YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
AVUKATIN HAKSIZ AZLİ ∙ DAVA DIŞI SULH
Y. 13. HD. E: 2013/16282
K: 2013/21326 T: 12.09.2013

ÖZET: Harca esas değer üzerinden Avukatın hak edeceği Sözleşmesel ve Yasal vekâlet ücreti ayrı ayrı hesap edilerek her iki taraftan da müşterek ve müteselsil olarak ödettirilmesi yoluna gidilmelidir.

Davacı avukat olduğunu, davalı kooperatif ile 13.10.2009 günlü avukatlık ücret sözleşmesi düzenlendiğini, kooperatife karşı diğer arsa sahiplerinin açtığı davada ve kooperatifin arsa sahiplerine karşı açtığı davada kooperatif vekili olarak yer aldığını, ancak kooperatif ile arsa sahiplerinin dava dışında 16.7.2010 günlü protokolle sulh olmaları üzerine davaların takipsiz bırakılarak açılmamış sayılmasına karar verildiği, kendisinin haksız olarak 17.5.2011 tarihinde azledildiği, Avukatlık Kanununun 165. maddesine göre her iki tarafı sözleşme ve kanuni vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek 2009/325 esas sayılı dava dosyası nedeniyle ücreti vekalet alacağı için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icra takibine konu olmayan 2010/126 esas sayılı dava dosyası nedeniyle ücreti vekalet alacağından dolayı 30.000 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 5.4.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, 2009/325 esas sayılı dava dosyası nedeniyle 
yasal ve sözleşme vekalet ücreti alacağına konu icra takibinin 50.058 TL üzerinden devamı ve % 40 icra inkar tazminatının tahsiline, 2010/126 esas sayılı dava nedeniyle ücreti vekalet alacağı için 6.670 TL sinin yasal vekalet ücreti olarak tahsiline, sözleşme vekalet ücretinin ise davalı kooperatife kazandırdığı menfaat esas alınarak bilirkişi tarafından hesaplanacak meblağın tahsiline karar verilmesini, istemiştir.

Davalılar, takip edilen dosyalarda sulh olunmadığını, davaların takipsizlik nedeniyle açılmamış sayıldığına karar verildiğini ancak kararın kesinleşmediğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, yetkili kişilerce imzalanmadığını, itirazın iptali ve alacak davalarının birlikte açılamayacağını, arsa sahiplerine husumet düşmeyeceği savunularak davanın reddini dilemiş-
lerdir. Mahkemece, arsa sahipleri hakkında açılan davaların husumet nedeniyle reddine, davalı kooperatif aleyhinde açılan itirazın iptali davası yönünden, davanın kısmen kabulü ile takibin 49.188 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ve faize ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 40’ı oranında hesap edilen 19.275, 20 TL nin kooperatiften tahsiline, alacak davasının kısmen kabulü ile 6.670 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile kooperatiften tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı kooperatif
tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair, davalı kooperatifin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Dosyanın incelenmesinde; Davacının, davalı kooperatif ile hukuki ihtilaflarının çözümü için 13.10.2009 tarihli vekâletname ve avukatlık ücret sözleşmesi düzenlediği, sözleşmenin 2.maddesine göre, dava değerinin % 10’unun vekalet ücreti olarak kararlaştırıldığı, 6.maddesinde haksız azil halinde kararlaştırılan ücretin tamamının verileceğinin belirtildiği, kooperatifin diğer davalılarla yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle arsa sahiplerinin açtığı 2009/325 esas sayılı 289.000 TL müddeabihli ecrimisil davasında davalı vekili olarak temsil ettiği, yine 2010/126 esas sayılı dava dosyası ile arsa sahiplerine karşı, süre uzatımı verilmesi, olmadığı takdirde yapılan imalatların değerinin tespiti ve tahsili davası açıldığı, harca esas değer olarak 60.000 TL gösterildiği ancak yapılan bilirkişi incelemesinde imalatların değerinin 2.603.923 TL olarak tespit edildiği aşamada tarafların dava dışı bir protokolle 16.7.2010 günü sulh oldukları, protokol içeriğine göre tarafların davalardan feragat etmesi, masraf ve vekalet ücreti almaması kararlaştırılarak taraflar arasındaki hukuki ve mali ilişkilerin tekrar düzenlendiği, bu protokol uyarınca açılan davalar takip edilmeyerek 3.11.2010 ve 8.11.2010 tarihlerinde her iki davanın da açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının vekalet ücretini talep eden 16.5.2011 tarihli ihtarnamesi üzerine davalı kooperatifin gönderdiği esas alınarak bilirkişi tarafından hesaplanacak meblağın tahsiline karar verilmesini, istemiştir. Davalılar, takip edilen dosyalarda sulh olunmadığını, davaların takipsizlik nedeniyle açılmamış sayıldığına karar verildiğini ancak kararın kesinleşmediğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, yetkili kişilerce imzalanmadığını, itirazın iptali ve alacak davalarının birlikte açılamayacağını, arsa sahiplerine husumet düşmeyeceği savunularak davanın reddini dilemişlerdir. 17.5.2011 tarihli azilname ile herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin azledildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı avukatın takip ettiği davalar her ne kadar HMK hükümleri doğrultusunda sulh sözleşmesiyle karara bağlanmamış
ise de takip edilen davanın taraflarının haricen sulh oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi hükmüne göre takip edilen davanın harici sulhle sonuçlanması nedeniyle davanın tarafları avukatın yasal ve sözleşme vekâlet ücretini ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davalı arsa sahiplerinin de Avukatlık
Kanunu 165.maddesine göre sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

3- Davacı, dava dilekçesinde harca  esas değeri 30.000 TL olarak göstererek 2009/325 esas sayılı dava dosyasından doğan ücret alacağı için yaptığı takibe itirazın iptaline ve % 40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, 30.000 TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Taleplerinin açık olmaması nedeniyle verdiği 5.4.2012 tarihli ıslah
dilekçesinde, harca esas değerin 18.000 TL sinin 2009/325 esas sayılı dava dosyası nedeniyle doğan ücret alacağı için yaptığı takibe itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı davasına münhasır olduğu bildirilerek icra takibinin 50.058 TL üzerinden devamına karar verilmesini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, bu nedenle eksik kalan kısım için 32.058
TL üzerinden harcın tamamlatılmasını, icra takibine konu olmayan 2010/126 esas numaralı dava dosyasından doğan ücret alacağı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak yasal vekâlet ücreti olarak 6.670 TL nin tahsiline karar verilmesini, sözleşme vekâlet ücretinin ise her ne kadar o davada harca esas değer olarak 60.000 TL göstermiş ise de kazandırdığı menfaat üzerinden bilirkişi marifetiyle hesaplanarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.5.4.2012 tarihli makbuzla da ıslah harcını ödemiştir. Buna göre, (30.000- 18.000=12.000) 12.000 TL nin 2010/126 esas sayılı dava dosyasından kaynaklanan ücret alacağı davası için harç yatırmış olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi incelemesinde davacının 2010/126 esas sayılı dava dosyası için yasal vekâlet ücreti 6.670 TL, sözleşme vekâlet ücreti ise harca esas değer üzerinden hesaplandığında 6000 TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda mahkemece davacının 2010 /126 esas sayılı dava dosyası nedeniyle, (taleple bağlı kalınarak) sözleşme vekâlet ücreti alacağının da davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kalem isteğin de “fazlaya ilişkin talebin reddi” ifadesi kapsamında reddine karar verilmesi usul ve yasaya
aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacının sair davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 421,97 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren
15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.