaçlı kullandıkları ileri sürüldü.

İzmir’de yaşanan olayda, sanık Ö.Y.’nin S.İ.’nin ikinci eşi olduğu ve S.İ.’nin üç çocuğundan biri olan 14 yaşındaki D.İ.’ye cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla dava açıldı.

12 YIL HAPİS İSTENİYORDU 

İddianamede şüphelinin eşi ile aralarında geçimsizlik oduğu ve S.İ.’nin Ö.Y.’yi eve almadığı belirtildi. Şüphelinin mağdur kız D.İ.’ye sözle, sırnaşıkça ve cinsel içerikli sözler söylediği belirtilen iddianamede Ö.Y.’nin iddiaları kabul etmediği ve “S.İ.’nin kendisinden boşanmak için gerekçe ürettiğini” iddia ettiği belirtildi. İddianamede S.İ. ve kızının iddialarının ve Ö.Y.’nin “kaçamaklı” ifadelerinin yüklenen suçu işlediğini gösterdiği belirtilerek çocuk istismarı suçundan 4.5 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada mağdure kız iddialarında ısrarcı olurken anne S.İ., mahkemeye verdiği dilekçede, olayın tamamen bir yanlış anlamadan kaynaklandığını belirterek şikayetçi olmadıklarını söyledi. Ancak S.İ. daha sonra mahkeme ifadesinde sanığın kendisini tehdit ettiğini ve şikayetçi olmaya devam ettiğini belirtti. D.İ. de üvey babasının kendisi ile cinsel içerikli konuşmalar yaptığını, annesi ile evlenmeden önce bir defa kendisini dudağından öptüğünü anlattı.

Mahkeme dava sonunda sanığın beraatine karar verdi. Kararda şikâyetçi S.İ.’nin “görgüye dayalı” bir tanıklığı olmadığı ve dilekçede olayı inkar ettiği belirtildi. Temyiz edilen davada Yargıtay 14. Ceza Dairesi beraat kararını bozdu. Bozma kararında “Kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli sebep bulunmayan mağdurenin aşamalarda değişmeyen tutarlı ve samimi anlatımlarına göre üvey babası olan sanığın yalnız kaldıkları zamanlarda cinsel içerikli sözler söylediği sabittir” denildi.

‘ANNESİNİN TESİRİNDE’ 

Bozma üzerine dosyanın gönderildiği mahkeme hâkimi ise eski kararında direndi. Mahkemenin kararında mağdurenin olay tarihinde 14 yaşında olduğunun dikkate alınması gerektiği belirtilerek, mağdurenin annesinin tesiri ve telkini altında üvey babasına zarar vermek istediği savunuldu. Yargıtay’ın “mağdurenin kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli bir sebep bulunmadığı” tespitini eleştiren mahkeme, çift arasındaki anlaşmazlığın ve sanığın eve alınmamasının yeterli sebep olduğunu savundu.

‘DEJENERASYON ÇAĞI’ VURGUSU

İmla hataları ve cümle düşüklükleri olan kararda ayırca 21. yüzyılı yaşayan toplum yapısında büyük değişiklikler olduğu, eski tarihlerde itibar edilen birçok değer yargısının dejenere olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

“Mesleki tecrübemize göre siyasi suçlar dışındaki örgütsel suçlarda dahi örgüt lideri veya örgüt üyesi konumunda beyanlara rastlandığı, kadın erkek ilişkilerinde de büyük bir dejenerasyon yaşandığından ve yine mesleki tecrübelerimize göre boşanma davalarında veya kin ve husumet ile haraketle aralarında anlaşmazlık bulunan karı veya kocanın yaşı küçük çocukları iftira amaçlı kullandıkları da tespit edildiğinden ve bizzat bu tür olaylar ile yüz yüze gelen ilk derece mahkemesi hakimleri olduğundan, dosyamız müştekisi ve mağduresinin iftira kastı ile hareket ettiklerini net olarak söylemek mümkün değil ise de sanık açısından ortada şüpheli bir durum mevcut olduğundan ve mahkememiz dosyasında müşteki, mağdure ve sanığın mahkeme huzurunda dinleyerek ve gözlemleyerek değerlendiren kişinin de adli yargı ilk derece mahkemesi hakimi olduğu nazara alındığında, 14. Ceza Dairesi’nin bozma ilamında belirtilen görüşün çağımız toplumsal yapısına uymayan bir düşünce olduğu belirlendiğinden bozma ilamına uyulmayarak eski kararda direnilmesi cihetine gidilmiştir.”

Direnme nedeniyle davaya bakan Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 14. Ceza Dairesi’ni haklı bularak mahkeme kararını bozdu.