Anayasa Mahkemesi, 6217 Sayılı “Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’un 13 . maddesiyle 492 Sayılı Harçlar Kanun’un değiştirilen “Temyiz, İstinaf ve İtiraz Harçları” kısmının, ‘’Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL’’ şeklindeki ibaresini Anayasa’ya aykırı buldu ve iptal etti. Ancak mahkeme iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi. Bu durumda Anayasa’ya aykırı olmasına ve iptal edilmesine rağmen 6 ay içerisinde Yargıtay ceza dairelerine temyiz için başvuracak olanlar 40 TL harç bedelini ödemek zorunda kalacak. Ayrıca mahkeme gerekçeli kararında, kanunun ilgili kısmının, ödeme gücü olmayanlar için mahkemeye erişim hakkını engelleyecek nitelikte olduğuna dikkat çekti.

Eskişehir Çocuk Mahkemesi, Şişli 14. Asliye Ceza Mahkemesi, Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi ile Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’ne 6217 Sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. ve 13. Maddelerinin Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 13., 17., 19., 36., 38., 40., 65. ve 141. maddelerine aykırılığı savıyla iptali isteminde bulunmuştu.

İtirazı esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi 12. maddeyi aykırı bulmadı ve iptal istemini reddetti. 13. Maddeyle 492 Sayılı Kanun’un 1 Sayılı Tarifesi’nin ‘’Mahkeme Bölümü’’nün değiştirilen, ‘’Temyiz, İstinaf ve İtiraz’’ kısmının ‘’Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL’’ ibaresinin yer aldığı ‘b’ bendini Anayasa’nın 2., 5. ve 36. maddelerine aykırı bularak iptal etti.

Mahkemenin gerekçeli kararında kanun koyucunun yargı hizmetlerinin verilmesi karşılığında harç alınması biçiminde düzenleme yapma yetkisi bulunmakla birlikte, bunun Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında bulunan mahkemeye erişim hakkını engellememesi için, “harcın miktarının makul olması”, “harcın alınmasında haklı bir amacın olması”, “ulaşılmak istenen amaç ile harç miktarı arasında orantı olması” ve “ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adli yardım sisteminin olması” kriterlerine uyulması gerektiği ifade edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının da bu yönde olduğu belirtilen kararda, ‘’Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan 'sosyal hukuk devleti', insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, millî gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir. Anayasa’nın 5. maddesinde, kişilerin hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya çalışmak, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmaktadır. Ödeme gücü olmayanlara etkili adlî yardım sağlayacak bir sistem itiraz konusu kuralla birlikte düzenlenmediği gibi, genel olarak ceza yargılaması alanında da, harçlar dâhil 'yargılama giderlerinden muafiyet' sağlayan adlî yardım düzenlemesi bulunmamaktadır. Yine hukukumuzda adlî yardıma ilişkin tek düzenleme olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümlerinin, kuralla getirilen temyiz harcı bakımından da uygulanmasını sağlayacak herhangi bir atıf yapılmamıştır. Dolayısıyla kural, ödeme gücü olmayanlar bakımından mahkemeye erişim hakkını engelleyecek niteliktedir.” ifadeleri yer aldı.

Anayasa Mahkemesi, iptal kararın 6 ay sonra yürürlüğe girmesi kararını ise “Kanun, kanun hükmünde kararname ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilen Anayasa’nın 153. maddesiyle, 6216 Sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasına dayandırdı.

Karşı oy kullanan bir üye ise karşı oy yazısında, karar ile süre verilmek suretiyle devletin Anayasa’ya aykırı olarak gelir toplamasına izin verilmiş olduğuna dikkat çekti.


Cihan