Yargıtay'ın emsal kararıyla noktalanan olay şöyle gelişti: İnternet bankacılığını kullanan bir turizm şirketinin hesabı 2007'de internet üzerinden boşaltıldı. Para, 8 ayrı hesaba gönderildi. Soygunu fark eden şirket yetkilileri, yetkileri dışında hesaplarından 71 bin lira çekildiğini bankaya rapor etti. Banka, şirket yetkililerine internet bankacılığı sistemlerinin çok iyi korunduğunu, bundan dolayı herhangi bir sorumluluk kabul etmeyeceklerini söyledi. Bankadan umduklarını bulamayan şirket, banka hakkında İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, dava sonucunda bankayı kusurlu bularak hem şirketin parasının iadesini hem de tutumundan dolayı 'kötü niyet tazminatını' ödemeye mahkûm etti. Tazminat ve harçlarla 170 bin lira cezaya çarptırılan banka, temyiz için Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay da mahkemenin verdiği kararı onaylayarak bankanın kusuru olduğu yönünde kanaat bildirdi. Şirkete, söz konusu miktarı ödemesi gerektiğine hükmetti.

Mağdur şirketin avukatlığını yapan Hüseyin Aydın, kararın Türkiye'de bir ilk olduğunu belirtti. Kararla kanundaki boşlukların vatandaş aleyhine yorumlanmasının önüne geçildiğini dile getiren Aydın, bankacılık sisteminin daha güvenli hale getirilmesinde teşvik edici olduğunu anlattı. Olaydan sonra dolandırıcılar için de suç duyurusunda bulunduklarını açıklayan Aydın, dolandırıcıların bu soygunu İzmir'den mobil bir cihazla yaptığını belirtti. Aydın, dolandırıcıların paranın yüklü miktarda olmasından dolayı, farklı hesaplara göndermiş olabileceği üzerinde durarak bu işlemi 15 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Emniyet de paranın gönderildiği farklı hesap numaralarından yola çıkarak dolandırıcılardan bazılarını yakaladı.