Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Demirtaş katılmazken, avukatı Meral Danış Beştaş hazır bulundu.

Mahkeme, sanığın talimatla ifadesinin alınmasıyla ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazısının cevabının geldiğini, talimat duruşmasının 7 Ekim 2010 tarihine bırakıldığını bildirdi. Sanık avukatı Meral Danış Beştaş, dosyanın sürüncemede kalmaması için Yargıtay’ın bozma ilamı ve mahkemenin önceki kararı nazara alınarak karar verilebileceğinden, talimat sonucunun beklenmemesine karar verilmesini talep etti.

Beştaş, davaya konu sözlerin fikir ve düşünce hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu.

İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında, sanık Demirtaş’ın İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanlığı yaptığı dönemde, "Diyarbakır Demokrasi Platformu" adı verilen oluşumun dönem sözcülüğü esnasında, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın durumuna dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yaptığını hatırlattı. Bu açıklama sonrası Demirtaş’ın terör örgütü PKK’nın yayın organı olan Roj Tv’de yayınlanan programa katıldığını ve Öcalan’ın Kürtlerin önderi olduğunu ileri sürdüğünü ifade eden iddia makamı, sanığın terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme, verdiği kısa bir aranın ardından sanık Selahattin Demirtaş’ı, "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın yargılama aşamasındaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak verilen cezayı 10 aya indirdi ve "Hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına" karar verdi. Sanık Demirtaş’ın ayrıca 5 yıl boyunca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması da kararlaştırıldı.

-YARGITAY KARARI-

Demirtaş, İHD Diyarbakır Şube Başkanlığı yaptığı dönemde telefonla
katıldığı Roj TV’deki konuşmasında, "suçu ve suçluyu övmek" suçundan,
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkemenin verdiği kararı esastan bozarak,
"suçu ve suçluyu övmekten" ceza alan sanığın, "terör örgütünün propagandasını
yapmak" suçundan yargılanmasına hükmetmişti. Yargıtay kararında, işlenen suçun
terör suçu olması nedeniyle sanığın dosyasının da "terör örgütünün propagandası
yapmak" suçundan yeniden ele alınması gerektiği ifade edilmişti.

Anayasa’nın 14. maddesine de atıfta bulunulan kararda, yasama
dokunulmazlığının sınırlandırıldığı, sanığın 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri’nde
milletvekili seçilmiş olsa bile suça konu yargılama terör suçu kapsamında
kaldığından devam etmesi gerektiği kaydedilmişti.



Vatan