İstanbul Emniyeti’nde 1999 yılında sendikacı Süleyman Yeter’i işkencede öldürdüğü için on yıl hapis cezasına çarptırılan Komiser Yardımcısı Ahmet Okuducu ile ilgili gerekçeli karar açıklandı. Ahmet Okuducu’nun, “Kafasını sehpaya çarptı” şeklindeki savunmasını ‘suçtan kurtulmaya dönük’ bulan mahkeme, Yeter’in işkencede öldürüldüğünü kabul ederek, Okuducu’yu eski TCK’nın 463. maddesine göre “faili belli olmayacak şekilde adam öldürme” suçundan 10 yıl hapis cezasına mahkum etti. Fakat savcılık, bu cezayı az buldu. Yeter’in Okuducu tarafından sorgulanırken öldürüldüğünü, dolasıyla “işkence sonucu cinayet” suçundan ez an 15 yıla mahkum edilmesi gerektiğini savunarak, kararı temyiz etti.

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, Adli Tıp Kurumu’nun raporuna atıfta bulunularak Yeter’in ensesi ve boynundaki yaralanmaların önündeki sehpaya çarpmasıyla ya da düşmeyle oluşmayacağı, maruz kaldığı eylem sonucu hayatını kaybettiği ifade edildi. Yeter’in kafasını sehpaya çarparak yaralandığı yönündeki sanık savunmasının ‘suçtan kurtulmaya yönelik savunma’ olduğu vurgulanarak, sendikacının bir cürmü söyletmek için işkence uygulanması sonucu öldürüldüğü kaydedildi. Yeter’in boynuna isabet eden tek darbeyle can verdiği, fakat bu darbenin hangi sanık tarafından atıldığının belirlenemediği, bu nedenle eski TCK’nın 463. maddesinde düzenlenen ‘faili belli olmayacak şekilde cinayet’ten ceza verildiği anlatıldı. Okuducu’ya ceza verilirken alt sınırdan uzaklaşıldığını belirtilerek, şöyle denildi:

“İnsanlık suçu olduğunda şüphe bulunmayan, ülkemiz ve dünyada işkence suçu olarak adlandırılan bu eylemlerde, gözaltına alınanların devletin sorumluluğu altında bulundukları, yaşam hakkının korunmasının bir zorunluluk olduğu, 3-4 kez sorgulanan Yeter’e vücudunda çok sayıda olduğu tespit edilen fiilleri ika ettikleri, eylemlerinin sürekli hale geldiği dikkate alındığında, cezanın asgari haddin üzerinde tayin edilmesi gerektiği yönünde kanaat oluşmuştur.”

Kararda ayrıca, Okuducu’nun o tarihte komiser yardımcısı rütbesinde olduğu, diğer iki sanığın polis memuru oldukları ve kendisinin emriyle hareket ettikleri ifade edildi. Dolayısıyla Okuducu’nun yüksek ceza alması gerektiği vurgulandı.

SAVCI TEMYİZ ETTİ

Bu karara Savcı İsmail Güler de itiraz etti. Güler, itirazında, geçmişte cezalandırılan polis Mehmet Yutar’ın görevinin, ifadeleri bilgisayara geçirmekten ibaret olduğunu, sorgudaki asli yetkilinin Ahmet Okuducu olduğunu kaydetti. Sorgunun tümüyle Okuducu’nun kontrolünde yürütüldüğünü belirten Güler, ölümün de bu aşamada gerçekleştiğini kaydetti. Güler, Okuducu’nun TCK’nın 463. maddesine göre değil, işkence sonucu cinayet suçunu düzenleyen ve en az 15 yıl hapsi gerektiren 452. madde gereğince cezalandırılması gerektiğini savundu. Yutar’ın geçmişte 463. maddeden cezalandırılmasının ise “Okoducu’nun gerçekleştirdiği eylemin vasıflandırmasını etkilemeyeceği”ni belirtti.



Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal