Kamuoyunda 3. yargı paketi olarak bilinen kanundaki, “Devletin güvenliğine, Anayasal düzene, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı ve casusluk suçlarında CMK’da öngörülen tutuklama süresinin iki kat uygulanacağına ilişkin hüküm” anayasaya aykırı bulundu. AYM, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni esas alan mahkeme düzenlemeyi anayasaya aykırı ve “ölçüsüz” olduğu gerekçesiyle iptal etti. AYM iptal kararıyla Hükümet’e, “AİHM ve AİHS’e göre makul süre belirle” mesajı iletti. Hükümete yeni düzenleme için kararın Resmi Gazete’de yayımından itibaren bir yıl süre verildi.

HÜKÜMET BEKLEMEYEBİLİR

AYM kararı, en kısa sürede Resmi Gazete’de yayımlanacak ve bu tarihten bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Ancak Hükümetin, bu bir yıllık süreyi beklemeden AİHM ve AİHS kararları ışığında düzenleme yapma imkanı bulunuyor. Ergenekon, KCK gibi henüz hüküm verilmeyen tutuklular açısından mahkemelerin de terör suçlarında iki kat tutuklama süresi iptal edildiği gerekçesiyle yeni düzenlemeyi beklemeden tahliye kararı verebilecek.

İŞTE İPTAL EDİLEN MADDE

CHP kamuoyunda “üçüncü yargı paketi” olarak bilinen 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un iptali istemiyle AYM’ye başvurmuştu. AYM, bu kanunla terör ve örgütlü suçlarda CMK’daki azami beş yıl olan sürenin iki kat olarak on yıl şeklinde uygulanacağı düzenlemesini iptal etti. Kanunun 75. maddesiyle, 3713 sayılı Terörle Mücadale Kanun’u başlığı ile birlikte değiştirilen 10. maddesinin iptaline karar verildi. İptal kararında şöyle denildi:

“Türk Ceza Kanunu’nun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır biçimindeki beşinci fıkrasının iptaline karar verildi.”

FEYZİOĞLU: İPTAL BOŞLUK YARATMIYOR, AYIBI GİDERİYOR 
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, AYM'nin iptal kararının mahkemelerce kısa kararın ilan edilmesi nedeniyle yerleşik uygulamaya göre bugünden itibaren uygulanması gerektiğini belirterek, Hürriyet Dünyası'na şu değerlendirmeyi yaptı: İPTAL KARARI YERİNDE "Tutuklama geçici bir tedbirdir. Azami süre geçici tedbir olmasını sağlamayı amaçlar. On yıl süren bir tedbirin geçiciliğinden söz edilemeyeceğine göre fiilen cezaya dönüşmüş bir hürriyet kısıtlaması söz konusudur. Üstelik hakim 'kanun koyucu on yıla kadar izin veriyor' diye düşüneceği için vicdanen de kendisini rahat görür. AYM’nin iptal kararı bu sebeple yerinde olmuştur.

İLERİ TARİHE ERTELEMENİN ANLAMI YOK
Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının yayımlandıktan belli süre sonra yürürlüğe girmesi iptal hukukta bir boşluk yaratacaksa düşünülebilir. Geçici olması gerekirken cezaya dönüşen uygulamaya son vererek insanları tahliye etmek hukuka bir boşluk yaratmaz. Tam aksine bir ayıbı giderir. Ayıbın giderilmesini ileri bir tarihe ertelemenin anlamı yoktur. MAHKEMELER 5 YILI ESAS ALABİLİR Anayasada her ne kadar iptal kararları Resmi Gazete'de yayımlanmadan önce yürürlüğe girmez deniliyorsa da yerleşik uygulama iptal edildiği bilinen bir kanun hükmüne dayanılarak kişi temel hak ve hürriyetlerini sınırlayan işlem yapılmaya devam edilmesinin hukuk devletine aykırı olduğudur. Bu sebeple mahkemeler iptal kararı henüz Resmi Gazete'de yayımlanmamış olsa bile iptal kararı kamuoyuna ilan edildikten sonra o hükme dayanarak karar vermezler. Tutukluluk süresini kısaltma sonucunu doğuran bir iptal kararının yürürlüğe girmesinin ileri bir tarihe ertelenmesi bu uygulamayla doğrudan çelişmektedir. Yerleşik uygulamaya devam edildiği takdirde mahkemelerin kısa kararın duyulmasından sonra 5 yılı esas almaları ve 10 yıla kadar uzatma imkanının ortadan kalktığına karar vermeleri gerekmektedir.

İPTAL EDİLEN DÜZENLEME NEYİ DÜZENLİYORDU
İptal edilen düzenleme, TCK’daki, “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”,“Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”, “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” ve “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” suçlarında, CMK’da öngörülen tutuklama süresinin iki kat artırılmasını düzenliyordu.


AYM, CHP’nin diğer iptal taleplerini ise reddetti.

ERGENEKON’CULARA TAHLİYE UMUDU

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez” hükmü var. Terör suçlarında ise bu süre iki kat olarak uygulanıp on yıla uzatılıyordu. İki kat uygulaması AYM’den döndüğü için tutuklulukları azami süre 5 yılı aşan tutuklu PKK’lılar başta, 4.5 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay başta Ergenekon sanıklarına iptal kararının tahliye umudu doğurduğu öne sürülüyor.

ARAS: 1 YILI BEKLEMEYE GEREK YOK

Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Erol Aras AYM kararını Hürriyet dünyasına şöyle değerlendirdi:
"Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu karar yargı eliyle gelen gerçekten devrim niteliğinde bir karar Çünkü gerekçesi ne olursa olsun terör suçları dahil siz bir  insanın masumiyet karinesini, özgür kalma hakkını elinden alamazsınız deniyor. Yasama organının uzun tutukluluk konusunda yapamadığını Anayasa Mahkemesi yaptı ve  göğsümüzü kabartan bir anlayışı ortaya koydu. Getirilen  'ölçüsüzlük' kriteri  tam anlamıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kriteridir. Bu kriter bu iptal kararıyla uygulamaya sokuldu. AYM ne terör ne başka bir gerekçeyle siz bir insanın özgürlüğünü on yıl elinden alamazsınız dedi. Yarından itibaren mahkemelerin bu anlayışı benimsemesi gerekir. Gerekçeli kararın yayınlanması ve bir yıllık sürenin beklenmesine de gerek yoktur. Ergenekon davası başta ismi bilinmeyen tüm davalarda mahkemeler bu kısa kararı dikkate alarak karar vermelidir. Bu karar derhal uygulanmadır. Çünkü AYM bakışını ortaya koymuştur, 10 yıl ölçüsüz demiştir. AİHM'in Türkiye'ye ihlal kararı vererek didindiği standardı Anayasa Mahkemesi koymuştur."

HABERAL İPTAL TAHLİYESİ İSTEYECEK

CHP'li milletvekili Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı da iptal kararının derhal uygulanması gerekitğini ve müvekkili Haberal için karara dayanarak tahliye isteyeceklerini söyledi.  Helvacı kararı Hürriyet dünyasına şöyle değerlendirdi:

"Anayasa hukukçularına göre kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin bu tip bir iptal kararı verildiği ve kısa karar kamuoyuna açıklandığı anda mahkemelerece uygulanabilir. İptal edilen bu  düzenleme ile CMK'nın 251. maddesi yürürlükten kaldırılmıştı. Bu durumda tutuklama sürelerine ilişkin CMK 102/2'ye geri dönüş olur. Ayrı bir düzenlemeye bile gerek yoktur. CMK'ya göre ağır cezalık suçlarda tutuklama süresi en çok iki yıldır ve gerekçesi gösterilerek 3 yıla kadar uzatma kararı verilebilir. Benim görüşüme göre iki yılı üzerinde tutuklu olanlar iptal kararı ışığında mahkemelerce derhal salıverilmelidir. Ama Türk hukukunda CMK'daki tutuklama süresi iki artı üç yıl şeklinde beş yıla terör suçlarında on yıla uzatılıyor. Bu hatalı bir uygulama. AİHM Türkiye'yi tutuklamada makul sürenin aşıldığı gerekçesiyle defalarca mahkum etti. Önümüzdeki hafta müvekkilimizin tutukluluğu gözden geçirilecek. İptal kararına da tahliye gerekçelerimiz arasına alacağız."

Raportör: CMK’da azami süre bonus değil

ANAYASA Mahkemesi’nin ihlal kararları ve kriterleri ile ilgili bilgi veren iki başraportörden mahkemelere önemli uyarılar geldi. Başraportör Ali Rıza Çoban ve Başraportör Hüseyin Ekinci, dün ilk kez basın toplantısı düzenledi: “CMK’daki azami süreler bonus değil, herkesi azami süre kadar tutabilirsiniz anlamına gelmez. Bireysel başvurularda azami 5 yıllık süre aşılmasa bile, dosyanın niteliğine göre tutukluluk süresi makul değilse AYM ihlal kararı verebilir. Dolayısıyla 7 yıldan beri tutuklu olan bir terör sanığı için de pekala ihlal kararı verilebilir.” Çoban, televizyonlarda mahkemenin 10 yıla kadar tutukluluğu uzun bulmadığı” haberleri için “Yanlış değerlendirme” dedi. (Oya ARMUTÇU / HÜRRİYET)


Sıra No Esas Sayısı Konusu İnceleme Evresi Özelliği
2 2012/100 Ankara Milletvekili Emine Ülker TARHAN, Uşak Milletvekili Dilek AKAGÜN YILMAZ ile birlikte 123 milletvekili 2.7.2012 günlü, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un; 1-1.maddesiyle,9.6.1932 günlü, 2004sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun başlığı ile birliktedeğiştirilen 1.maddesinin beşinci fıkrasının, 2- 3. maddesiyle, 2004 sayılı Kanun’a eklenen 8/A maddesinin ikinci fıkrasının, 3- 21. maddesiyle değiştirilen, 2004 sayılı Kanun’un 106. maddesinin birinci fıkrasının, 4- 22. maddesiyle değiştirilen, 2004 sayılı Kanun’un 110. maddesinin birinci fıkrasının, 5- 24. maddesiyle, 2004 sayılı Kanun’un 114. maddesine eklenen dördüncü fıkranın “Açık artırmaya elektronik ortamdan teklif verme yoluyla başlanır.” biçimindeki birinci cümlesinin, 6- 25. maddesiyle, 2004 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 115. maddesinin, 7- 28. maddesiyle değiştirilen, 2004 sayılı Kanun’un 124. maddesinin üçüncü fıkrasının, 8- 29. maddesiyle, 2004 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 126. maddesinin dördüncü fıkrasının, 9- 31. maddesiyle değiştirilen, 2004 sayılı Kanun’un 129. maddesinin, 10- 44. maddesiyle, 6.1.1982 günlü, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 8. maddesinin; a- (1) numaralı fıkrasının, aa- (d) bendine eklenen “Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği,” ibaresinin, ab- (e) bendine eklenen “ile düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlıkları,” ibaresinin, ac- Değiştirilen (g) bendinin, b- (3) numaralı fıkrasındaki değiştirilen “onbeş yıl” ibaresinin, 11- 45. maddesiyle değiştirilen, 2575 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin, 12- 46. maddesiyle değiştirilen, 2575 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin, 13- 47. maddesiyle değiştirilen, 2575 sayılı Kanun’un 61. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkralarının, 14- 57. maddesiyle; a- 6.1.1982 günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin değiştirilen (2) numaralı fıkrasının, b- 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesine eklenen (3) ve (10) numaralı fıkraların, 15- 58. maddesiyle değiştirilen 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin (2) ve (6) numaralı fıkralarının, 16- 72. maddesiyle, 24.2.1983 günlü, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 37. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (c) bendinin, 17- 74. maddesiyle, 12.4.1991 günlü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve örgüt mensupları gibi cezalandırılırlar” ibaresinin madde metninden çıkarılmasının, 18- 75. maddesiyle, 3713 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 10. maddesinin, 19- 77. maddesiyle, 9.6.2004 günlü, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 26. maddesinin birinci ve altıncı fıkralarında yapılan değişikliklerin, 20- 85. maddesiyle, değiştirilen 26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin (6) ve (7) numaralı fıkralarının, 21- 90. maddesiyle, 5237 sayılı Kanun’un başlığı ile birliktedeğiştirilen 277. maddesinin, 22- 92. maddesiyle değiştirilen, 5237 sayılı Kanun’un 285. maddesinin, 23- 93. maddesiyle değiştirilen, 5237 sayılı Kanun’un 288. maddesinin, 24- 95. maddesiyle, 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen 38/A maddesinin, 25- 105. maddesinin, 26- Geçici 1. maddesinin, 27- Geçici 2. maddesinin (4), (5), (6) ve (7) numaralı fıkralarının, 28. Geçici 3. maddesinin, iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemi. Esas 6352 sayılı Kanun’un; A- 75. maddesiyle, 3713 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 10. maddesinin; 1- “Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.” biçimindeki beşinci fıkrasının İPTALİNE, 2- Kalan fıkralarının REDDİNE, B- Diğer kurallarına ilişkin iptal istemlerinin REDDİNE,